Bugun...



Hak Geldi, Batıl Yok Oldu - 1

Muharrem ayının dokuzuncu gününün gün batımında İmam Mehdi'nin (a.f) yârenleri bir bir Mescidu'l-Harâm'a toplanacak ve İmam Mehdi'nin (a.f) mukaddes kıyamı, yatsı namazının ardından Mekke halkına yapacağı konuşmayla başlayacaktır.

facebook-paylas
Tarih: 06-01-2023 13:10

Hak Geldi, Batıl Yok Oldu - 1

Bismillahirrahmanirrahim

Ve de ki: Hak geldi, batıl yok olup gitti. Gerçekten batıl yok olmaya mahkûmdur.”[1]

Rivayetlerde zuhurun keyfiyeti ve zamanı hakkında biraz farklılık görülmektedir. Anlaşılan o ki, İmam Mehdi (a.f) ilk önce üç yüz on üç has ashabının arasında görülecektir. Sonra Muharrem ayının dokuzuncu gününün gün batımında İmam Mehdi'nin (a.f) yârenleri bir bir Mescidu'l-Harâm'a toplanacak ve İmam Mehdi'nin (a.f) mukaddes kıyamı, yatsı namazının ardından Mekke halkına yapacağı konuşmayla başlayacaktır.

Bunun ardından o akşam İmam Mehdi'nin (a.f) yârenleri ve taraftarları Mekke şehrinin ve Harem'in hâkimiyetini ele geçirecekler. Ertesi gün, yani Muharrem ayının onunda İmam Mehdi (a.f) kendi mesajını bütün cihandakilere ulaştıracak ve herkes bu mesajı anlayacaktır. İmam Mehdi (a.f) Süfyanî'nin ordusu yere batana kadar Mekke'de kalacaktır. Sonrasında on bin ya da on binden biraz fazla kişiden oluşan bir orduyla Medine'ye doğru yola çıkacaktır.

Dikkat etmek gerekir ki rivayetler, İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'den başlayacak hareketini, "zuhur", "çıkış" ve "kıyam" gibi terimlerle dile getirmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla bu terimlerin içeriği aynıdır. Ancak bazı rivayetler "zuhur" ve "çıkış" arasında fark bırakmıştır. Bir kısmı İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'deki kıyamına "zuhur", onun Mekke'den Medine'ye yapacağı harekete de "çıkış" demiştir. Ayrıca rivayetler, İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'deki zuhurunun, has yârenleriyle birlikte gerçekleşeceğini kaydetmiş ve Mekke'den Medine'ye çıkışını da yârenlerinin sayısının on bine ulaştığı ve Süfyanî'nin ordusunun yere batacağı zaman olarak dile getirmiştir.

Abdulazim Hasanî'nin (r.a) şöyle dediği nakledilmiştir: İmam Cevad'a (a.s) şöyle dedim: "Zulüm ve adaletsizlikle dolan dünyayı, adaletle ve insafla dolduracak Muhammed Ehlibeyti'nin Kaim'i olmanızı umut ediyorum."

Buyurdu ki: "Peygamber'in (s.a.a) Ehlibeyt'i olan bizler, Allah'ın emriyle Kaim olan (kıyam eden) ve dinine ulaştıranız. Ancak ben, yeryüzünü kâfirlerin ve inkârcıların pis vücudundan temizleyecek, cihanı baştan ayağa adalet ve insafla dolduracak “Kaim” (İmam Mehdi) değilim. Onun doğumu saklanacak ve kendisi de insanların gözünden gizli tutulacaktır. İsmini dilde (açıktan) söylemek haramdır. Onun ismi ve künyesi Resulullah'la (s.a.a) aynıdır. Yeryüzü ayağının altından geçer ve her zor iş ona kolaylaşır… Onun yârenleri üç yüz on üç kişi, Bedir ashabı sayısı kadardır ve dünyanın ücra köşelerinden onun etrafında toplanıp bir araya geleceklerdir. Kur’an’ın şu ayeti bununla ilgilidir: 'Nerede olursanız olun, Allah tümünüzü bir araya getirir…'[2] Yeryüzünde bu sayıda insan onun etrafında toplanınca zuhur edecektir. Yârenlerinin sayısı on bine ulaşınca çıkıp ayaklanacak ve Allah razı olana kadar düşmanlarını durmaksızın yok edecektir."

Abdulazim diyor ki, İmam'a (a.s) şöyle sordum: "Ey benim rehberim! İmam Kaim (a.s) Allah'ın razı olduğunu nasıl anlayacaktır?" İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Onun kalbine rahmet ve şefkat duygusu koyarak." [3]

A'maş, Ebu Vâil'den, İmam Ali'nin (a.s) oğlu İmam Hüseyin'e (a.s) bakarak şöyle buyurduğunu naklediyor: Bu evladım, Peygamber'in (s.a.a) onun hakkında buyurduğu gibi efendi ve liderdir. Allah-u Teâlâ yakında bunun soyundan Peygamberinizle (s.a.a) aynı adı taşıyan, yüzü ve yaşamı ona benzeyen birini dünyaya getirecektir. İnsanlar gaflet uykusuna daldığı, gerçek ve hakikatin öldüğü, zulüm ve adaletsizliğin yayıldığı zaman kıyam edecektir. Allah'a andolsun ki, eğer kıyam etmezse, onun da boynunu vururlar. Onun zuhur ve kıyamıyla gökyüzü ehli ve sakinleri sevinecek, önceden zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan yeryüzü adaletle dolacaktır. [4]

İmam Ali'nin (a.s) "Eğer kıyam etmezse, onun da boynunu vururlar" sözünden anlaşılan odur ki, düşmanın emniyet güçleri, İmam Mehdi'nin (a.f) gelmesine bir müddet kala, zuhurun gerçekleşeceğinden haberdar olacak ve muhtemelen İmam Mehdi'nin (a.f) programını anlayacaklardır. Bu yüzden İmam Mehdi (a.f) kıyam etmediği takdirde, ölüm onu tehdit edecektir.

İbrahim Cerîrî, babasından şöyle rivayet ediyor: Nefs-i Zekiyye, Muhammed (s.a.a) hanedanından ve ismi Muhammed b. Hasan'dır. O, suçsuz ve günahsız öldürülecektir. Onu öldürdükleri zaman yerde ve gökte onların hiçbir bahanesi kalmayacaktır. Bu sırada Allah, Kaim-i Âl-i Muhammed'i (s.a.a) az, tanınmamış, zahirde zayıf ve güçsüz bir grupla gönderecektir. Kıyam ettikleri zaman, halkın hepsi onlar için gözyaşı dökecektir. Çünkü hepsinin çok yakında yakalanacağını kesin olarak bilecekler. Ancak yüce Allah, cihanın doğu ve batısını onlara açacaktır. Biliniz ki, onlar hakiki müminler ve (onlarla beraberlik) ahir zamandaki en üstün cihattır. [5]

Bu rivayetten anlaşıldığı kadarıyla İmam Mehdi (a.f) kıyamının başlangıcında yârenlerinden oluşan ufak bir grupla zuhur edecek ve halk da onların bu durumuna ağlayacak ve çok geçmeden yakalanarak öldürüleceklerini sanacaklardır.

İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğu naklediliyor: Kaim, Zî-Tuvâ Dağı yolundan, Bedir Savaşı askerleri sayısı olan üç yüz on üç erkekle gelecek ve Haceru'l-Esved'e yaslanıp zafer bayrağını dalgalandıracaktır.

Ali b. Hamza şöyle diyor: Bu konuyu İmam Musa Kazım'a (a.s) söyledim. İmam (a.s) şöyle buyurdu: Uygulamaya hazır bildiriyle beraberdir. [6]

Rivayetin manası, İmam Mehdi'nin (a.f) yârenleriyle beraber Mescidu'l-Harâm'a girmeden önce Zî-Tuvâ'da zuhur etmesi değil de, İmam Mehdi (a.f) ve ashabının Mekke'ye gelişlerinin Zî-Tuvâ yolunda olacağı veya onların Mescidu'l-Harâm'a doğru olan hareketlerinin buradan başlayacağıdır. “Zafer bayrağından” maksat, rivayetlere göre İmam Mehdi'nin (a.f) yanında bulunan Hz. Resulullah'ın (s.a.a) bayrağıdır. Bu bayrak Cemel Savaşı'ndan sonra açılmamıştır. Son olarak bu bayrağı İmam Mehdi (a.f) dalgalandıracaktır.

Yine rivayetlere bakıldığında, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ve diğer peygamberlerin miraslarının da İmam Mehdi'nin (a.f) yanında olduğu anlaşılmaktadır. Rivayette geçen "Uygulamaya hazır bildiri" ibaresinden maksat, İmam Mehdi'nin (a.f) halk için amel edilmesi gereken kurallar ve talimatlar bütününü getirmesidir. Muhtemelen bu talimatlar ve kurallar bütünü, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) buyurarak, İmam Ali'nin (a.s) mübarek hattıyla İmam Mehdi (a.f) için yazdıkları ahitname olsa gerek.

Bir başka rivayette İmam Zeynelabidin (a.s) şöyle buyuruyor: İmam Mehdi (a.f) Tuvâ Dağı'nın sarp geçidinden, Bedir Savaşı askerleri sayısı olan üç yüz on üç erkekle inecek ve Mescidu'l-Harâm'a girecektir. İbrahim Makamı'nda dört rekât namaz kılacak ve Haceru'l-Esved'e yaslanacaktır. Allah'a hamdüsena ve Resulü'nü anıp, ona salat ve selam ettikten sonra öyle bir konuşma yapacaktır ki, hiç kimse böyle bir konuşma yapmamıştır. Ona biat elini ilk uzatan, Cebrail ve Mikail olacaktır. [7]

Elbette rivayetler, hutbenin bir bölümünü veya İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke halkına buyurduğu ilk bildiriyle, dünyadaki Müslümanların hepsine beyan ettiği ikinci bildirisini içermektedir.

Örneğin, İbn Hammâd kendi nüshasında İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmiştir: Mehdi, yatsı namazı sırasında, Resulullah'ın bayrağı, gömleği ve kılıcıyla; (özel) alamet, nur ve beyanla zuhur edecektir. Yatsı namazını kılınca, etkili bir sesle şöyle buyuracaktır: "Allah'ı size hatırlatır ve O'nun katındaki konumunuzu anımsatırım. O, hüccetini seçmiş, peygamberleri görevlendirmiş ve semavî kitap indirmiştir. Sizlere kendisine kimseyi ortak koşmamanıza, O'na ve Resulü'ne itaat etmenizi emretmiştir. Kur’an’ın ihya ettiğini ihya edin ve yok ettiğini yok edin. (Kur’an’ın sakındırdığından kaçının.) Doğruluk, hidayet ve takvanın destekçisi olun. Çünkü dünyanın yok olup gitmesi yaklaşmış ve veda edeceğini ilan etmiştir. Ben sizleri Allah'a, Resulü'ne, Allah'ın kitabına amele, batılı terke ve ilahî sünnetleri ihya etmeye davet ediyorum". Sonra İmam Mehdi (a.f) Bedir yârenleri sayısınca olan üç yüz on üç kişiyle beraber zuhurunu aleni edecektir. Yârenleri sonbahar bulutlarına benzerler. Gecenin zahitleri ve gündüzün aslanlarıdırlar. Önceden kararlaştırmaksızın bir araya gelirler. Allah, Hicaz bölgesini İmam Mehdi (a.f) için fethedecek ve zindandaki Benî Hâşim'den olan herkesi özgürleştirecektir. Sonrasında Kûfe'ye siyah bayraklılar gelecek ve bir grubu İmam Mehdi'yle (a.f) biat etmek için göndereceklerdir. İmam Mehdi (a.f), zulmün ve zalimin yok edilmesi, şehirlerde adalet ve doğruluğun yayılması için askerlerini dünyanın her tarafına yollayacaktır. [8]

Sonbahar bulutları gökyüzünde dağılır ve ardından bir araya toplanırlar. İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerinin sonbahar bulutlarına benzetilmesinin sebebi de budur. İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerini “sonbahar bulutlarına” ilk önce İmam Ali (a.s) benzetmiştir. [9] Bu tabiri İmam Ali (a.s) Hz. Resulullah'tan (s.a.a) öğrenmiş olabilir. İmam Mehdi'nin (a.f) zuhuru ve yârenlerinin Mekke'de bir araya gelmesi, sonbaharda veya yaz ayının sonunda gerçekleşebilir.

Ebu Hâlid el-Kabulî, İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) şöyle buyurduğunu naklediyor: Allah'a andolsun ki, sanki Kaim'i (İmam Mehdi'yi) Haceru'l-Esved'e yaslanmış kendi hakkını Allah'a yeminle hatırlatarak şöyle dediğini görür gibiyim: "Ey İnsanlar! Kim Allah hakkında benimle tartışmaya kalkışırsa, (bilsin ki) Allah'a en yakın olan benim. Kim Âdem'le ilgili benimle tartışmaya girerse, (bilsin ki) insanlar arasında ona en yakın olan benim. Kim Nuh'la alakalı benimle tartışmak isterse, (bilsin ki) insanlar arasında ona en yakın olan benim. Kim İbrahim'le alakalı benimle tartışmaya kalkışırsa, (bilsin ki) insanlar arasında ona en yakın olan benim. Kim Musa hakkında benimle münakaşa ederse, (bilsin ki) insanlar arasında ona en yakın olan benim. Kim İsa hakkında benimle tartışmaya kalkarsa, (bilsin ki) insanlar arasında ona en yakın olan benim. Kim Muhammed (s.a.a) ile alakalı benimle tartışırsa, (bilsin ki) insanlar arasında Muhammed'e (s.a.a) en yakın olan benim. Kim Allah'ın kitabı hakkında benimle tartışmaya kalkışırsa, (bilsin ki) insanlar arasında Kur’an’ı en iyi bilen benim." Bunun ardından Makam-ı İbrahim'e giderek iki rekât namaz kılacaktır. [10]

Yukarıdakilere ilaveten bazı rivayetlerde farklı ibareler de bulunmaktadır. Örneğin şöyle gelmiştir: Ey insanlar! Biz Allah'tan yardım diliyoruz. Her kim bizim davetimizi kabul ederse, (bilsin ki) biz sizin Peygamberiniz Muhammed'in (s.a.a) Ehlibeyt'i ve ona en yakın olanlarız… Ben Âdem'den geri kalan ve halefi, Nuh'un zahiresi, İbrahim ve Muhammed soyunun seçkiniyim. Her kim benimle Resulullah'ın (s.a.a) sünneti hakkında bahsetmeye ve tartışmaya girişirse, bilsin ki ben onun sünnetine herkesten daha layığım ve onun sünnetini daha iyi bilirim. Bunun ardından Allah, onun üç yüz on üç yaverini önceden bir anlaşma olmaksızın etrafında bir araya getirecektir. Onlar Rükün'le (Kâbe'nin dört köşesinden biriyle) Makam (Hz. İbrahim'in Makamı) arasında İmam Mehdi'yle (a.f) biat edeceklerdir. İmam Mehdi'nin (a.f) yanında, evlatların babalarından miras bıraktıkları, Hz. Resulullah'tan (s.a.a) kalan bir ahitname bulunmaktadır. [11]

Bazı hadislerde yer aldığı üzere, ilk önce İmam Mehdi'nin (a.f) ashabından olan ve halkın tanıdığı biri Mescidu'l-Harâm'da ayağa kalkarak, halkı İmam'ın (a.f) mesajını dinlemeye ve davetini kabul etmeye çağıracaktır.

İmam Zeynelabidin'in (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Ona bağlı adamlarından biri kalkarak şöyle diyecek: "Ey insanlar! Bu şahıs, sizin isteğinizdir ve şimdi yanınıza gelmiştir. Sizleri Resulullah'ın (s.a.a) davet ettiği şeylere davet etmektedir." Bu sözleri işitince halk ansızın ayağa kalkacak ve İmam (a.f) da ayağa kalkarak şöyle diyecektir: "Ey insanlar! Ben falan oğlu falan ve Resulullah'ın (s.a.a) evladıyım. Sizleri Resulullah'ın (s.a.a) davet ettiğine davet ediyorum." Bu sırada halk onu öldürmeye kalkışacaklar; ama İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerinden üç yüz küsuru ayaklanarak bunun gerçekleşmesine izin vermeyeceklerdir. [12]

"Ona bağlı adamlarından biri" yani, onun soyundan birisi manasınadır ve "ayağa kalkacaklar" cümlesinden kasıt da, herkesin diline dolanan ve yolunu gözledikleri İmam Mehdi'yi (a.f) görmek için ayakta durmalarıdır. Hedefleri ise, hâkim düzenin korkusundan ayağa kalkarak dönmek için hazırlık yapmaları olabilir. Ancak İmam Mehdi'ye (a.f) saldırarak öldürmeye kalkışanlara gelince, hiç şüphesiz onlar Hicaz rejiminin memurlarıdır. Rivayet net bir şekilde, İmam Mehdi'yi (a.f) arayan Müslümanların coşku ve sevincini, halkın hükümet karşısındaki korku ve öfkesini yansıtmaktadır.

Rivayetlerde beyan edilen zor şartlarda, İmam Mehdi'nin (a.f) has yârenlerinin Harem (Mescidu'l-Harâm) ve Mekke'yi özgürleştirmek için yapacakları girişimin yeterliliğinin uzak bir görüş olması, üzerinde durulması gereken noktalardan biridir. Bu zor şartlar ve kötü ortam, zuhurdan iki hafta önce gerçekleşen ve suçu, İmam Mehdi (a.f) tarafından gönderildiğini söyleyerek onun mesajının bazı bölümlerini halka okumak olan Nefs-i Zekiyye'nin vahşice katledilmesinden anlaşılmaktadır.

Hiç şüphesiz İmam Mehdi (a.f) Allah'ın ona bahşettiği gaybî yardımlara ilave olarak, sözlerini net bir şekilde insanlara ulaştırabilmek ve yârenlerinin Harem-i Şerif'le Mekke'ye hâkim olabilmeleri için, zahirî vesileleri de kullanacaktır. Bu hâkimiyet ise, rivayetlere göre İmam Mehdi'yle (a.f) biat edecek yüzlerce veya binlerce Yemenli, İranlı, Hicazlı ve hatta Mekkeli yârenleri tarafından gerçekleşecektir. Bunlar, İmam Mehdi'nin (a.f) mukaddes kıyamının zafere ulaşması için önemli ve zarurî işleri yoluna koyacak; Mekke şehrinin yönetimini ellerine geçirecek ve halkın İmam Mehdi'ye (a.f) verecekleri büyük desteği düzenli bir harekete dönüştürecek askerî ve insanî güçlerdir. Bu meyanda İmam Mehdi'nin (a.f) üç yüz on üç has yârenin rolü, taraftarlarının faaliyetlerini idare etmek ve onlara komutanlık etmektir.

Şimdiye kadar söylenenler, İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamının kanlı olacağını göstermemektedir. Çünkü rivayetler Mescidu'l-Harâm'da veya Mekke'de gerçekleşecek herhangi bir çatışma veya katliamdan bahsetmiyor. Bazı ilmî şahsiyetlerden İmam Mehdi'nin (a.f) yârenlerinin Mescidu'l-Harâm'ın imamını o gecede öldüreceklerini duymuştuk. Ancak buna dair herhangi bir rivayet bulamadık. Bu konu hakkında elde ettiğimiz tek bilgi, “İlzâmu'n-Nâsib” adlı kitabın c.2, s. 166’daki şu ibarettir: “Muharrem ayının onunda İmam Mehdi (a.f) çıkacak ve sekiz adet zayıf keçi yavrusunu kendi önüne katıp götürürken, Mescidu'l-Harâm'a girecek ve oranın hatiplerini öldürecektir. Hatip öldürülünce İmam Mehdi (a.f) Kâbe'nin yanında insanların gözünden kaybolacaktır. Cuma günü akşam olunca, Kâbe'nin çatısına çıkacak ve üç yüz on üç yârenini çağıracaktır. Yârenleri dünyanın doğu ve batısından onun etrafına toplanacak ve Cumartesi sabahı halkı kendilerine biate davet edeceklerdir”.

Ancak bu sözler rivayet değildir ve verilen bilgilerin sağlam bir dayanağı bulunmamaktadır. Dolayısıyla doğru olan, İmam Mehdi'nin (a.f) kıyamının kansız bir kıyam olacağını söylememizdir.

Bu kansız kıyam, İmam Mehdi'ye (a.f) edilecek gaybî yardımlar ve Allah'ın onun düşmanlarının kalbine koyacağı korkuyla gerçekleşecektir. Ayrıca insanların geneli İmam Mehdi'nin (a.f) zuhurunu sabırsızlıkla beklemektedir ve İmam (a.f) Harem'i, güç merkezlerini ve Mekke'nin hassas bölgelerini kontrol altına almak için yaptığı dakik programlar sayesinde, savaşsız ve kansız bir kıyamla sonuçlandıracaktır. Bu kıyamın çatışma ve kan dökmeden gerçekleştirilmesi ise, Harem'in ve mukaddes Mekke şehrinin hürmetinin korunması için olması, uzak bir ihtimal değildir.

O gecede azametli Mekke şehri rahat bir nefes alacak ve İmam Mehdi'nin (a.f) sancağı şehrin doruğunda dalgalanarak, Bakıyyetullah'ın (İmam Mehdi'nin) nuru o sancaktan etrafa yayılacaktır. İmam Mehdi'nin (a.f) düşmanları ve onlarla aynı doğrultuda çalışan dünya medyası, o hazretin zafere ulaşmış mukaddes kıyamının üstünü kapatmaya ve zuhurda gerçekleşen olayları gizlemeye çalışacak ve bu olayları, radikallerin ve “Mehdilik” iddiasında bulunanların bir hareketi olarak göstereceklerdir. Bu radikallerin bazısı Mekke ve diğer bazı bölgelerde helak edilmişti. Diğer taraftan İmam Mehdi'nin (a.f) Mekke'deki düşmanları, kıyamın rehberi, yârenleri ve onların zayıf yönleri hakkında bilgi toplayıp, bu bilgileri Süfyanî'ye vermek için kapsamlı bir hareket başlatacaklardır. Süfyanî güçleri, en kısa zamanda Mekke'ye ulaşmak için emir almışlardır.

Bazı rivayetlerin değindiği gibi, İmam Mehdi (a.f), Cumartesi gününe denk gelen Aşura gününde Mekke'ye girecek ve kıyamının evrensel olduğuna tekit edecektir. Müslümanların hepsine ve bütün dünya halklarına kendi dilleriyle hitap edecek ve kâfirler ve zalimler aleyhine onlardan yardım isteyecektir.

İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: Kaim, Cumartesi günü -ki Aşura günüdür ve o gün İmam Hüseyin (a.s) şehadete ulaşmıştır- kıyam edecektir. [13]

Önceki rivayet, İmam Mehdi'nin (a.f) zuhurunun Cuma günü yatsı namazından sonra gerçekleşeceğini beyan etmişti. Bu iki rivayete dikkat edildiğinde, İmam'ın (a.f) zuhurunun iki aşamada gerçekleşeceği söylenebilir. Birinci aşamada İmam Mehdi (a.f) Harem ve Mekke'ye Muharrem ayının dokuzuncu gününün akşamı hâkim olacak ve bu, Cumartesi günü zuhurun bütün dünyaya ilanının başlangıcı olacaktır. Cumartesi günü ise, Aşura gününe denk gelecektir.

 

----------

[1]- İsrâ, 81.

[2]- Bakara, 148.

[3]- Bihâru'l-Envâr, c. 51, s. 157.

[4]- Bihâru'l-Envâr, c. 51, s. 120.

[5]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 217.

[6]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 306.

[7]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, 307.

[8]- İbn Hammâd Nüshası, s. 95.

[9]- Nehcü'l-Belâğa, hutbe: 166.

[10]- Bihâru'l-Envâr, c. 5, s. 315.

[11]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 238-239.

[12]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 306.

[13]- Bihâru'l-Envâr, c. 52, s. 285.




Bu haber 280 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI