Bugun...



Allah İnancı – 2

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 08-09-2022 11:06

Allah İnancı – 2

Yüce Allah Resulü'nden (s.a.a) sorulan sorulara dikkat edildiğinde, bu ayetin çok farklı, özel letafet ve inceliklere sahip olduğu anlaşılacaktır. Diğer ayetlerdeki açıklama tarzı ile buradaki açıklama tarzı tamamen değişiktir. Allah Resulü'ne (s.a.a) sorulan sorular hakkındaki açıklama tarzı şöyledir:

Ve sana ruhu soruyorlar; de ki: "Ruh, Rabbimin işindendir…”[1]

Sana harp ganimetlerinin hükmünü sorarlar. De ki: "Ganîmetler, Allah'ın ve Peygamberindir.”[2]

Sana yeni ayları sorarlarsa de ki: "Onlar, insanlara vakitlerini bildirir, hac zamanı da onlarla bilinir...” [3]

Bu ayette ise söylem tarzı tamamen farklılaşmış ve şöyle bir ifade yer almıştır:

Kullarım, sana beni sorarlarsa bilsinler ki ben, muhakkak onlara pek yakınım. Beni çağıran, bana dua eden kişiye çağırdığı, dua ettiği anda icabet ederim.

Ayet, "Sen söyle" dememiş, bizzat aracı devre dışı bırakılarak, "Bilsinler ki ben, muhakkak onlara pek yakınım. Beni çağıran, bana dua eden kişiye çağırdığı, dua ettiği anda icabet ederim."

Kur'anî ve ilâhî hitaplara aşina olan ve yüce Allah'ın kitabını tanıyan kimse, bu ayetten çok faydalanabilir ve nice sırları keşfedebilir. Yüce Allah'ın kullarına böyle yakın olması ne kadar da güzel! Yazık ki insanlar O'ndan uzak ve perdeler ardında kalakalmış!

İnsan batınî güzelliklerden ve manevî hazlardan niçin faydalanmaz? Kendi ruhunun hâllerinden neden gaflet eder? Neden ruhuna zahmet verir ve perişan bir hâlde fani dünya hayatını sürdürür? Gönül tarlasını ezeli inayet güneşiyle ve şeriat suyuyla niye buluşturmaz? Niçin sahip olduğu sermayesini ebedi ticaret alanında kullanmaz?

Yüce Allah ile aşk ve sevgiye dayalı bir ilişki kurmak, sülûk ehlinin en büyük arzusudur. Bu insan, yüce Allah ile ilişkisini korumak için de bütün gücünü kullanır. Bu insanın tek yitiği yüce sevgiliyi tanımak, O'nunla konuşmak, O'nun huzurunda yakarmaktır; O'nu razı etmek için her şeyini feda etmeye hazırdır.

Kur'ân-ı Kerim, Kâbe'nin mimarı Hz. İbrahim-i Halil'in (a.s) dilinden şöyle aktarır:

De ki: Şüphe yok, namazım da, ibadetlerim de, diriliğim de, ölümüm de âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” [4]

Şüphesiz ki ezeli sevgili, beşerin huzur ve güvenliği için aradığı yitiğidir; beka ve ebediliği, O'na yakın olmakta ve O'nunla ilişki kurmakta arar. Çünkü doğruluk ve sefa ehlinin gönüllerinin tek sevgilisi odur.

Âşıklar ve arifler imamı Hz. Hüseyin b. Ali (a.s) aşk, yakarış, dua ve şevk vadisi Arafat'ta yüce Rabbine şöyle hitap etmektedir: “Sen, her şeyde kendini bana tanıttın; böylece seni her şeyde açıkça gördüm ve sen her şey için aşikârsın”. [5]

İnsan öyle bir marifet, şuhud ve huzurda duruş makamına ulaşır ki her şeyde ve her yerde Rabbi ile ilişkisinin izini sürer. Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s), çok güzel ve arş kaynaklı bir buyruğunda buna şöyle vurgu yapmıştır: “Ben hiçbir şey görmedim ki öncesinde Allah'ı görmeyeyim”. [6]

Sülûk ehli insana göre cennet, yüce Allah ile sevgi bağı kurmaktır. Çünkü cennetlik ve arif insanın cenneti, cennet yaratıcısı sevgilinin eşiğidir.

Bizim gönlümüze sevgiliden başka giremez biri

Düşmana ver her iki cihanı, bize yeter sevgili.

Böyle bir dünyası olan insan, sevgilinin azabına bile dayanmaya hazırdır; ancak O'nun ayrılığına asla dayanamaz.

Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s), yüce mabuduna ve eşsiz sevgilisine şöyle hitap etmektedir: “Eğer bana ceza çektirmek için düşmanlarının yanında yer verirsen ve bela ehliyle beni bir araya toplarsan, beni dostlarından ve velilerinden ayırırsan, ey Mabudum, ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! Azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim?

Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?”

Yüce sevgilinin sevgisi öyle tatlı ve öyle güzeldir ki hiçbir şey ve hiçbir kimse onun yerini dolduramaz. Bu pencereden bakan insan severek belaya katlanır. Bazen yüce Allah da sevdiği kulunu bu makamda belaya düşürerek onun sevgisini sınar. Bu sınavdan başarıyla geçen kulunu olgunlaştırarak yüceltir. Bu bağlamda bir hadis şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz ki Allah bir kulunu sevdiğinde, onu çetin belalara gark eder.”

Böyle bir kul, ilâhî sevginin tecellisine sahip olduğundan ötürü bu sevgisini her yerde gösterir; cehenneme dahi atılsa, orada da sevgisini haykırır. Müminlerin Emiri Ali (a.s), yüce Allah'a olan sevgisini şöyle betimlemektedir: “Allah'ım! Beni ateşe atsan da seni sevdiğimi ateş ehline bildireceğim.” [7]

Bu ilişki, yüce Allah'ın kullarına olan sevgisini ortaya koymaktadır. İnsanı savunmak ve korumak için şeytanı huzurundan sürmüş, rahmet civarından kovmuş, bütün evreni de insanın yetkinlik kazanması için yaratmıştır. Zatı itibariyle insana üstünlük vermiş, her şeyi onun için ve onu da kendisi için yaratmıştır. Bir hadis-i kutsîde şöyle geçer: "Her şeyi senin için kıldım ve seni de kendim için."

İnsanın arı ve duru gönlünün tek alıcısı yüce Allah'tır. Bu arınmış can o kadar değerlidir ki kimse ona paha biçemez veya onu alamaz.

Kur'ân-ı Kerim şöyle buyurmuştur:

Şüphe yok ki Allah, kendilerine cenneti vermek üzere inananların canlarını, mallarını satın almıştır âdeta.” [8]

Böylesi değerli ve üstün bir ilişki kurabilmek varken, insanın kendisini ucuza satması ve her şeyini kaybetmesi yakışık almaz.

 

--------------

[1]- İsrâ, 85.

[2]- Enfal, 1.

[3]- Bakara, 189.

[4]- En'âm, 162.

[5]- Seyyid b. Tavus, İkbalu'l-A'mal, s.349.

[6]- Şeyh Bahaî, Miftahu'l-Felah, s.368.

[7]- Seyyid Haşim Resuli-i Mahallati, Sahife-i Aleviye, s.187.

[8]- Tevbe, 111.




Bu haber 1260 defa okunmuştur.


Etiketler :
Aynur Çelik / 08-09-2022 19:13:00

Allah razı olsun...



FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI