Bugun...



Şam Toprakları ve Süfyanî Hareketi - 2

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 09-09-2022 12:08

Şam Toprakları ve Süfyanî Hareketi - 2

Süfyanî Hareketi

Süfyanî, Hz. Mehdi (a.f) kıyamının asıl çehrelerinden biri olup, İmam'ın azılı düşmanıdır. Süfyanî, İmam'ın (a.f) karşısına geçecek biri olarak ortaya çıksa da İmam'ın asıl karşı karşıya geleceği kimseler Süfyanî'yi destekleyen güçlerdir.

Rivayetlerde Süfyanî'nin huruç etmesinin Allah'ın kesin vaatlerinden olduğu açıkça beyan edilmiştir. Bu hususta İmam Zeynelabidin'in (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Kaim'in (Mehdi) zuhuru ile Süfyanî'nin hurucu Allah'ın (gerçekleştireceği) kesin olan işlerindendir. Kaim, ancak Süfyanî'nin gelişinden sonra zuhur edecektir”. [1]

Süfyanî'nin ortaya çıkışını çeşitli tabirlerle ifade eden rivayetlerin sayısı oldukça çoktur. Bu rivayetlerin bir kısmı ise, aynı tabir ve sözcükleri içermektedir. Şimdi biz burada önce onun kişilik özelliklerine ve başlatacağı hareket hakkında bazı bilgilere değineceğiz, daha sonra Süfyanî ile ilgili rivayetleri inceleyeceğiz.

Süfyanî'nin İsmi ve Nesebi

Süfyanî'nin bu isimle adlandırılmasının, onun Ebu Süfyan soyundan olması hususunda İslam âlimleri arasında fikir birliği vardır. Nitekim "ciğer yiyen kadının oğlu" olarak tanıtılması da Ebu Süfyan'ın eşi Hind'e intisap edilmesinden dolayıdır. Çünkü büyük annesi Hind, Uhud Savaşı'nda Hz. Hamza (a.s) şehit olduktan sonra onun ciğerini dişleyip yemeye çalışmıştı.

İmam Ali'nin (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: “Ciğer yiyen Hind'in evladı Yabis Vadisi'nden (kuru çölden) çıkar. Orta boylu, çirkin görünümlü, iri başlı, yüzünde alaca hastalığı olan biridir. Onu gördüğünde tek gözlü olduğunu sanırsın. Adı “Osman”, babası da “Uyeyne” (veya Anbese)'dir ve Ebu Süfyan'ın soyundandır. Lezzetli suyu olan çok sakin bir yere girer ve oranın minberine kurulur.” [2]

Bilindiği üzere Ebu Süfyan'ın beş oğlu vardı: Utbe, Muaviye, Yezid, Anbese ve Hanzala. Bir hadiste Süfyanî'nin Utbe'nin torunlarından olduğu geçer. [3]

İmam Ali (a.s) de Muaviye'ye yazdığı mektupların birinde Süfyanî'nin onun evlatlarından biri olduğunu bildirmektedir: “Ey Muaviye! Senin evlatlarından meşum, melun, aklı havada, katı, kötü kalpli, kaba ve öfkeli biri dünyaya gelecek. Allah şefkat ve merhameti onun kalbinden çıkarmıştır. Onun dayıları köpek gibi kan içerler. Şu an onu görür gibiyim ve isteseydim onun adını söyler, niteliklerini açıklar ve kaç yaşında olduğunu bildirirdim. O, Medine'ye bir ordu gönderecek ve onlar orada aşırı derecede kötülük işleyecek, çok sayıda insan öldürecekler. O esnada çok temiz ve takvalı biri onların elinden kaçacak. İşte o, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, adaletle dolduracaktır. Ben onun adını, o gün kaç yaşında olduğunu ve özelliğini biliyorum”.

İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor: “Süfyanî, Ebu Süfyan'ın oğlu Yezid'in oğlu Halid'in soyundandır.” [4]

Her hâlükârda Süfyanî'nin dedesi; Anbese, Utbe, Uyeyne veya Yezid'dir ki, bunların hepsi de Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye'nin soyundandırlar. Bu da rivayetler arasında bir çelişki ve yanlışın olmadığını gösteriyor.

Ehlisünnet âlimleri arasında yaygın olan görüşe göre onun adı Abdullah'tır. İbn-i Hammâd'ın elyazması, s. 74'de onun adı “Abdullah b. Yezid” olarak geçer. Nitekim Şiî kaynaklardaki bir rivayette de adı “Abdullah” olarak yer alır. [5]Fakat daha önce belirttiğimiz gibi onun en meşhur ismi Osman'dır.

Süfyanî'nin Ehlibeyt'e ve Şiîlere Karşı Tutumu

Hadis ravileri onun Allah'a, Hz. Peygamber'e (s.a.a) ve İmam Mehdi'ye (a.f) karşı kini, katı düşmanlık ve nifakı konusunda aynı görüştedirler. Sünnî ve Şiî kaynaklarda onun kişiliği ve tavırları ile ilgili nakledilen rivayetler aynı veya birbirine yakın içeriğe sahiptir. Örneğin bir rivayette şöyle geçer: Süfyanî komutanların en kötüsüdür. Âlimleri ve fazilet sahiplerini öldürecek, onları kendi maksatları uğruna kullanacak ve yanaşmayanları da katledecektir. [6]

Başka bir rivayette şöyle anlatılmaktadır: Süfyanî altı ay içinde kendisine itaatsizlik edenleri katledecek, başlarını testereyle kesip kazanlarda pişirecektir. [7]

İbn-i Abbas'tan da şöyle nakledilmektedir: Süfyanî huruç edecek, katliamlar yapacak, kadınların karnını yırtıp çocukları büyük kazanlarda kaynatacaktır. [8]

İmam Muhammed Bâkır (a.s) ise şöyle buyurmaktadır: Eğer Süfyanî'yi görürsen, en çirkin insanı görmüş olursun. Onun rengi sarı ve kırmızıdır. Çok kinli biri olup hiçbir zaman Allah'a kul olmamış, Mekke ve Medine'yi görmemiştir. "Allah'ım! Benim intikamım ateşledir!" der. [9]

Rivayetlere göre Ehlibeyt'e karşı düşmanlığı onun en bariz özelliklerinden biridir. Hatta rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla onun asıl siyasî rolü Müslümanlar arasında fitne çıkarmak, Ehlisünnet'e yardım adına Sünnîleri Şiîlere karşı ayaklandırmaktır. Hâlbuki kendisi Batılı küfür önderiyle Yahudilerin uşağı ve işbirlikçisidir.

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: “Bizimle Ebu Süfyan, düşmanlığı Allah hakkında olan iki aileyiz. Biz, 'Allah doğru dedi' dedik, onlarsa, "Allah yalan söyledi" dediler. Ebu Süfyan, Resulullah (s.a.a) ile savaşa kalkıştı, oğlu Muaviye İmam Ali b. Ebu Tâlib'e (a.s) karşı savaş açtı, Muaviye'nin oğlu Yezid Hüseyin b. Ali (a.s) ile savaştı ve Süfyanî de İmam Mehdi (a.f) ile savaşacaktır.” [10]

Süfyanî'nin Siyasal ve Kültürel Çizgisi

Rivayetlere göre Süfyanî, Batı eğitim ve kültürüne sahip biridir ve hatta orada büyüdüğü söylenebilir. Şeyh Tusî'nin “el-Gaybet” adlı kitabında Bişr b. Galip'den mürsel [11]olarak şöyle rivayet edilir: Süfyanî, Hristiyan olmuş bir hâlde boynuna haç takıp, Rumların diyarından gelecektir. O bir grup insanın başkanıdır. [12] Yani Süfyanî aslında öncesinde Müslüman iken Hristiyanlığa geçmiş, ardından da Batı topraklarından Şam'a gelerek oradan hareketini başlatacaktır.

Onun siyasî çizgisi Batı'ya ve Yahudilere eğilimlidir. Batılıların düşmanı olan İmam Mehdi (a.f) ile savaşa kalkışacak, Türkler -muhtemelen Türklerden maksat Ruslardır- ve yandaşlarıyla birlikte savaşa girecektir. İmam ile savaş esnasında Dımışk'tan Rum isyancılarının bulunduğu Filistin'deki Ramla'ya sığınacak. Açıktır ki Süfyanî, Yahudileri ve Rumları savunma maksadıyla ön cephede Hz. Mehdi (a.f) ile savaşacaktır.

Rivayetler Süfyanî'nin yenilgiye uğraması sonucu Yahudilerin mağlup olacağından bahsederler. Onun Batı eğilimli oluşunun bir diğer kanıtı da şudur ki, Süfyanî'nin yenilgiye uğrayıp öldürülmesinden sonra geriye kalan askerleri Batı'ya kaçacaklar. Derken Hz. Mehdi'nin (a.f) adamları onları geri getirip öldürecekler.

Süfyanî'nin Kendi Hareketini Dinî Gösterme Yönündeki Çabaları

Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhurundan önce İslam dininin tüm dünyaya yayılıp, azamet kazanmasından sonra -bu arada İslam dinine karşı koymak amacıyla yola çıkan Süfyanî hareketinin gerçekte bir Batı-Yahudi projesi olduğu göz önünde bulundurulduğunda- Süfyanî'nin kendi hareketini dinî bir hareket olarak göstermeye çalışmasının çok doğal olduğu görülecektir. Süfyanî ile ilgili riayetleri inceleyen her araştırmacı, Süfyanî'nin bu yönde bir çaba içinde olduğunu fark eder. Örneğin İbn-i Hammâd şöyle der: Süfyanî'nin yüzü, yaptığı ibadet sayesinde oldukça sararmış vaziyette olur. [13]

Bu cümleden, onun görünüşte kendini dindar biri olarak göstermeye çalıştığı anlaşılıyor. Fakat rivayetlere göre, bu durum onun hareketinin başlarında görülecektir. Süfyanî'nin, bazen İslamî jestler sergileyerek ve bazen de boynuna haç asmış bir Hristiyan gibi kendini göstererek, farklı iki tutum ortaya koyması zihinlerde bazı soru işaretlerine yol açabilir. Ancak Batı yardakçısı politikacıların bilinen tutumuna baktığımızda, bu soruların cevabı verilmiş olur. Şöyle ki onlardan bazıları Hristiyanlarla öyle bir şekilde yaşarlar ki, onları birbirinden ayırt etmek mümkün olmaz. Hristiyanlara öyle yaklaşırlar ki, altın haçı boyunlarına veya saatlerine asar, onların kiliselerinde düzenlenen ayinlere katılırlar. Nihayet onu Müslümanların yöneticisi kılarlar, o da diyaneti ve namazı alet ederek, Müslümanları aldatır.

Süfyanî Hareketinin Çeşitli Aşamaları

Rivayetlerde Süfyanî hareketi çok kaba (dramatik, kanlı) ve hızlı tavsif edilmiştir. Çünkü dünyaya hâkim olan siyasi ortam süper güçler arasındaki savaşa varacak düzeyde vahimleşecek, Filistin fitnesi sonucunda sarsılan Şam'ın durumu aynen tulum içinde çalkalanan su gibi sıkıntıya maruz kalıp bitap düşecektir.

Bu yüzden Batılılar, İsrail'i ve Batı'yı daha etkili savunması ve İsrail'in egemenliğini genişletmek için etraftaki bölgelerin iktidarını elinde bulundurması amacıyla güçlü bir başkanı iş başına getirme girişiminde bulunacaklar. Bu maksatla da Batılılar Irak savaşında ve orayı işgal etmede onu tam yetkili kılacaklar. Aynı şekilde Hicaz'ın zayıf hükümetine yardım etmesi, İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'deki kıyamının oluşturduğu yeni hareketi bastırması için de onun elini açık tutacaklar.

Süfyanî hareketiyle ilgili rivayetlerde işaret edilen bu hususlar, Süfyanî hareketinin başarılı olmak için hız ve şiddete ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Nitekim İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Süfyanî, zuhurun kaçınılmaz alametlerindendir. Onun hareketi başlangıçtan bitişe kadar on beş ay sürecektir. Altı ay boyunca savaş yapacak, beş şehri ele geçirince dokuz ay iktidarda olacak ve buna bir gün bile eklenmeyecektir. [14]

Bu beş şehir; Suriye, Ürdün ve Lübnan bölgelerinin merkezi konumunda olan Dımışk (Şam), Ürdün, Humus, Halep ve Kınnesrin'den oluşmaktadır. Rivayetler söz konusu şehirlerin arasında Ürdün'ün olduğunu açıkça beyan etmektedir. Şam'ın bir parçası olan ve beş şehirden biri olarak sayılan Lübnan'a gelince, onun da Süfyanî'nin hâkimiyeti altına girmesi uzak ihtimal değildir. Fakat diğer rivayetler bazı grupları Süfyanî'nin egemenliğinden ayırmıştır. Çünkü onlar hakkın bağlılarıdırlar ve yüce Allah onları Süfyanî ile birlikte olma şerrinden koruyacaktır. Lübnan halkının da bu gruptan olmaları mümkündür.

Rivayetlerde onun hareket zamanının Recep ayında olacağı beyan ediliyor. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Zuhurun kesin alametlerinden biri de Süfyanî'nin Recep ayında çıkmasıdır”. [15]

Bu olaylar Süfyanî'nin İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamından altı ay önce huruç edeceğini göstermektedir. Çünkü İmam Mehdi (a.f) aynı yılın Muharrem ayının 10. gecesi veya gününde (Süfyanî'nin huruç ettiği yıl) Mekke'de zuhur edecektir. Yine rivayetlerden, Süfyanî'nin İmam Mehdi'nin (a.f) yardımcılarını yok etmek ve kıyamını ortadan kaldırmak amacıyla zuhur öncesi Şam'a egemen olacağı, Irak'la Hicaz'a ordu çıkaracağı anlaşılmaktadır.

Buna göre Süfyanî kendi hareketini üç aşamada gerçekleştirecektir:

1- İlk altı ayda egemenliğini güçlendirilmesi.

2- Irak'a ve Hicaz'a saldırıp savaş açması.

3- Irak'la Hicaz'daki sultasını genişletmekten vazgeçip, Şam, İsrail ve Kudüs bölgelerinden elinde kalanları korumak amacıyla Hz. Mehdi'nin (a.f) ordusuna karşı savunmaya geçmesi.

Süfyanî hakkında nakledilen rivayetler onun ilk altı ayda yürüttüğü savaşları kısaca şu şekilde tasvir etmektedirler: İlk olarak Asheb ve Abga ile iç savaş başlatması, sonra kendi muhalifleri olan Müslüman ve gayrimüslim güçlere karşı savaşması ve son olarak da Şam'a egemen olması.

Fakat onun harekât tarzına dikkat edildiğinde bu altı ayın askerî operasyonlarla dolu olduğunun çok doğal olduğu görülecektir. Amacı kendi sultasını sağlamlaştırmak ve gelecek dokuz aydaki savaşlar için daha fazla asker hazırlamak ve onları donatmaktır. Süfyanî'nin ilk altı ayda Abga ve Asheb dışında Ürdün, Lübnan orduları ve diğer karşıt güçlerle de birtakım çatışmalara girmesi mümkündür.

 

---------------

[1]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 182.

[2]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 205.

[3]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 213.

[4]- İbn-i Hammâd Nüshası, s. 75.

[5]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 208.

[6]- İbn-i Hammâd Nüshası, s. 76.

[7]- İbn-i Hammâd Nüshası, s. 80.

[8]- İbn-i Hammâd Nüshası, s. 84.

[9]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 354.

[10]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 190.

[11]- Rivayet zincirine yer verilmeden aktarılan rivayete "mürsel rivayet" denir.

[12]- Şeyh Tusî, el-Gaybet, s. 278.

[13]- İbn-i Hammâd Nüshası, s. 75.

[14]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 248.

[15]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 249.




Bu haber 784 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI