Bugun...



Yemen'in Zuhur Asrındaki Rolü

Ehlibeyt’in (a.s) yoluyla elimize ulaşan birçok rivayet, Yemen'de, İslami ve Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna ortam hazırlayacak bir kıyamın gerçekleşeceğini bildirmektedir.

facebook-paylas
Tarih: 16-09-2022 16:39

Yemen'in Zuhur Asrındaki Rolü

Bismillahirrahmanirrahim

Ehlibeyt’in (a.s) yoluyla elimize ulaşan birçok rivayet, Yemen'de, İslami ve Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna ortam hazırlayacak bir kıyamın gerçekleşeceğini bildirmektedir.

Bu rivayetlerin bir kısmı senet bakımından sahihtir. Bu kıyamın vuku bulacağı kesindir. Onda taşınan bayrak da hidayet bayrağı olup, Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna ortam hazırlar ve onun hamisi olur. Hatta bazı rivayetlerde bu kıyamın bayrağı genel manada “zuhur asrında en çok hidayete erdiren bayrak” olarak adlandırılmış ve onu desteklemenin gerekliliğine, İran'dan gelecek olan doğu bayrağından daha çok vurgu yapılmıştır.

Ayrıca rivayetlere göre bu kıyam, Süfyanî'nin çıkış tarihi olan Recep ayında, yani Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhurundan birkaç ay önce Yemen'in başkenti San'a'da gerçekleşecektir.

Rivayetlerde bu kıyamın liderinin adı “Yemânî” olarak geçer. Bir başka rivayette de adının “Hasan” veya “Hüseyin” olduğu ve Zeyd b. Ali'nin (a.s) soyundan geldiği yer alır.

Yemen kıyamı ile ilgili en önemli rivayetler

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Kaim'in (Mehdi) kıyamından önce beş alametin vuku bulması kesindir: Yemânî, Süfyanî, gökten bir ses, Nefs-i Zekiyye'nin öldürülmesi ve Beyda'da (ordunun) yere batması.[1]

Yine şöyle buyuruyor: Süfyanî'nin, Yemânî'nin ve Horasanî'nin kıyamı aynı yılda, aynı ayda ve aynı günde gerçekleşecek; sıralaması tıpkı tespih tanelerinin dizilişi gibi peş peşe olacak. Her taraftan sıkıntı ve zorluk yağacak. Onlara (Yemânî ve Horasanî) karşı gelip düşmanlık eden kimsenin vay hâline! Bayraklar arasında Yemânî'nin bayrağından daha hidayete erdirici bayrak yoktur. O, sizi sahibinize (İmamınıza) doğru davet edecek. Yemânî kıyam ettiğinde insanlara silah satmak haramdır. Öyleyse ona doğru koşun, çünkü onun bayrağı hidayet bayrağıdır. Onun itaatinden kaçınmak hiçbir Müslümana caiz değildir. Böyle yapan bir kimse cehennem ehlidir. Çünkü o, halkı hakka ve doğru yola davet edecek. [2]

İmam Rıza (a.s), kendisinin Mehdi olduğunu iddia eden biri hakkında şöyle buyurmuştur: Mehdi'nin zuhurundan önce Süfyanî, Yemânî, Mervanî ve Şuayb b. Salih gelecek. O hâlde o nasıl böyle iddiada bulunabiliyor? [3] Rivayette geçen "Mervanî"nin, Abga' olma ihtimali vardır. Gerçi rivayetin aslında “Horasanî” denilmesi, hadis yazarları tarafından yanlışlıkla "Mervanî" yazılması da muhtemeldir.

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Bu üç kişinin (Horasanî, Süfyanî ve Yemânî'nin) kıyamı bir yılda, bir ayda ve bir günde gerçekleşecektir. Yemânî'nin bayrağı daha çok hidayete erdiricidir. Çünkü o, hakka davet edecektir. [4]

Hişam b. Hakem'den şöyle dediği nakledilmiştir: Talib-i Hak kıyam ettiğinde İmam Cafer Sadık'a (a.s) şöyle soruldu: "Bu şahsın Yemânî olmasından ümitli misiniz?" İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Hayır. Yemânî, İmam Ali'nin (a.s) tâbilerindendir. Oysa bu kişi ondan beri olduğunu ilan ediyor." [5]

Yine aynı rivayette şöyle geçmiştir: Yemânî ve Süfyanî iki yarış atına benziyorlar. Yani, her biri diğerinden öne geçmeye çalışıyor.

Bazı rivayetlerde de İmam Mehdi (a.f) hakkında şöyle deniyor: O, Yemen'den ve “Ker'a” adlı bir yerden kıyam eder. "Ker'a", Yemen'in Sa'de yakınlarındaki Ben-î Havlan bölgesinde bir beldenin adıdır. Bu rivayetin sahih olması durumunda, bununla hareketini o bölgeden başlatacak olan Yemânî'nin kıyamının kastedildiğini söylememiz gerekir.

Hz. Mehdi'nin (a.f) kıyamının doğudan başlayacağını ifade eden rivayetlere gelince, bunlarla da İmam'ın (a.f) yarenlerinin hareketinin doğu tarafından başlayacağının kastedildiğini söylemeliyiz. Çünkü rivayetlerde sabit olan ve tekrar tekrar vurgulanan, Hz. Mehdi'nin (a.f) kendi kıyamını Mekke'den ve Mescid-i Haram'dan başlatacağı yöndedir.

“Bişaretü'l-İslam” adlı eserde şöyle nakledilmiştir: O sırada San'â'dan “Hüseyin” veya “Hasan” adlı bir kumandan kıyam edecek. Onun kıyamı neticesinde zor fitneler ortadan kalkacak. O, tertemiz ve mutlu bir şekilde ortaya çıkacak. Onun zuhuru sayesinde karanlıklar aydınlığa dönüşecek; hak gizli kaldıktan sonra açığa çıkacak. [6]

Yemânî'nin hareket ve kıyamı ile ilgili bazı konular

a) Yemânî'nin kıyam ve devrimi: Yemen'de Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna zemin hazırlayacak olan bir kıyamın, İmam'ın (a.f) hareketine yardımcı olmada ve Hicaz'da ona yardım etmede büyük bir role sahip olması çok doğaldır. Gerçi rivayetlerde bu role olduğu gibi işaret edilmemiştir. İşaret edilmemesinin sebebi ise, Yemânî'nin hareketini korumak ve muhtemel zararları önlemek olabilir.

Yemenliler Irak'ta:

Bazı rivayetlere göre, Süfyanî'nin Irak'a girmesinden sonra Yemânî de oraya girecek. Yemenli güçlerin Süfyanî'ye karşı yapılan savaştaki asıl rolü, İranlı güçlere yardım etme ve arka çıkma şeklinde olacak. Çünkü hadislerden anlaşıldığı kadarıyla Süfyanî'ye karşı yapılacak savaşın asıl tarafı, doğu topraklarının halkı, yani Şuayb ve Horasanî'nin yardımcıları olacaktır.

Diğer taraftan Yemenlilerin Hicaz dışında Körfez bölgesinde de önemli rolü olacak. Rivayetlerde onların bu rolüne işaret edilmese de, Hicaz'ın ve Körfez bölgesinde bulunan ülkelerinin yönetiminin, Hz. Mehdi'nin (a.f) yardımcıları olan Yemenlilerin elinde olması mümkündür.

b) Neden Yemen bayrağı Horasan bayrağından daha çok hidayete erdiricidir? Oysa Horasan bayrağı ve genel olarak doğu halkının bayrakları "hidayet bayrağı" olarak nitelenmiş, öldürülenleri şehit olarak addedilmiş ve bir kısım İranlılar Hz. Mehdi'nin (a.f) vezirleri, müşavirleri ve özel adamları arasında sayılmıştır. Mesela İran kuvvetlerinin komutanı Şuayb b. Salih, Hz. Mehdi (a.f) tarafından İmam'a bağlı ordunun genelkurmayı tayin edilecektir. Üstelik İranlılar Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna zemin hazırlamakta geniş ve aktif rol ifa edecek ve sergiledikleri fedakârlık Hz. Mehdi'nin (a.f) hareketinin başlangıcına sebep olacaktır. Durum böyle iken, öyleyse neden Yemânî'nin devrimi İranlıların hareketinden daha çok hidayet bahşedicidir?

Bu durumun birkaç nedeni olabilir:

1- Yemânî idaresindeki hükümetin yönetim tarzı, yani siyasî ve idarî liderlik konusunda sergilediği sade ve kesin İslami kurallara dayalı bir yöntem ile ilintili olabilir. Oysa İranlıların devleti müdüriyetteki karışıklıktan ve başka eksikliklerden dolayı sıkıntı içinde olacak. Aslında bu farklılık, Yemen toplumunun sadeliği ve oraya hâkim olan kabilecilik düzeni, İran toplumunun ise eski ve birden çok çeşitliliğe dayalı kültürü ile ilgilidir.

2- Yemen devrimi kararlı bir siyaset yürüttüğünden, gerçekçi bir uygulama kuruluna sahip olduğundan, ihlaslı ve muti güçlerden yararlandığından ve çalışanları üzerinde sürekli bir kontrol mekanizması oluşturduğundan dolayı hidayete erdirme bakımından daha güçlü bir konumda olma ihtimali vardır. Bu da İslam'ın, kendi çalışanlarına karşı nasıl davranmaları gerektiği yönündeki yöneticilere yönelik emirlerinden ibarettir. Nitekim İmam Ali'nin (a.s) Malik Eşter'e yazdığı mektupta bunları görüyoruz. Hz. Mehdi'nin (a.f) özelliklerinde de şöyle kaydedilmiştir: "O, kendi işçilerine ve çalışanlarına karşı tavizsiz ve titiz, fakirlere karşı çok şefkatlidir." Oysa İranlılar böyle bir politika üzere hareket etmezler.

3- Yemânî bayrağının daha çok hidayete erdirici olması, onların İslam'ın cihanşümul projesi kapsamında uluslararası yasa ve kurallara uymaya kendilerini zorunlu görmemeleriyle de alakalı olabilir. Oysa İranlılar bu yasalara uymayı kendilerine gerekli görebilirler.

4- En doğru görüş ise, bize göre şudur: Yemânî devrimi, Hz. Mehdi'nin (a.f) yol göstericiliğinden direkt yararlandığı için hidayet gücü daha çoktur. Çünkü Yemen, İmam Mehdi'nin (a.f) kıyam alanının ayrılmaz bir parçasıdır. Kaldı ki, Yemânî'nin kendisi de Hz. Mehdi'nin (a.f) görüşüne gidecek ve bizzat ondan sorumluluklarıyla ilgili emirler alacaktır.

Bu görüşümüzün delili, Yemenlilerin devrimi hakkındaki rivayetlerdir. Bu rivayetlerde Yemen devriminin lideri övülüyor: O, sizi hakka götürür ve sizi sahibinize doğru çağırır. Onun emirlerine karşı gelmek Müslümanlara caiz değildir. Kim itaatsizlik ederse, cehennem ehli olur. İranlıların kıyamıyla ilgili rivayetlere gelince, bunlarda liderlerinden çok genel halk, "Siyah bayraklılar" ve "Doğu halkı" unvanıyla övülmüştür. Bu konuda Şuayb b. Salih istisnadır.

Rivayetlere dikkat ettiğimizde onun diğer komutanlara göre daha ayrıcalıklı bir konuma ve üstün bir yere sahip olduğu anlaşılıyor. Ondan sonra Horasanlı Seyyid ve ardından da Kum kentinden olan bir kişi rivayetlerde övülmüştür.

Tüm bunların ötesinde Yemen devrimi Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhuruna, İranlıların devriminden daha yakın olacaktır. Hatta Yemânî'nin Süfyanî'den önce kıyam etmesini veya başka bir Yemânî'nin vaat edilmiş Yemânî'ye ortam hazırlayacağını varsaysak bile.

Oysa İranlıların devrimi Kum kentinden olan bir kişinin eliyle gerçekleşecek ve bu İmam'ın (a.f) kıyam ve hareketinin başlangıcı olacaktır. Dolayısıyla bu devrim doğudan başlayacak ve İranlılarla Horasanî ve Şueyb'in hareketi arasında 25 veya 50 yıl ya da Allah'ın irade ettiği kadar bir ara olma ihtimali söz konusudur.

Temeli fakihlerin ve onların siyasi temsilcilerinin içtihadına dayanarak kurulacak olan böyle bir devrim ise, direkt olarak İmam Mehdi (a.f) tarafından yönlendirilen Yemânî devriminin taşıdığı öncelik özelliğine sahip değildir.

c) Diğer bir konu ise şudur: Yemânî'nin birkaç kişi olup söz konusu Yemanî'nin de onlardan ikincisi olma ihtimali vardır. Fakat İmam Cafer Sadık'tan (a.s) nakledilen sahih senetli bir rivayette şöyle geçer: Süfyanî'den önce bir Mısırlı ve bir Yemenli kıyam edecekler. [7] Bu rivayete göre, birinci Yemânî, vaat edilen Yemânî'nin gelişine ortam hazırlamış olacaktır. Nitekim Kum kentiyle doğu halkından olan şahıslar da rivayetlerde vaat edilen Horasanî ve Şuayb için zemin hazırlamış olacaklardır. Bu rivayet birinci Yemânî'nin Süfyanî'den önce kıyam edeceğini beyan ediyor. Bunun ise kıyamın Süfyanî'den çok kısa bir süre veya çok uzun bir zaman önce gerçekleşmesi mümkündür. Doğrusunu Allah bilir.

d) Diğer bir konu da Ubeyd b. Zürare'nin, İmam Cafer Sadık'tan (a.s) naklettiği şu rivayettir: İmam'ın (a.s) yanında Süfyanî'den söz açıldı ve bunun üzerine şöyle buyurdu: San'a'daki kırık gözlü kimse kıyam etmeden o nasıl huruç eder?!

Bu, dikkate değer ve önemli rivayetlerden birisidir ki, “Gaybet-i Numanî” gibi muteber kaynaklarda yer almış ve galiba senedi de sahihtir.

Dediğimiz gibi, muhtemelen Süfyanî'nin hurucundan önce kıyam edecek olan şahıs birinci Yemânî'dir ve bu, vaat edilen ikinci Yemânî'nin gelişi için zemin hazırlayacaktır. "Kırık gözlü kimse" ile kimin kastedildiğine gelince, bu hususta birkaç ihtimal vardır ve onların en iyisi şudur: Bu, İmam Cafer Sadık (a.s) tarafından beyan edilmiş şifreli ve sırlı bir ifadedir ve zamanı geldiğinde anlamı ortaya çıkacaktır.

 

------------------

[1]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 204.

[2]- Bişaretu'l-İslam, s. 93, "Gaybet-i Numanî"den naklen.

[3]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 233.

[4]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 210.

[5]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 75.

[6]- Bişaretu'l-İslam, s. 187.

[7]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 210, "Gaybet-i Tusî"den naklen.




Bu haber 384 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI