Bugun...



Irak'ın Zuhur Asrındaki Rolü - 3

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 14-10-2022 14:46

Irak'ın Zuhur Asrındaki Rolü - 3

Dördüncü Aşama: Irak'ın İmam Mehdi (a.f) Eliyle Fethedilmesi

İmam Mehdi'nin (a.f) Irak'a girmesi, burayı Süfyanî güçlerinin, ayaklanan küçük grupların elinden kurtarması ve burayı hükümetinin merkezi olarak seçmesi hususunda fazlaca rivayet bulunmaktadır. İmam Mehdi'nin (a.f) Irak'a gireceği tarih hususunda dakik bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak İmam Mehdi'nin (a.f) Irak'a girmesi, zuhurdan birkaç ay sonra, Hicaz'ın özgürleştirilmesinin ardından ve muhtemelen Ahvâz yakınlarındaki İstahr'in Beyzâ (Beyaz Dağ) bölgesindeki çatışmadan sonra gerçekleşecektir. Bazı rivayetler, İmam Mehdi'nin (a.f) Irak'a girişini, savaş uçağı filosuyla beraber ve havadan gerçekleşeceğini kaydetmiştir.

İmam Muhammed Bakır (a.s), "Ey cin ve insan topluluğu! Eğer göklerin ve yerin bucaklarından sızıp geçmeye gücünüz yetiyorsa, sızıp geçin. Bir araç olmadan sızıp geçemezsiniz."[1] ayetinin tefsirinde şöyle buyuruyor: Kaim (a.f) zuhur sırasında, yedi kubbeli nurla öyle bir şekilde aşağı gelecektir ki, hangi kubbede olacağı belli olmayacak ve sonunda Kûfe şehrine yerleşecektir.

Bu rivayet, mucizevî yönü beyan etmekle beraber, dünyadaki emniyet durumu ve İmam Mehdi'ye (a.f) karşı duyulan kinli ortamın böyle bir ihtiyatlı hareketin gerekliliğini göstermektedir. Özellikle henüz Irak, İmam Mehdi (a.f) eliyle düzene sokulmamış ve farklı tehlikeler onun mübarek varlığını tehdit etmektedir. Rivayetlerin içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla İmam Mehdi (a.f) önce Irak'ın başkentine veya askerî merkezlerden birine ya da Kerbela'ya yerleşecek ve ardından Kûfe'ye geçecektir.

Rivayetler, İmam Mehdi'nin (a.f) mucizeleri ve faaliyetlerinin büyük bölümünü beyan etmiştir. Ancak Irak'ın genel durumuyla ilgili olan bazılarına değinmek istiyoruz. Bu dönemde İmam Mehdi'nin (a.f) en önemli çalışması, dâhilî ortamın düzene sokulup, kötü unsurlardan arındırılması ve muhaliflerin çoğunun dağıtılıp ortadan kaldırılması olacaktır. Rivayetlere göre, İmam Mehdi'nin (a.f) Kûfe'ye girdiği sırada, üç taraf ve grup arasında çatışma yaşanmaktadır. Zahiren bunlardan biri İmam Mehdi (a.f) taraftarları, diğeri Süfyanî taraftarları ve üçüncüsü de amaçsızca ayaklanıp başkaldıranlardır.

Amr b. Şimr, İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle naklediyor: İmam Mehdi'den (a.f) bahsedilince İmam (a.s) şöyle buyurdu: O, bayraklı üç grup arasında çatışmalar yaşandığı bir sırada Irak'a girecektir. Onlar şehri İmam Mehdi'ye (a.f) teslim edeceklerdir. İmam (a.s) şehre girecek ve minberin üzerinde oturacaktır. Ancak insanlar aşırı ağlamadan dolayı onun sözlerini anlayamayacaktır. [2]

Bu ve buna benzer hadislerde geçen Kûfe'den kasıt, Irak'tır ve zahiren Irak'taki grupların bir kısmı, İmam Mehdi'nin (a.sf) Horasanî ve Yemânî taraftarlarından olacaktır. Nitekim aşağıdaki hadisin içeriğinden bu nokta anlaşılmaktadır. Bu hadis Şia ve Ehlisünnet kaynaklarında muhtelif senetlerle İmam Ali (a.s) ve İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) nakledilmiştir. Hadis şöyledir: Horasan'dan çıkacak siyah bayraklar Kûfe'ye girecek ve Mehdi (a.f) zuhur edince, biat etmek için o yüce şahsiyetin huzuruna varacaklardır. [3]

İmam Mehdi'ye (a.f) muhalif farklı küçük gruplar hakkındaki rivayetlerden anlaşılan o ki, ayaklanan pek çok muhalif grup; Süfyanî taraftarları ve diğerleri, İmam Mehdi'ye (a.f) karşı koyup direneceklerdir. İmam Mehdi (a.f), ceddi Hz. Resulullah'la (s.a.a) bağladığı ahdinden dolayı muhalifleri ortadan kaldırmak için onlara karşı şiddet uygulama seçeneğini devreye sokacaktır.

İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ümmeti arasındaki yöntemi; insanlarla dostluk, yumuşak davranma ve şefkat üzereydi. Ancak Kaim'in (İmam Mehdi'nin) siyaseti, muhalifleri öldürmek üzere olacaktır. O, elinde bulunan emir doğrultusunda, bu siyaseti uygulamakla görevlidir. Kimseden tövbe etmesini istemeyecektir. Onun emrine muhalefet eden kimsenin vay hâline! [4]

İmam Mehdi'nin (a.f) yanındaki emir ve yazı, ceddi Hz. Resulullah'ın (s.a.a) İmam Ali'ye (a.s) yazdırdığı ahitnamedir. Bu ahitnamede şöyle gelmiştir: Onları öldür, tekrar tekrar öldür ve kimseden tövbe etmesini dileme.

İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Kaim (a.s); yeni emir, yeni hüküm ve yargıyla kıyam edecektir. Araplara karşı katı davranacak ve yöntemi ise, kılıç kullanmak dışında bir şey değildir. O, kimseden tövbe etmesini istemeyecek ve Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacaktır. [5] Hadiste geçen "yeni hüküm ve yargı" ifadesinden maksat; zalimlerin eliyle yok edilen ve Müslümanların uzak kaldıkları İslam ve Kur’an’ın, İmam Mehdi (a.f) eliyle tekrar hayat bulmasıdır. Bu durum, kendi zalim yöneticilerinin ardına takılan ve İmam Mehdi'yle (a.f) düşmanlığa kalkışanlara ağır gelecektir.

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kaim (a.s) kendi mücadele ve savaşında öyle şeylerle karşılaşacaktır ki, Hz. Resulullah (s.a.a) onlarla karşılaşmamıştır. Çünkü Hz. Resulullah (s.a.a) zuhur ettiğinde, insanlar taş ve yontulmuş tahtalara tapıyorlardı. Ancak Kaim (a.s) zamanında halk, onun aleyhine ayaklanacak, Allah'ın kitabını onun için tevil ve tefsir edecek, (kendilerince) Kur’an’ı korumak için onunla savaşacaklardır. [6]

Bizlerin de gördüğü gibi hükümdarlar ve onlara bağlı âlimler, nasıl da Allah'ın ayetlerini İslam'la ve gerçek din âlimleriyle savaşmak için yanlış yorumlayıp tefsir etmişlerdir. Bazı rivayetlerde yer aldığı gibi, İmam Mehdi'nin (a.f) öfkesi, İslam'ı kendilerine kalkan edinen münafıkları kapsayacaktır. Bu gibi şahıslar belki de kendilerini İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerinin içinde gizlemiş olabilirler. Ancak İmam Mehdi (a.f), kendi kalbine Allah tarafından yerleştirilen ilahî nur ve hikmet sayesinde onları tanıyacaktır.

Bununla ilgili olarak İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kimi şahıs, Kaim'in (a.s) yanında olmasına, hükümlerini uygulaması için ona, emir ve yasaklarını bildirmesine rağmen, ansızın o şahsı yanında hazır etmelerini emredecektir. Hazır ettiklerinde de başını vurmaları için hüküm verecektir. Cihanın doğu ve batısındaki her şey, o yüce şahsiyetin (İmam Mehdi'nin) korkusunu kalbinde hissedecektir. [7]

Bazı rivayetlere göre, kimi gruplar toplu bir şekilde yok edileceklerdir. İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kaim (a.s) kıyam ettiği zaman, Kûfe'ye doğru yola çıkacaktır. "Butriyye" diye adlandırılan on bin kişiyi aşkın silahlı topluluk, şehirden çıkarak Mehdi'ye (a.f) şöyle diyecektir: "Geldiğin yoldan geri dön. Bizim, Fatıma'nın (s.a) evlatlarına ihtiyacımız yoktur." Bunun üzerine Mehdi (a.f), onların üzerine kılıç çekecek ve onların bir tanesini bile canlı bırakmayacaktır. Ardından Kûfe'ye girecek; Hakk'ın rızasını kazanana kadar, şüpheci münafıkların ve muhalif savaşçıların tamamını kılıçtan geçirecektir. [8]  

Sonraki rivayette şöyle gelmiştir: Mehdi (a.f), Şiîler arasında ihtilaf ve fitneye sebep olan yetmiş kişiyi öldürecektir.

Anlaşılan o ki bu yetmiş kişi, sapkın, alçak ve kötü âlimlerdir. Mâlik b. Zamre, İmam Ali'nin (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Ey Mâlik b. Zamre! Şialar birbirleriyle bu şekilde ihtilafa düştüklerinde ne yapacaksın?" Bu sırada İmam (a.s), mübarek parmaklarını birbirine geçirdi. Dedim ki: "Ya Emire'l-Müminin! Acaba o zaman bir hayır olacak mıdır?" İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Hayırların tamamı o zamandadır. Ey Mâlik! O zaman, bizim Kaim'imiz (a.s) kıyam edecek, Allah ve Resulü'ne (s.a.a) iftira eden yetmiş kişiyi öne getirerek öldürecektir. Bu sırada Allah, herkesi bir gerçek etrafında toplayacaktır." [9]

Sonraki rivayet, Hicaz'daki Süfyanî ordusunun yere gömülmesine ve onun Irak'ta yenilgiye uğramasına rağmen, Irak'ta taraftarlarının olacağına değinmektedir. İmam Zeynelabidin'den (a.s) şöyle nakledilmiştir: Sonra (Mehdi) hareket ederek Kâdisiyye'ye varacaktır. Halk ise, Kûfe'de toplanarak Süfyanî'ye biat etmiş olacaktır. [10]

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Sonra Kûfe'ye yönelip orada konaklayacak ve Arap kabilelerinin yetmiş tanesinin kanını helal sayacaktır. [11] Yani bu kabilelerdeki başkaldıranların ve düşmanların kanını dökmeyi caiz bilecektir.

İbn-i Ebî Ya'fûr, İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyor: O, biz Ehlibeyt'in ilk Kaim'idir (a.s). Kıyam edecek ve sizinle öyle konuşacaktır ki tahammül edemeyeceksiniz. Rumeyletu'd-Deskere'de onun aleyhine ayaklanacak ve onunla savaşacaksınız. O da sizinle savaşacak ve hepinizi öldürecektir. Bu grup, onun aleyhine ayaklanan son grup olacaktır. [12]

İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Bu emrin sahibi (İmam Mehdi), bazı hükümlere fetva verince ve bazı sünnetler hakkında konuşunca, ansızın ayaklanan bir grup camiden dışarı çıkacak ve başkaldırmaya yelteneceklerdir. İmam Mehdi (a.f), onların takip edilmesini emredecektir. Yârenleri harekete geçecek ve başkaldıranları Kûfe'nin Temmârîn (Hurmacılar) mahallesinde esir edeceklerdir. Sonra İmam Mehdi'nin (a.f) emriyle onları katledeceklerdir. Âl-i Muhammed'in Kaim'ine (a.s) karşı ayaklanıp başkaldıracak son grup bunlardır. [13]

Bu iki rivayet yan yana koyulduğunda, Rumeyletu'd-Deskere'de ayaklanma başlatanların, İmam Mehdi (a.f) aleyhine başkaldıran son silahlı topluluk olacağı anlaşılmaktadır. Kûfe Mescidinde başkaldıranlar da İmam Mehdi'yle (a.f) muhalefete kalkışan bir gruptur. Rivayetlere göre, Rumeyletu'd-Deskere'de başkaldıranlar, isyancı grupların en tehlikelisidir. Onların komutanı ya Firavun veya İblis'tir.

Ebu Basîr'den bu konu hakkında şöyle nakledilmiştir: Kısa bir müddet sonra Arap olmayan isyancılar, Rumeyletu'd-Deskere'de başkaldıracaklardır. Onların sayısı on bin kişi ve sloganları, "Ya Osman! Ya Osman!" olacaktır. İmam Mehdi (a.f), Acem (Arap olmayan) birini çağıracak ve kılıcını onun omzuna asacaktır. O da isyancılara doğru yönelecek ve bir kişi bile bırakmayacak şekilde hepsini öldürecektir. [14]

“Mu'cemu'l-Buldân” adlı eserde geldiğine göre, Rumeyletu'd-Deskere, Irak'ın Deyâlî bölgesindeki Ba'kûbe'nin köylerinden olan Şehrâbân'a yakın köylerden biridir. Zikredilen isyancıların Arap olmaması ise, ya onların Arap olmadığını göstermektedir veya onların komutanının Arap olmadığına işaret etmektedir. Ancak bazı rivayetler, kötü unsurların ve isyankârların ortadan kaldırılma operasyonu hakkında şöyle demektedir: İmam Mehdi (a.f), Araplardan ve Arap olmayanlardan oluşan on iki bin kişilik ordusunu hazırlayacak; hepsine aynı tip elbise giydirecek ve şehre girip, onlar gibi giyinmeyen herkesi öldürmeleri hususunda emir verecektir. Onlar da bu emri uygulayacaklardır. [15] Anlaşıldığı kadarıyla bu şehir, İmam Mehdi'nin (a.f) muhaliflerini oluşturan kâfirler ve münafıklarla dolu olacaktır. Bu yüzdendir ki, onlar hakkında böylesi bir emir verilmiştir. Ya da burada yaşayan müminler, bir yolla konuyu öğrendikleri için, evlerinden dışarı çıkmayacaklardır. Veya önceden hazırlanan tek tip elbiseler, onlara da gönderilmiştir.

Elbette kötü unsurların ortadan kaldırılması için yapılacak olan bu geniş çaplı operasyonlar, Irak'ta ve dünyanın diğer ülkelerinde dehşet, korku ve kuşku dalgalarının oluşmasına neden olacaktır. Çünkü bazı rivayetlerde geldiğine göre, kimileri bu geniş çaplı öldürmeleri gördüklerinde kendi kendilerine şöyle diyeceklerdir: "O, Fâtıma'nın (s.a) soyundan değildir. Eğer Fatıma'nın (s.a) soyundan olsaydı halka merhamet ederdi." Bir hadiste geçtiği üzere, İmam Mehdi'nin (a.f) özel ashabının bir kısmı, bazı hükümlerin uygulanmasına tahammül edemeyecekler; muhaliflerin öldürülmesini görünce de şüphe ve kuşkuya düşeceklerdir. Hatta onlardan birisi, kendi sinirlerini kontrol edemeyecek ve İmam Mehdi'ye (a.f) itiraz edecektir.

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kaim (a.s), "Sûk" denen yere ulaşana kadar ilerleyecektir. Babasının soyundan olan bir kişi ona şöyle diyecektir: "Siz halkı aynı koyun sürüsünü korkuturcasına korkutuyorsunuz. Acaba sizin bu işiniz, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) emriyle mi gerçekleşmektedir, yoksa (onun emri) dışında mı?" İmam (a.s) şöyle buyurdu: Halk arasında ondan daha güçlü biri yoktur. Bu sırada Acem biri ona bağırarak şöyle diyecektir: "Sessiz ol, yoksa boynunu vururum!" Bunun üzerine Kaim (a.s), Hz. Resulullah'ın (s.a.a) bir emrini onlara gösterecektir. [16]

Hadisten anlaşılmaktadır ki, itiraz eden şahıs Alevî (Ali taraftarı ve onun soyundan) biridir ve "Sûk" ise şehrin pazarı veya bir yerin ismidir. Farklı bir rivayette şöyle gelmiştir: "İtiraz edeni sessiz olmaya mecbur eden şahıs, İmam Mehdi (a.f) için biat almakla sorumlu olan kişidir." Bu hususta İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu naklediliyor: O, Sa'lebiyye'ye [17] ulaşınca, babasının soyundan, Mehdi'den (a.f) sonra herkesten daha güçlü ve yiğit olan bir şahıs, onun karşında durarak şöyle diyecektir: "Ey falan! Ne yapıyorsun! Vallahi sen, insanları aynı koyun sürüsünü ürkütür gibi ürkütüp kaçırıyorsun. Acaba Hz. Resulullah'tan (s.a.a) böyle bir emir mi var?" Bu sırada, biat almakla sorumlu olan şahıs şöyle diyecektir: "Sessiz ol, yoksa vallahi boynunu vururum." Bu esnada Kaim (a.s) ona şöyle buyuracaktır: "Ey falan! Sessiz ol! Evet, Allah'a andolsun ki, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) emri benim yanımdadır."

Sonra İmam Mehdi (a.f), küçük sandığı yanına getirmelerini emredecektir. Bu sırada Hz. Resulullah'ın (s.a.a) emrini onun için (çıkarıp) okuyacaktır. Sonra itiraz eden şahıs, İmam'a (a.s) hitaben şöyle diyecektir: "Allah benim canımı size feda etsin. İzin verin (özür dilemek için) mübarek başınızdan öpeyim." Sonra İmam'ın (a.s) iki gözünün ortasından öperek şöyle diyecektir: "Sizinle biatimizi yenilememiz için izin verin." İmam Mehdi (a.f) de onların biatini tekrar kabul edecektir. [18]

Bu kısa beyandan anlaşıldığı kadarıyla, İmam Mehdi'nin (a.f) ortadan kaldırıp yok edeceği insanlar, Süfyanî taraftarı olan farklı Sünnî ve Şiî gruplarla İmam'ın (a.s) muhalifleridir. Bunların arasında; partiler, irili ufaklı gruplar, sıradan halk, hatta sapmış âlim ve bilginler de bulunacaktır. Doğal olarak onların içinde Batılı casuslar da göze çarpacaktır.

Bu aşamanın ardından Irak ülkesi, İmam Mehdi'nin (a.f) hükümeti sayesinde uzun zaman rahat bir nefes alacak, dünyanın merkezi ve Âl-i Muhammed Kaimi'nin (a.s) hükümdarlığının başkenti unvanıyla apayrı bir güzelliğe bürünecektir. Böylece Irak; cihandaki Müslümanların göz ve gönüllerinin kıblesi, farklı kesimden insanların gidip geldiği bir merkez hâline gelecektir.

O zaman Kûfe, Sehle, Hiyre, Necef ve Kerbela, büyük bir şehrin mahalle ve kesimlerini oluşturacaktır. Bu şehrin adı dillerde dolanacak ve dünyadaki insanların kalbinde yer edinecektir. Bu ilgi ve gönül bağı öyle bir hadde ulaşacaktır ki, dünya halkları farklı bölgelerden, bir sonraki gündeki Cuma namazını İmam Mehdi'nin (a.f) arkasında ve bin tane giriş kapısı olan onun evrensel mescidinde kılabilmek için Perşembe akşamı yola koyulacaklardır. Bu mescidin oldukça büyük olmasına rağmen, insanların buraya akın etmesi nedeniyle, muhtemelen milyonlarca namaz kılan arasında yer bulma sıkıntısı yaşanacaktır.

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Onun hükümet merkezi Kûfe, yargı merkezi Kûfe Mescidi, beytülmalin bulunduğu ve ganimetleri dağıttığı merkez Sehle Mescidi, yaratıcısıyla halvet ettiği yer de Garyeyn'in [19] beyaz tepeleri olacaktır. Allah'a andolsun ki, imanlı herkes ya orada veya onun etrafında yaşayacaktır. Farklı bir rivayette de şöyle gelmiştir: Ya da oraya doğru gideceklerdir. Diğer bir rivayette ise, şöyle geçmektedir: Oraya doğru koşacaklardır. Bu son ibare daha sahihtir.

Kûfe şehri elli dört mile [20] ulaşacak ve görkemli binaları, Kerbela evlerine ve bayındırlıklarına kadar uzanacaktır. Allah, Kerbela'yı sığınak, melekler ve müminlerin gelip gittiği yer edecektir. Burası oldukça azamet ve görkem kazanacaktır. [21]

"Yargı merkezinden" kasıt, müracaat edilen veya İmam Mehdi'nin (a.f) halk arasındaki sorunlarda hüküm vereceği mekândır. Burası, şimdiki Kûfe Mescidinde veya İmam Mehdi'nin (a.f) yaptıracağı büyük Cuma Mescidinde yer alacaktır. "Kûfe şehrinin elli dört mile ulaşmasından" maksat, bu şehrin yüz ölçümünün veya uzunluğunun yaklaşık yüz kilometreye ulaşmasıdır.

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kûfe'nin (Necef'in) arka tarafında bin kapılı bir mescit yapacaktır. (Kûfe şehri o kadar büyüyecektir ki) Evleri, Kerbela ve Hiyre'nin iki nehrine kadar ulaşacaktır. Öyle ki eğer biri, hızlı ve hafif bir vesileyle oraya giderek Cuma namazına katılmak istese yetişemeyecektir. [22] Yani eğer insan çevik ve süratli bir şekilde Cuma namazına doğru hızla gidecek olursa, yetişemeyecektir. Çünkü namaz kılmak için boş bir mekân bulamayacaktır.

Irak'ın, İmam Mehdi (a.f) eliyle kötü unsurlardan arındırılıp onun hâkimiyeti altına girmesi ve merkezi hâle gelmesiyle hükümetinin egemenliği; Yemen, Hicaz, İran, Irak ve Körfez ülkelerini kapsayacaktır. Böylece İmam Mehdi (a.f), iç işlerinin yoluna koyulmasından duyduğu gönül rahatlığıyla dış düşmanlarının üzerine gidecektir. İmam (a.s), başlangıçta Türklerin üzerine bir ordu gönderecek ve onları yenilgiye uğratacaktır. Sonra kendisi bir ordunun komutanlığında Şam'a doğru ilerleyecek, Dımışk'ın yakınlarındaki "Mercu Azrâ" denen bir yerde konaklayacak ve Kudüs'ü özgürleştirmek için Süfyanî, Yahudi ve Romalılarla yapacağı büyük savaşa hazırlanacaktır.

 

---------------

[1]- Rahmân, 33.

[2]- el-İrşâd, s. 362.

[3]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 217.

[4]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 353.

[5]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 354.

[6]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 363.

[7]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 365.

[8]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 338.

[9]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 115.

[10]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 387.

[11]- Gaybet-i Tûsî, s. 284.

[12]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 375.

[13]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 345.

[14]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 333.

[15]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 377.

[16]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 387.

[17]- Sa'lebiyye; Irak'ta, Hicaz'a doğru olan bir yerin adıdır.

[18]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 343.

[19]- Bu mekân Necef'tedir ve buraya “Necef-i Garî” ve “Necef-i Garyeyn” de denilmektedir.

[20]- Karada 1609, denizde 1852 metre olarak kabul edilen bir uzaklık ölçü birimi. (Türkçe mütercim, Tdk: "mil" kelimesi.)

[21]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 11.

[22]- Gaybet-i Tûsî, s. 280.




Bu haber 613 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI