Bugun...



İmam Mehdi'nin (a.f) Evrensel Hükümeti - 3

İmam Mehdi (a.f) dönemiyle ilgili rivayetler, bilim ve yaşam şartlarındaki pek çok beşerî ilerlemelere değinmektedir.

facebook-paylas
Tarih: 31-03-2023 14:12

İmam Mehdi'nin (a.f) Evrensel Hükümeti - 3

Bismillahirrahmanirrahim

Doğa Bilimlerinin ve Yaşam Şartlarının Değişimi

İmam Mehdi (a.f) dönemindeki bilim ve yaşam şartlarındaki ilerleme ve değişimleri, geçmiş ve günümüz nesillerinin tasavvur edemeyecekleri bir düzeyde olacaktır. Bu değişimler farklı alanlarda görülecektir. Örneğin, haberleşmede, görsel ve bilimsel araç-gereçlerde, savaş araç-gereçlerinde, ekonomik, hükümet ve yargı sistemlerinde ve nice alanda bu değişimler gözlemlenecektir.

Anlaşılan o ki bu değişimlerin bir kısmı, Allah'ın, İmam Mehdi (a.f) ve yârenleri eliyle gerçekleştireceği kerametler ve mucizeler sayesinde ortaya çıkacaktır. Ancak bu değişimlerin çoğu, kaynakları yerde ve gökte insanoğlunun elinde bulunan doğa bilimlerindeki gelişmelerden, ilahî kanunlar ve nimetlerden doğru bir şekilde faydalanmaktan kaynaklanacaktır.

Rivayetler, İmam Mehdi (a.f) eliyle doğa bilimlerinde meydana gelecek değişimlerin, insan yaşamındaki gelişmelerin her yönünü kapsayacağını göstermektedir.

Bu yüzden İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: İlim yirmi yedi harftir. Peygamberlerin getirdikleri iki harftir ve insanların günümüze kadar bildikleri de bu iki harften ibarettir. Ancak Kaim (İmam Mehdi) kıyam edince, geriye kalan yirmi beş harfi ortaya koyacak ve halk arasında yayacaktır. Böylece ilmin yirmi yedi kısmı açığa çıkacaktır.[1]

Bu rivayet ilk bakışta her ne kadar peygamberlerin dinî ilimleriyle ilgili gözükse de dikkat etmek gerekir ki tevhit, nübüvvet, kıyamet gibi ilimlerle beraber, beşerin ihtiyacı olan diğer doğa bilimlerini de kapsamaktadır. Çünkü rivayetlere göre bu ilimlerin bazı esaslarını peygamberler insanlara öğretmişler; onları ilme yönlendirmişler ve bilimin kapılarını herkese aralamışlardır. Örneğin, terziliği Hz. İdris (a.s), gemi yapımı ve marangozluğu Hz. Nuh (a.s), zırh yapımını Hz. Davut (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s)… öğretmişlerdir. Dolayısıyla bu rivayetteki ilimden maksat, hem dinî ilimler ve hem de doğa bilimleridir. Buna göre insanların bildiği ilimlerle İmam Mehdi'nin (a.f) öğreteceği ilimlerin birbirine olan oranı, ikinin yirmi beşe olan oranı kadardır.

İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Biliniz ki Zülkarneyn itaatkâr ve asi iki buluttan birini seçme hakkına sahipti. O, itaatkâr olan bulutu seçti ve asi olan bulut da sizin mevlanız (İmam Mehdi) için ayrıldı." Ravi diyor ki şöyle sordum: "Asi bulut hangisidir?" Buyurdu ki: "O bulut, gök gürültüsü, yıldırım veya şimşekle yüklüdür ve sizin mevlanız onun üstüne binecektir. Biliniz ki o, bulutların üstüne binecek; beş kısmı bayındır, iki kısmı harabe olan yedi göğün ve yedi yerin vesileleriyle yükseklere çıkacaktır." [2]

İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kaim'in (İmam Mehdi'nin) zamanında, doğuda yaşayan bir mümin batıdaki kardeşini görecektir. Batıdaki de doğudaki kardeşini görecektir. [3]

Ayrı bir hadiste İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Bizim Kaim'imiz (a.f) kıyam edince, Allah bizim Şialarımızın kulak ve gözlerine öyle bir yetenek verecektir ki onlarla Mehdi (a.f) arasında haberciye gerek kalmayacaktır. Her ne zaman Mehdi (a.f) konuşsa, kendi yerinde (uzakta) olmasına rağmen, onu işitecekler ve göreceklerdir. [4]

Yine farklı bir hadiste İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: İşler Sahibu'l-Emr'in (Mehdi'nin) eline geçince, Allah-u Teâlâ yerin çukurlarını yükseltecek ve yüksekliklerini düzleştirecektir. Öyle ki, dünya onun önünde aynı avucunun içi gibi olacaktır. Sonra şöyle sordu: Sizin hanginiz elinin (avucunun) içindeki kılı görmez? [5]

Şöyle rivayet edilmiştir: Onun için yerden gökyüzüne kadar nurdan bir sütun yerleştirilecek ve kulların amellerini onda görecektir. Mısır piramitlerinin altında öyle ilimler gizlenmiştir ki, ondan önce kimsenin eli onlara ulaşmayacaktır. [6]

Bu konuyla ilgili başka rivayetler de bulunmaktadır. Ancak onların bir kısmı beşerî ilimdeki değişimlerden, bir kısmı müminlere ait aletler ve güçlerdeki gelişmelerden, bir kısmı da İmam Mehdi (a.f) ve yârenlerinin kerametlerinden, vesile ve imkânlarından bahsetmektedir. Bununla ilgili olarak İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kaim'in (a.f) yârenlerinin, cihanın doğu ve batısını kuşattıklarını, her şeyin onların emrine girdiğini görür gibiyim. Hatta yerin yırtıcı hayvanları ve göğün avcı kuşları bile onların rızasını kazanma peşindeler. Yerin her bir kısmı diğerine karşı iftihar edip gururlanacak ve şöyle diyecektir: Bugün Mehdi'nin (a.f) yârenlerinden biri benim üzerime ayağıyla bastı. [7]

Yine başka bir hadiste İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Bizim Kaim'imiz (a.f) kıyam edince, her bölgeye bir şahsı (vekil olarak) gönderecek ve buyuracak ki: Senin amel etmen gereken kurallar elindedir. Eğer anlamadığın ve hükmünü bilmediğin bir şeyle karşılaşırsan kendi eline bak ve (elinde) gördüğünle amel et. [8]

Muhtemelen bu söylenen, İmam Mehdi (a.f) yârenleri için, mucizevî bir şekilde ve keramet olarak, ya da ilmî kurallar ve gelişmiş teknoloji araçları vasıtasıyla gerçekleşecektir.

Hz. Süleyman'ın ve Hz. Zülkarneyn'in Hükümetinden Daha Kapsamlı Bir Hükümet

İmam Mehdi'yle (a.f) ilgili rivayetlerden anlaşılan o ki onun evrensel hükümeti, Hz. Süleyman (a.s) ve Hz. Zülkarneyn'in hükümetlerinden daha kapsamlı ve azametli olacaktır. Şu rivayette olduğu gibi bazı rivayetler buna açıkça değinmiştir: İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Bizim hükümdarlık alanımız Süleyman b. Davut'unkinden ve saltanatımız da saltanatından daha geniş ve büyük olacaktır.

Sonraki rivayet, İmam Mehdi'nin (a.f) elinde olacak araçlar ve vesilelerin, Zülkarneyn'in (a.s) elinde olmadığını kaydetmiştir. Buna ilaveten rivayetlere göre, bütün peygamberlerin mirası, örneğin Hz. Süleyman'ın (a.s) mirası İmam Mehdi'nin (a.f) eline ve kontrolüne verilecek, dünya onun gözünde avucunun içi gibi olacaktır.

Hz. Süleyman'ın (a.s) hâkimiyeti bir taraftan Filistin ve Şam'ı kapsarken, Mısır ve ötesi olan Afrika'yı kapsamıyordu. Diğer taraftan Yemen'i kapsarken, Hindistan'ı, Çin'i ve bu bölgenin diğer ülkelerini kapsamıyordu. Hatta İran'ın güneyindeki İstahr şehri bile Hz. Süleyman'ın (a.s) hâkimiyet alanı dışındaydı. Hâlbuki İmam Mehdi'nin (a.f) hâkimiyeti bütün âlemi kapsayacak; her yerde Allah'ın varlığına ve birliğine, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) peygamberliğine şahadet edilecek ve yeryüzündeki bütün harabeler bayındır hâle getirilecektir.

Buna ilaveten İmam Mehdi'nin (a.f) elindeki imkânlar, Hz. Süleyman'ın (a.s) elindeki imkânlardan çok daha fazla olacaktır. Bu imkânların bazısı Allah'ın inayetiyle İmam Mehdi'ye (a.f) verilen mucize ve kerametlerken, bazısı da ilmin ilerlemesinden ve tabii imkânlardan elde edilen olanaklardır.

Hükümet dönemi açısından ise, rivayetlere ve tarihçilerin dediğine bakılırsa, Hz. Süleyman'ın (a.s) hâkimiyeti yaklaşık yarım asır sürdü ve milattan 931 yıl önce gerçekleşen vefatının ardından saparak ikiye bölündü. İkiye bölünen bu bölgeler, yani Kudüs ve Nablus bölgeleri arasında savaş başladı. Ancak ister İmam Mehdi'nin (a.f) hayatta olduğu dönemde olsun ve ister ondan sonra olsun, onun evrensel hükümeti dünyanın sonuna kadar devam edecek; onun devletinden ayrı bir devlet kurulmayacak ve büyük ihtimalle onun yolunu devam ettirecek evlatları hükümete yetişeceklerdir. Sonra bazı peygamberler ve Ehlibeyt İmamları (a.s) dünyaya geri dönecekler ve bu dünyanın sonuna kadar hükümet edeceklerdir.

İmam Mehdi'nin (a.f) Yedi Farklı Diyara Sefer Etmesi

İmam Mehdi'nin (a.f) âlemin yedi farklı diyarına sefer etmesi hakkında pek çok hadis ve nişane bulunmaktadır. Bunların en önemlisi İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) naklettiğimiz şu hadistir: Biliniz ki, Zülkarneyn itaatkâr ve asi iki buluttan birini seçme hakkına sahipti. O, itaatkâr olan bulutu seçti ve asi olan bulut da sizin mevlanız (İmam Mehdi) için ayrıldı.

Ravi diyor ki, şöyle sordum: "Asi bulut hangisidir?" Buyurdu ki: O bulut, gök gürültüsü, yıldırım veya şimşekle yüklüdür ve sizin mevlanız onun üstüne binecektir. Biliniz ki o, bulutların üstüne binecek; beş kısmı bayındır, iki kısmı harabe olan yedi göğün ve yedi yerin vesileleriyle yükseklere çıkacaktır. [9]

İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Allah, Zülkarneyn'i itaatkâr ve asi bulutlardan birini seçmesi için özgür bıraktı. O da gök gürültüsü ve şimşekle yüklü olmayan itaatkâr bulutu seçti. Eğer asi bulutu seçseydi ona verilmezdi. Çünkü Allah onu Kaim (İmam Mehdi) için ayırmıştır. [10]

Bu rivayetler açık bir şekilde beyan etmektedir ki, İmam Mehdi (a.f) çeşitli vesilelerden ve özel araçlardan faydalanarak yükseklere gidecek, gökyüzünde ve yıldızların arasında hareket edecektir. Gök gürültüsü, yıldırım ve şimşek yüklü bulutlar onun iradesinde olacak, bunlarla yedi (kat) göklerde ve yeryüzü hariç altı (kat) yerlerde sefer edecektir.

Rivayetten, İmam Mehdi'nin (a.f) uzay araçlarından ve uzay gemisinden faydalanacağını değil, aynı zamanda büyük bir olasılıkla, o dönemde ilmin gelişmesinden dolayı diğer gezegenlere yolculuk yapmanın, aynı dünya üzerindeki farklı kıtalara yolculuk yapmak gibi olacağı da anlaşılmaktadır.

Ayrıca İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) buyurduğu hadisten anlaşılan o ki, beş bayındır ve meskûn dünya veya beş bayındır ve meskûn yer ve gök bulunmaktadır. Buralarda yaşayan halklar arasındaki irtibatlar da çok yakında başlayacaktır.

Birçok rivayete göre göklerde pek çok bayındır gezegenler bulunmaktadır ki insan dışında, cin veya melek gibi canlı toplulukları oralarda yaşamaktadır. Allâme Meclisî bu tür rivayetleri “Bihâru'l-Envâr” kitabında bir araya getirmiştir. Nitekim bazı Kur’an ayetleri de diğer gezegenlerde hayat olduğuna işaret etmiştir. O ayetlerden birisi şudur: Ey cin ve insan topluluğu! Eğer göklerin ve yerin bucaklarından sızıp geçmeye gücünüz yetiyorsa, sızıp geçin. Bir araç olmadan sızıp geçemezsiniz. [11]

Evet, İmam Mehdi’nin (a.f) dönemi başlayınca, yeryüzündeki yaşam yepyeni bir aşamaya geçecek ve geçmişle tamamen farklı olacaktır.

Ahirete ve Cennete Yönelmek

Dünyamızın zaman, mekân ve eşyasıyla karşı karşıya bulunduğu en önemli hareketlerinden biri, gayb âlemine veya tam aksine doğru gerçekleştirdiği harekettir. Kur’an ve İslam Dini bunun perdelerini aralamış, önemi ve ilişkisine değinmiş, insanın bu hareketini, “Allah'a, O'nun kudretiyle karşı karşıya gelmeye, ahirete ve melekler âlemine gitmek” diye adlandırmıştır.

Bizler açısından ise, “kıyamete ve ahiret âlemine ulaşmak” diye nitelendirilmektedir. Çünkü ahiret âleminin keşfedilmesi sonucunda, bizim cihan gözüyle göremediğimiz geniş gayb âlemi arasında vahdet ve birliktelik meydana gelecek ve her iki âlem bizim için bir âleme dönüşecektir. İnsan için bu hareketin en üst düzeyi ölümdür. İslam dini açısından ölüm bazılarının zannettiği gibi yok olmak değil, daha geniş bir âleme yolculuk etmektir. Bu hareketin doruk noktası ise, madde ve gayb âleminin birleştiği kıyamettir.

Kur’an’a ve Hz. Resulullah'ın (s.a.a) sünnetine göre kıyametin yerde, gökte ve insan toplumunda art arda gerçekleşecek bazı nişaneleri ve ön hazırlıkları olacaktır. İmam Mehdi'nin (a.f) hükümeti de bunun en son ve en büyük aşaması olarak kıyametten önce dünya âleminde gerçekleşecektir. Anlaşılan o ki, rivayetlerin bahsettiği İmam Mehdi (a.f) zamanında yukarı âlemlere ulaşmanın gerçekleşmesi, ahiret âlemine ve cennete ulaşmanın başlangıcı ve ön hazırlığıdır.

Dolayısıyla rec'ate ve bazı peygamberlerle Ehlibeyt İmamlarının (a.s) dünyaya geri dönerek, İmam Mehdi'den (a.f) sonra hâkimiyet kuracaklarına dair rivayetlerden ve ayrıca rec'ate tefsir edilen bazı ayetlerden de maksat bu aşamadır. Her ne kadar rec'at inancı İslam'ın temel inançlarından değilse de bu konuya dair elde bulunan rivayetler o denli fazla ve güvenilirdir ki, gerçekleşeceğine dair inancı kaçınılmaz kılmaktadır.

Şimdi rec'ate dair bazı rivayetlere değiniyoruz:

İmam Zeynelabidin (a.s), "Kuşkusuz, Kur'an'ı sana farz kılan (Allah), seni dönülecek yere geri döndürecektir." [12] ayetinin tefsirinde şöyle buyurdu: Peygamberiniz (s.a.a) size geri dönecektir. [13]

Ebu Basîr, İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) kendisine şöyle buyurduğunu naklediyor: Acaba Iraklılar rec'ati inkâr mı ediyorlar? "Evet" dedim. Buyurdu ki: Yoksa Kur’an okumuyorlar mı? [14]

İmam Cafer-i Sadık'a (a.s), "O gün, her topluluktan ayetlerimizi yalanlayan bir grup toplarız; onlar sıraya dizilirler" [15] ayeti hakkında sorduklarında şöyle buyurdu: İnsanlar bunun hakkında ne diyorlar? “Kıyamet hakkındadır” diyorlar, dedim. Şöyle buyurdu: Acaba Allah kıyamette her topluluktan bir grubu diriltecek ve geri kalanları kendi hâline mi bırakacaktır? Bu ayet hiç şüphesiz rec'at hakkındadır. Kıyametle ilgili olan ayet [16] ise, şudur: "Onların tümünü bir araya getirir ve hiçbirini geride bırakmayız." [17]

Zurâre şöyle diyor: İmam Cafer-i Sadık'a (a.s) “rec'at” gibi bazı önemli konular hakkında sordum. Şöyle buyurdu: Sorduğunuzun zamanı henüz gelmemiştir. Sonra şu ayeti [18] okudu: "Hayır; onlar bilgisini kavrayamadıkları ve kendilerine tevili gelmemiş olan bir şeyi yalanladılar." [19]

Bazı rivayetlerin içeriği şöyledir: Hz. Resulullah'ın (s.a.a) rec'ati, Ehlibeyt İmamlarının (a.s) rec'atinden (a.s) sonradır. Dünyaya geri dönecek ilk insan, İmam Hüseyin'dir (a.s). Nitekim İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyurdu: Dünyaya ilk dönecek insan, Hüseyin b. Ali'dir (a.s). O, o kadar hükümdarlık edecektir ki (yaşlılıktan) kaşları gözlerinin üstüne düşecektir. [20]

Farklı bir rivayette İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Rec'at herkes için değil, bazılarına hastır. Çünkü (dünyaya) ya kâmil müminler veya en kötü müşrikler dönecektir. [21]

Ali KURANÎ

 

------------

[1]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 336.

[2]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 321.

[3]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 391.

[4]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 236.

[5]- Şeyh Sadûk, Kemâlu'd-Din Temâmu'n-Ni'met, c. 2, s. 674.

[6]- Şeyh Sadûk, Kemâlu'd-Din Temâmu'n-Ni'met, s. 565.

[7]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 327.

[8]- Gaybet-i Nu'mânî, s. 319.

[9]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 321.

[10]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 321.

[11]- Rahmân, 33.

[12]- Kasas, 85.

[13]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 56.

[14]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 40.

[15]- Neml, 83.

[16]- Kehf, 47.

[17]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 50.

[18]- Yûnus, 39

[19]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 40.

[20]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 46.

[21]- Bihâru'l-Envâr, c. 53, s. 39.




Bu haber 781 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI