Bugun...



Hz. Mehdi’ye (a.f) İnanmak - 3

Bu şairlerden bir diğeri de, Hicrî üçüncü yüzyılın büyük şairi Ebu Ali Muhammed b. Rezin Di’bel Huzaî’dir.

facebook-paylas
Tarih: 11-06-2021 10:50

Hz. Mehdi’ye (a.f) İnanmak - 3

O, Hicrî 148 yılında Kufe’de dünyaya gelmiş, orada büyümüş, sonra da Bağdat’a yerleşmiştir. O, gençliğinin ilk yıllarında Müslim b. Velid’in terbiyesi altına girmiş ve ondan şiir sanatını öğrenmiştir.[1] Di’bel, genellikle Bağdat’ta yaşamıştır. Ancak ara sıra oradan ayrılarak seyahate çıkmıştır. Ebu’l-Ferec demiştir ki: “Di’bel yıllarca evinden ayrılır ve yeryüzünde seyahat yapardı. Her defasında da büyük faydalarla dönerdi.”[2]

Di’bel, Ehl-i Beyt (a.s) aşığı idi. O, bu sevgisi nedeniyle Ehl-i Beyt’i (a.s) metheden, Ehl-i Beyt (a.s) düşmanlarını da yeren şiirler söylemiştir. Bu nedenle de Ehl-i Beyt (a.s) karşıtı güçlerin düşmanlığını kazanmıştır. Öyle ki, artık emniyeti elden gitmiş ve canını koruyabileceği bir sığınağı kalmamıştır. Bilâhare canını kurtarmak için kaçmak ve çöllerde gizlenmek zorunda kalmıştır. Onun kendisi şöyle demiştir: “Elli yıldır ki, kendi dar ağacımı sırtımda taşıyorum ama beni asacak birini bulamıyorum.”

Onun, Ehl-i Beyt’in (a.s) methinde okuduğu en güzel kasidelerinden biri, “Taiyye” kasidesidir. O, bu kasideyi İmam Rıza’nın (a.s) huzurunda okumuş ve hazretin beğenisini kazanmıştır. O, bu kasidede Ehl-i Beyt’e (a.s) yapılan mezalimden söz ettikten sonra, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuruna olan özlemini ortaya koymuştur. Yüz beyitten fazla olan bu kasidenin bir bölümü şöyledir:

“(Kur’an) ayetlerin öğretildiği medreseler tilâvetten yoksun olmuş; vahiy evi yıkılmaya yüz tutmuştur.

Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin Mina’daki Hîf’i, Rükn’ü, Arafat’ı, Cemreleri.

Ali’nin, Hüseyin’in, Cafer’in, Hamza’nın ve alnı nasır bağlayan Seccad’ın evleri.

Kınanmam Peygamber’in Ehl-i Beyt’inden dolayıdır. Oysa onlar yaşadıkları sürece, benim dostlarım ve güvendiklerimdir.

Ben onları işlerimin önderi olarak seçtim; zira onlar her hâlde hayırlıların en hayırlısıdırlar.

Ey Rabbim! Yakinimde basiretimi artır ve ey Rabbim! Onların sevgisini benim hayırlarıma ekle.

Görmüyor musun ki, otuz senedir gece gündüz daim hasret içindeyim.

Onların servetinin başkaları arasında paylaşıldığını; onların ellerinin ise, kendi servetlerinden kesildiğini görüyorum.

Resulullah’ın Ehl-i Beyt’inin cisimleri zayıf düşmüş; Âl-i Ziyad ise, şiştikçe şişmiştir.

Ziyad’ın kızları kasırlarda koruma altındayken, Resulullah’ın Ehl-i Beyt’i çöllerde avare ve perişandır.

Zulme uğradıklarında açarlar zalimlere ellerini; yardımcı ve koruyucudan yoksun olarak.

Bugün veya yarın gerçekleşmesine ümitli olduğum şey olmasaydı,

Kalbim onların (Ehl-i Beyt’in) kederinden parça parça olurdu.

Allah’ın adı ve bereketiyle şüphesiz kıyam edecek İmam’dır ümidim.

Aramızda hak ve batılı birbirinden ayıracak; ödül ve ceza verecek İmam’dır özlemim.

Ey nefsim! Sevinçli ol; sonra ey nefsim! Muştular olsun sana ki, o gelecek olanın gelmesi uzak değildir.

Zulmün sürüp gitmesinden de sabırsızlığa kapılma ki, gücümün sabitleşeceğini görüyorum.

Eğer Rahman zamanımı ona yakınlaştırır, ömrümü biraz uzatır, vefatımı da biraz geciktirirse,

Öcümü alırım; artık bir gamım da kalmaz; kılıcımı zalimlerin kanıyla kana kana bir sulayıp da giderim.” [3]

Görüldüğü üzere büyük şair Di’bel, Ehl-i Beyt’e (a.s) yapılan mezalimden duyduğu elem karşısında, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur edip, zalimleri yok edeceği muştusuyla kendisine teselli vermektedir. Bu şiir de, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhur edeceğine dair inancın o zamandan beri Müslümanlar arasında yaygın bir inanç olduğunun ayrı bir belgesidir.

Nakledilir ki, Di’bel bu beyitleri okuyunca İmam Rıza (a.s) başını doğrultarak ona “Ey Huzaî! Bu şiirleri Ruh’ul-Kudüs senin diline getirdi” diye buyurmuş ve sonra da şöyle eklemiştir: “O imamın kim olduğunu biliyor musun?”

Di’bel “Bilmiyorum; yalnız o imamın sizin soyunuzdan çıkacağını ve dünyayı adaletle dolduracağını duymuşum” diye cevap verince, İmam (a.s) şöyle buyurmuştur:

"Ey Di’bel! Benden sonra oğlum Muhammed, ondan sonra oğlu Ali ve ondan sonra oğlu Hasan imamdır. Hasan’dan sonra da oğlu Hüccet-i Kaim imamdır ki, gaybete çekildiği zaman insanlar onu bekler; zuhur ettiği zaman da ona itaat ederler. Eğer dünyanın sonuna bir gün kalsa dahi, Allah o günü o kadar uzatacaktır ki, o kıyam edecek ve dünyayı zulümle dolduğu gibi, adalet ve eşitlikle dolduracaktır." [4]

 

 

------------------

[1]- Tarihü’l-Edebi’l-Arabi, c. 2, s. 284; Tarih-i Edebiyat-ı Zeban-ı Arabi, s. 372.

[2]- el-Eğani, c. 18, s. 38.

[3]- el-Edebü’s-Siyasi el-Mültezem fi’l İslâm, el-Gadir, c. 2, s. 353, 355; el-Fusulu’l-Muhimme, s. 249.

[4]- el-Fusulu’l-Muhimme, s. 251.




Bu haber 401 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI