İslam'ın Tekrar İhyası ve Evrenselliği

Emîrü'l-Müminin İmam Ali'nin (a.s), "Müşrikler hoşlanmasa da Peygamberi'ni hidayet ve hak din ile tüm dinlere galip gelsin diye gönderen O'dur"[1] ayetinin tefsirinde şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Acaba bu ayet uygulanmış mıdır? Asla! Canım elinde olana andolsun ki, sabah ve akşam Allah'ın birliğine, Muhammed'in peygamberliğine şehadet edilmeyen hiçbir yer kalmayacaktır. [2]

İbn Abbas'tan bu konu hakkında şöyle nakledilmiştir: İslam'a yönelmeyen hiçbir Yahudi, Hristiyan veya ayrı din mensubu kalmayacaktır. Sonuçta cizye almak (farklı semavî din mensuplarından alınan vergi) kaldırılacak, haç kırılacak ve domuz öldürülecektir. Bu durum Allah'ın buyurduğu, "Müşrikler istemese de Allah dinini bütün dinlere üstün kılacaktır" şeklindeki ayetin şahididir. Bu ise Kaim'in (İmam Mehdi'nin) zamanında gerçekleşecektir. [3]

Cizyenin kaldırılmasından kasıt, ehli kitap için İslam'dan başka bir şeyin (dinin) kabul edilmemesidir. Ebu Basîr şöyle diyor: İmam Cafer Sadık'a (a.s) bu ayet hakkında sorduğumda şöyle buyurdu: "Allah'a andolsun ki, bu ayet henüz gerçekleşmemiştir." Dedim ki: "Size feda olayım, öyleyse ne zaman gerçekleşecektir?" Buyurdu ki: "Allah irade ettiği zaman Kaim (İmam Mehdi) kıyam edecek, zuhur edince kâfirler ve müşrikler zuhurundan rahatsız olacak ve kaygılanacaklardır. Çünkü bir kâfir ve müşrik kayanın arkasına saklansa dahi, o kaya seslenecek ve şöyle diyecektir: 'Ey Müslüman! Buraya bir kâfir veya müşrik sığınmıştır. Onu öldürün'. Böylece onun peşine gidip helak edeceklerdir." [4]

İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Kaim'e (a.f), (düşmanlarının kalbinde) korku yaratılarak yardım edilecek, Allah'ın himayesiyle teyit edilecek ve yeryüzü ayağının altından geçecektir. Yerin hazineleri onun için zahir olacak, saltanatı doğu ve batıyı kapsayacaktır. Allah, dinini, müşrikler hoşlanmasa ve muhalif olsa dahi onun vasıtasıyla zafere ulaştıracaktır. Yeryüzünün harabeleri bayındırlaşacak, İsa Ruhullah (a.s) yere inecek ve onun arkasında namaz kılacaktır. [5]

Ayrıca zikredilen ayetin tefsirinde İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyurmuştur: Sonunda Muhammed'in (s.a.a) peygamberliğini kabul etmeyen hiçbir kimse kalmayacaktır. [6]

İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Babama (İmam Muhammed Bâkır) bu iki ayeti sordular: "Müşrikler topyekûn sizinle savaştıkları gibi, siz de onlarla topyekûn savaşın"[7], "Artık fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'a ait oluncaya kadar onlarla savaşın." [8] Şöyle buyurdu: Bu ayetin tevil ve yorumu henüz gerçekleşmemiştir. Eğer bizim Kaim'imiz (İmam Mehdi) kıyam ederse, onu görenler bu ayetin tevilini görecekler; sonunda Muhammed'in (s.a.a) dini ay ışığının aydınlattığı her yere ulaşacak ve yerde şirkten herhangi bir eser kalmayacaktır. Nitekim Allah böyle olacağını buyurmuştur. [9]

İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s), "O'nun gerçek olduğu kendilerine açıklık kazanıncaya kadar ayetlerimizi ufuklarda da, kendi nefislerinde de onlara göstereceğiz" [10] ayetinin tefsiri hakkında şöyle nakledilmiştir: Allah onların (maymun ve domuza) dönüşmelerini kendilerine gösterecek ve ufuklarda göklerin yıkılmasını onlar için açığa çıkaracaktır ki, Allah'ın kudretini kendilerinde ve cihanın tamamında hissetsinler. Allah'ın, "O'nun gerçek olduğu kendilerine açıklık kazanıncaya kadar" sözünden maksat, gerçek ve Allah tarafından olan Kaim'in (İmam Mehdi'nin) kıyamıdır. Şüphesiz halk onu görecektir. [11]

Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Mehdi (a.f) benim soyumdan ve Fatıma'nın (s.a) evlatlarındandır. Ben nasıl vahiy esasınca mücadele ettiysem, o da benim ahlakım ve sünnetim üzere mücadele edecektir. [12]

Ayrı bir hadiste Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: Cihanda yalnız İslam hüküm sürecek ve yer, gümüş levha gibi olacaktır. [13] Yani yeryüzü aynı halis ve saf bir gümüş levha gibi kâfirlik ve nifak pisliğinden temizlenecektir.

Emîrü'l-Müminîn İmam Ali'nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: O (Kaim), görüşü ve fikri Kur'ân'dan alacaktır. Diğerlerinin Kur'ân'ı kendi görüş ve düşünceleriyle yorumladıkları zaman, onlara hâkimin adilane davranışını gösterecek ve Kitab'ın (Kur'ân-ı Kerim'in) ve Sünnet'in terk edilmiş bölümlerini canlandıracaktır. [14] Yani İmam Mehdi (a.f) Kur'ân-ı Kerim'e uyacak ve sapkınlar gibi Kur'ân'ın tefsirini kendi fikrine göre değiştirmeyecektir.

İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: Dininizin, aynı bir kuş gibi kendi kanında çırpındığını ve biz Ehlibeyt'ten biri hariç, kimsenin onu kurtarmadığını görür gibiyim. Onun zamanında size her yıl iki ödül ve her ay iki rızık verecekler. Onun devletiyle hikmete ulaşacaksınız. Öyle ki kadın kendi evinde, Allah'ın Kitabı ve Resulullah'ın (s.a.a) Sünneti üzere hüküm verecektir. [15]

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) buyurduğu, "Dininizin, aynı bir kuş gibi kendi kanında çırpındığını… görür gibiyim" benzetmesi, İslam dininin durumunu anlatan oldukça dakik bir benzetmedir. Burada İslam, yaralı, kanadı kırılmış ve kendi kanında çırpınan bir kuşa benzetilmiştir. Yani İslam dinini tahrif edecek ve Müslümanları ondan uzaklaştıracaklardır.

İmam Mehdi (a.f) gelerek İslam'ı kurtarıp diriltecek ve Müslümanlara tekrar sunacaktır. "Size her yıl iki ödül ve her ay iki rızık verecekler" sözünden kasıt şu olabilir: Yani her altı ayda bir defa beytülmalden ödül ve her iki haftada bir defa gıda maddesi ve genel ihtiyaçlar herkese verilecektir.

İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Allah, bidatleri onun vasıtasıyla yok edecek; sapkınlıkları onun eliyle ortadan kaldıracak ve sünnetleri diriltecektir. [16]

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Yeryüzündeki bütün harabeler bayındır olacaktır. Allah'tan başka put ve benzeri mabutlar baki kalmayacak ve hepsi yanacaktır. [17]

İmam Mehdi (a.f) Aracılığıyla İnsanların Hidayete Erme Gereç ve Etkenleri

Şimdi şu soruyu sormak gerekir: İmam Mehdi (a.f) gayrimüslimler arasında İslam'ı nasıl yayacaktır? Hâlbuki insanlar maddî hayata dalmış; imandan ve manevî değerlerden uzaklaşmış; İslam ve Müslümanlara karşı karamsarlaşmışlardır. Burada, siyasî, iktisadî ve inançla ilgili pek çok etken dikkate alınmalıdır. Örneğin, dünya milletleri maddî hayatın her yönünü din olmaksızın tecrübe etmişler ve dinsizliğin insan fıtratı ve yaratılışıyla uyumsuz olduğunu tüm vücutlarıyla idrak etmişlerdir.

Diğer yandan dikkat etmek gerekir ki, İslam dini insan fıtratıyla uyumludur. Eğer zalim yöneticiler İslam nurunun âlimler ve gerçek müminler aracılığıyla milletlere ulaşmasına izin verseler, insanlar gruplar hâlinde İslam'ı kabul ederler. İnsanların hidayet sebeplerinden bir diğeri, İmam Mehdi'nin (a.f) dünya halklarına göstereceği mucizelerdir. Bu mucizelerden en belirgin olanı, semavî nidadır. Gerçi bu mucizelerin zalim yöneticiler üzerindeki etkisi geçici, az veya hissedilmeyecek derecede olacaktır; ancak milletler üzerindeki etkisi kalıcı ve tesirli olacaktır.

Belki de milletler üzerindeki en önemli etkenlerden biri, İmam Mehdi'nin (a.f) ard arda elde edeceği askerî zaferler olacaktır. Çünkü Doğulular, onlara düşmanlık besleseler dahi muzaffer güçleri seven ve öven bir psikolojiye sahiptirler. Özellikle bu zaferlerin mucize ve kerametlerle beraber olması onların psikolojilerinde daha da etkili olacaktır.

Hz. İsa'nın (a.s) yeryüzüne inişi ve onun liyakatli elleriyle Allah'ın, Batı milletlerine ve dünya halklarına göstereceği mucizeler, İmam Mehdi'nin (a.f) başarıya ulaşmasının etkenlerindendir. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hz. İsa'nın (a.s) asıl rolü ve tesiri Batılılar arasında gerçekleşecektir. Tabii olarak Batı milletleri ve devlet adamları, başlangıçta Hz. İsa'nın (a.s) gelmesinden dolayı sevinecek ve ona iman edeceklerdir. Ancak Hz. İsa (a.s), İmam Mehdi'ye (a.f) ve İslam'a olan bağlılığını açığa vurunca, Batı devletleri onun (a.s) hakkında şüphe ve kargaşa yaratacaklar ve genel halk desteğinin önünü almaya çalışacaklardır. Buna rağmen önceden de değindiğimiz gibi Batı milletlerinden İmam Mehdi'ye (a.f) gönül verecek yârenleri olacak; kalplerinde siyasî ve inanç yönünden önemli değişiklikler meydana gelecek ve Avrupa'da görkemli bir şekilde İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerini oluşturacaklardır.

Bir başka önemli etken, iktisadî yöndeki nadir ve görkemli değişmelerdir. İmam Mehdi (a.f) eliyle halkın refah düzeyi ve maddî yönü öyle bir değişecektir ki, rivayetlerde değinildiği üzere, dünya tarihinde böylesi görülmemiştir. Kuşkusuz, bu şartlar Batılıların ruhunda çok önemli etkiler bırakacaktır.

Maddî Hayatın Değişmesi ve İmam Mehdi (a.f) Eliyle Refahın Sağlanması

İmam Mehdi'yle (a.f) ilgili rivayetlerden rahatlıkla anlaşılan noktalardan biri, onun evrensel hükümeti dönemindeki teknolojik gelişmelerdir. Çünkü İmam Mehdi (a.f) dönemindeki maddî durum, kendi zamanımızda bildiklerimizden ve insanoğlunun kendi çabalarıyla elde ettiği ilmî ilerlemelerden çok daha gelişmiş ve teknolojik olacaktır. Şimdi bu konuyla ilgili bazı rivayetleri zikrediyoruz:

Yerdeki Hazinelerin Çıkarılıp Halka Dağıtılması

Bununla ilgili pek çok rivayet bulunmaktadır. Hz. Resulullah'tan (s.a.a) konuyla ilgili şöyle nakledilmiştir: Yer onun için hazinelerini dışarı çıkaracak ve o, halk arasında oldukça fazla mal paylaştıracaktır. [18]

Başka bir rivayette şöyle denmiştir: O, hazineleri altın direkler gibi dışarı çıkaracaktır.

Rivayette geçen "o, halk arasında oldukça fazla mal paylaştıracaktır" ifadesi, Şiî ve Sünnî kaynaklarda meşhurdur. Bu ifade, ekonomik refahın görülmemiş düzeyde iyi olacağını ve İmam Mehdi'nin (a.f) de cömert karakterli olup, insanlara muhabbetle davranacağını yansıtmaktadır.

İmam Muhammed Bâkır (a.s) şöyle buyuruyor: Ehli Beyt'in Kaim'i (İmam Mehdi) halk arasında (olanakları) eşit bir şekilde paylaştırdığı ve insanlar arasında adaleti sağladığı zaman ona itaat eden herkes Allah'a itaat etmiş olacak ve ona karşı gelen de Allah'a karşı gelmiş sayılacaktır. O, Tevrat'ı ve diğer ilahî kitapları Antakya'daki bir mağaradan çıkaracaktır. Yahudiler arasında Tevrat'la, Hristiyanlar arasında İncil'le, Zebur ehli için Zebur'la ve Müslümanlar arasında da Kur'ân ayetleriyle hükmedecektir. Dünyanın mal ve serveti, yerin altından ve üstünden onun yanında toplanacaktır. O halka şöyle diyecektir: "Sıla-ı rahim ve akraba bağını kopardığınız, haram kanlar döktüğünüz ve Allah'ın haramlarına düştüğünüz şeye doğru gelin." O kadar mal ve servet verecektir ki, ondan önce kimse böyle bir şey yapmamıştır. Yeryüzünü, zulüm ve şerle dolduğu gibi, adalet ve nurla dolduracaktır. [19]

Yeryüzünün Bayındır Olması ve Nimetlerin Bollaşması

Hz. Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Benim ümmetim Mehdi zamanında öyle nimetlerle nasipleneceklerdir ki, böylesini asla görmemişlerdir. Gökyüzünden sürekli yağmur yağacak ve yeryüzü var gücüyle bitkilerini yeşertecektir. [20]

Hz. Resulullah (s.a.a) başka bir hadiste şöyle buyurmaktadır: Ümmetim aynı arıların kendi ana kraliçelerinin etrafında toplandıkları gibi onun (Mehdi'nin) yanına sığınacaklardır. Yeryüzünü, zulüm ve sitemle dolduğu gibi, adalet ve insafla dolduracaktır. Böylece halk kendi ilk (huzur) toplumlarına kavuşacaklardır. Herhangi bir uyuyanı uyandırmayacak ve kan da dökülmeyecektir. [21]

Anlaşılan o ki "ilk (huzur) toplumu" cümlesi, ilk insan toplumunun bir ümmetten oluştuğunu yansıtmaktadır. Onlar ihtilaftan uzak, sefa ve temiz fıtrat üzere yaşıyorlardı. Nitekim Allah, Kur'ân'da şöyle buyurmuştur: İnsanlar bir tek ümmet (topluluk) idi. [22]

Bu rivayet, şu içerikte olan rivayetleri teyit etmektedir: İnsanlık toplumu İmam Mehdi (a.f) asrında fakirlikten uzak ve zengin, muhabbetli ve dostça, mahkemelere ihtiyaç duyulmayan, ihtilafsız ve çekişmeden uzak bir topluluk olacaktır. Son aşamada ise, parayla alış-veriş yapılmayan bir topluluğa dönüşecek ve insanlar, Allah rızası için birbirine yardım edip, ihtiyaçlarını Muhammed (s.a.a) ve Ehlibeyt'ine (a.s) salavat getirerek gidereceklerdir.

Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Göktekiler ve yerdekiler ondan razı olacaklardır. Gökyüzü yağmurunu bir damla dahi esirgemeyecek ve yeryüzü hiçbir bitkinin yeşermesini engellemeyecektir. Öyle ki, hayattakiler ölüleri (dirilmesini) arzulayacaklar. [23] Yani insanlar ölülerinin dirilerek kendileri gibi ilahî nimetlerden faydalanmalarını arzulayacaklardır.

İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Allah, müşrikler istemese dahi dinini onun (Mehdi'nin) vasıtasıyla galip edecektir. O zaman yeryüzünün bütün harabeleri bayındırlaşacaktır. [24]

"Koyu yeşildirler" [25] (yani iki bağ yeşilin bolluğundan siyah gibi görülmektedir) ayetinin tefsirinde İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Mekke ve Medine arası hurma ağaçlarıyla birleşecektir. [26]

Saîd b. Cubeyr'den şöyle naklediliyor: Kaim'in (İmam Mehdi'nin) kıyam edeceği yılda yirmi dört defa yere yağmur yağacak, eserleri ve bereketleri görülecektir. [27]

İbn Hammâd şöyle naklediyor: Mehdi'nin (a.f) nişanesi, temsilcileri sıkı tutması, halkı affetmesi ve çaresizlere şefkatli davranmasıdır.

Aynı kitapta İmam Mehdi'nin (a.f) çaresizlere karşı şefkat ve merhametine dair şöyle bir ibare geçmektedir: Adeta İmam Mehdi (a.f) çaresizleri haddinden fazla nimete ve refaha ulaştıracaktır. [28]

Ali Kuranî

--------------

[1]- Tevbe, 33.

[2]- Mahaccetu Bahrânî, s. 86.

[3]- Mahaccetu Bahrânî, s. 87.

[4]- Mahaccetu Bahrânî, s. 86.

[5]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 191.

[6]- Tefsir-i Ayyâşî, c. 2, s. 87.

[7]- Tevbe, 36.

[8]- Enfâl, 39.

[9]- Tefsir-i Ayyâşî, c. 2, s. 56.

[10]- Fussilet, 53.

[11]- Gaybet-i Nu'mânî, s. 143.

[12]- Beyân-i Şâfiî, s. 63.

[13]- Melâhim ve Fiten, s. 66.

[14]- Şerh-i Nehcü'l-Belâğa, c. 4, s. 36.

[15]- el-Kâfî, c. 1, s. 412.

[16]- el-Kâfî, c. 1, s. 412.

[17]- Şeyh Sadûk, Kemâlu'd-Din Temâmu'n-Ni'met, s. 331.

[18]- Bihâru'l-Envâr, c. 51, s. 68.

[19]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 351.

[20]- İbn Hammâd Nüshası, s. 98.

[21]- İbn Hammâd Nüshası, s. 99.

[22]- Bakara, 213.

[23]- İbn Hammâd Nüshası, s. 99.

[24]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 191.

[25]- Rahmân, 64.

[26]- Bihâru'l-Envâr, c. 56, s. 49.

[27]- Keşfu'l-Gumme, c. 3, s. 250.

[28]- İbn Hammâd Nüshası, s. 98.