Bugun...



Teşriî Yönetim

Allah-u Teâlâ, geniş yaratılış âleminde yegâne yönetici olduğu, varlık âlemini ve insanların yaşantısını elinde bulundurduğu (tekvinî yönetim) gibi; şeriat ve yasamayla ilgili her şey -hükümet, kanun koymak, itaat, şefaat ve suçların affı- de O'nun elindedir ve O'nun izni olmaksızın hiç kimse bu konularda tasarruf edemez.

facebook-paylas
Tarih: 23-10-2021 10:56

Teşriî Yönetim

İşte bu nedenle hâkimiyette tevhid, yasamada tevhid, itaatte tevhid... yönetimde tevhidin dallarından sayılmaktadır. Dolayısıyla, eğer Hz. Resulullah (s.a.a) Müslümanların yöneticisi seçilmişse, bu seçim Allah'ın izniyle gerçekleşmiştir ve işte bu nedenle ona itaat aynen Allah'a itaat gibi gerekli sayılmıştır; hatta Allah'a itaatin özü bilinmiştir. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

Kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur”. [1] Ve yine buyuruyor ki:

Biz hiçbir elçiyi, Allah'ın izniyle itaat edilmekten başka bir amaçla göndermedik”. [2] Çünkü eğer Allah'ın izni ve emri olmasaydı, Peygamber ne yönetici olurdu ve ne de kendisine itaat edilirdi. Gerçekte onun hükümeti ve ona itaat ediliş, Allah'ın hükümet ve itaatinin tecelligâhıdır. Ayrıca görev tayini ilâhlık işlerinden olduğu için, hiç kimse Allah'ın emrettiği dışında bir şeye hüküm verme hakkına sahip değildir:

Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse, işte kâfirler onlardır!” [3] Yine şefaat ve günahları affetmek, Allah-u Teâlâ'ya has haklardandır ve hiç kimse onun izni olmaksızın şefaat edemez. Nitekim şöyle buyuruyor:

O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir?” [4] Ve yine şöyle buyuruyor:

(Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefaat edemezler”. [5]

Dolayısıyla İslâm açısından, Hristiyanlıkta olduğu gibi ilâhî makam dışında bir kişinin cenneti satabileceği veya birinden ahiret azabını uzaklaştırabileceği düşüncesiyle af ve bağışlama belgelerinin alışverişi, temel ve esası olmayan bir şeydir. Nitekim şöyle buyuruyor:

Günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları da Allah'tan başka kim bağışlayabilir?” [6] Muvahhit bir insan bu söylediklerimizi göz önünde bulundurarak, din ve yasamayla ilgili konularda Allah-u Teâlâ'yı yegâne merci ve yönetici kabul etmeli; sadece Allah-u Teâlâ'nın kendisi, hüküm sürmesi ve dinî vazifeleri beyan etmesi için birini seçmişse, bu durumda ona itaat edilmelidir.

İbadette tevhid, bütün ilâhî dinler arasında ortak bir ilkedir ve bir anlamda peygamberlerin gönderilişinden hedef de bu ilkeyi hatırlatmaktır. Nitekim şöyle buyuruyor:

Andolsun biz her millet içinde: Allah'a kulluk edin, tağut(a tapmak)tan kaçının, diye bir elçi gön-derdik.” [7] Tüm Müslümanlar namazda, ibadette tevhide tanıklık ederek şöyle demekteler:

Yalnız sana kulluk ederiz”. [8] Dolayısıyla, sadece Allah'a tapmanın ve O'ndan başka her şeyden uzaklaşmanın gerektiği kesindir; hiç kimse bu genel kurala karşı değildir. Eğer tartışma konusu varsa, o da bazı şeyleri yapmanın Allah'tan başkasına ibadet olup olmadığı üzerindedir. Bu konuda kesin bir sonuca varmak için ibadet teriminin mantıklı bir şekilde tanımlanması ve tapınma adı altında yapılan amelin, saygı ve tazim için yapılan amelden ayrılması gerekir. Şüphesiz babaya, anneye, peygamberlere ve Allah'ın velilerine tapmak haram ve şirktir; buna rağmen onlara saygı göstermek ve tazim etmek de gerekli olup tevhidin özüdür:

Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya, babaya iyilik etmenizi emretti”. [9] Şimdi "ibadet"i "saygı"dan ayıran etkenin ne olduğuna ve bir amelin bazı durumlarda (örneğin meleklerin Âdem'e ve Yakûboğulları'nın Yûsuf'a secde etmesi gibi) tevhidin özüyken, bazı durumlarda (örneğin, putların karşısında secde etmek gibi) şirk ve putperestlik olmasının nedenlerine bakalım. Allah'tan başkasından nehyedilen ibadet ve tapınmak; insanın, bir varlığın bağımsız olarak dünya veya insanın kaderini ya da bu ikisinin bir bölümünün yönetimini elinde bulundurduğu ve başka bir tabirle, "insan ve dünyanın maliki" ve "Rabbi" olduğu inancıyla onun karşısında huzu etmesine denir. Ancak bir varlık karşısında, Allah'ın salih kulu, fazilet ve keramet sahibi, insan hakkında ihsan ve iyilik kaynağı olması bakımından huzu edilirse, böyle bir amel ibadet değil, saygı ve tazimdir. Meleklerin veya Yakuboğulları'nın secdesi, şirk ve Allah'tan başkasına ibadet rengini taşımıyorsa, bu huzuun onların ilah ve rabb oldukları inancından değil, Âdem ve Yusuf'un saygın bir kul olmalarından (onların Allah katında saygınlığından) kaynaklanmaktadır.

Bu kural, Müslümanların kutsal türbelerde Allah'ın yakın velilerine gösterdikleri saygı ve tazim konusunda da geçerlidir. Açıktır ki kutsal türbeleri öpmek veya Hz. Resulullah'ın (s.a.a) velâdet ve peygamberliğe seçildiği günde sevinmek, Hz. Resul-i Ekrem'e (s.a.a) karşı saygı ve sevgi göstermektir ve bu durum kesinlikle onun ilâh ve tanrı olduğu inancından kaynaklanmamaktadır. Yine Allah velileri için okunan şiir, methiye ve ağıtlar, Hz. Resulullah'ın (a.s) anılarını korumak ve din büyüklerinin mezarları üzerinde türbe yapmak da bidat ve şirk değildir. Çünkü ameller, Allah'ın velilerinin ilâh oldukları inancından değil, onları sevmekten kaynaklanmaktadır ve bidat da değildir. Çünkü bu ameller, Hz. Resulullah (s.a.a) ve Ehlibeyt'ini sevmenin gerekliliğini vurgulayan Kur'ân-ı Kerim ve hadislere dayanmaktadırlar. Bizim, velâdet ve Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.a) risaletle vazifelendirildiği günlerdeki tazimkâr davranışlarımız, bu saygıyı göstermenin bir cilvesidir.

Bunun karşısında, müşriklerin putlar karşısında secdesi reddedilmiştir. Çünkü onların secdesi putların ilâh ve rab olduğu, insanların kaderlerinin bir kısmının putların elinde olduğu inancından kaynaklanmaktaydı. Müşrikler en azından izzet ve zilletin, mağfiret ve şefaatin putların elinde olduğuna inanıyorlardı.

 

 

----------------

[1]- Nisâ, 80

[2]- Nisâ, 64

[3]- Mâide, 44

[4]- Bakara, 255

[5]- Enbiyâ, 28

[6]- Âl-i İmrân, 135

[7]- Nahl, 36

[8]- Fâtiha, 5

[9]- İsrâ, 23




Bu haber 319 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AKAİT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI