Bugun...



Düzen-Disiplin Delili

Kâinattaki bütün varlıklara muazzam bir düzen ve intizamın egemendir ve en küçük varlık birimi olan atomdan en büyük cisimler olan saman yollarıyla galaksilere varıncaya kadar her yerde ve her şeyde, inceden inceye titizlikle hesaplanmış gayet dakik bir düzen ve disiplin hâkimdir.

facebook-paylas
Tarih: 17-02-2022 16:10

Düzen-Disiplin Delili

İnsandan hayvana, bitkilerden cansızlara, yeryüzündeki canlılardan gökyüzü ve uzaya varıncaya kadar hepsi belli bir gaye için var edilmiştir ve bütün bunlara belli bir dizi kanun ve kurallar egemendir.

Kâinata böyle bir düzen ve intizamın egemen olmaması hâlinde, “ilim” diye bir şeyin de bugün var olmayacağı şüphe götürmez bir gerçektir. Çünkü bilim, kâinattaki bu düzenin genel kural ve kaidelerinin keşfinden ibarettir. İnsan vücudunun hücrelerinde bu faaliyetler olmazsa ve elektronlar belli bir düzenle ve belli yörüngelerde dönmezse, bugünkü tıp, fizyoloji, anatomi… vb. bilimler nasıl meydana gelebilirdi?

Uzaydaki gezegenlerle yıldızlar belli yörüngelerde hareket edip, dakik bir intizamla dönmeseydi, yıldızbilimi ve astronomi nasıl oluşabilirdi? Bu muazzam düzen olmasaydı gökbilimciler ay veya güneş tutulması olaylarını daha önceden nasıl tahmin edebilir; güneşin doğuşunu ve batışını yıllık bir takvimle nasıl keşfedip düzenleyebilirlerdi? Kâinata egemen olan bu düzen ve disiplin sayesindedir ki bilim adamları gayet dakik fizik ve matematik muhasebelerinde bulunarak, sürücüsüz ve uzun süreli yolculuklar yapacak otomatik uzay araçlarını uzaya gönderebilmektedirler. Kısacası bilim, her dalda var olan düzen ve nizamın bir uzantısıdır aslında. Bilimle düzen arasında kopmaz bir ilişki bulunduğu açıkça bilinmektedir.

Kur'ân-ı Kerim birçok ayette, Allah'ı tanımanın en açık delillerinden biri olarak kâinattaki bu düzen ve disipline işaret eder. Başka bir deyişle Kur'ân-ı Kerim açısından yüce Allah'ı tanımanın en açık ve en iyi yolu, yaratılış nizamını incelemek, varlık âlemindeki etkiler, izler ve işaretler üzerinde düşünmektir.

Düzen-Disiplin Delilinin Temeli

Bu delil ve burhan, küçük ve büyük olmak üzere iki temel önerme ve bir sonuçtan oluşmaktadır:

1- Varlık âlemi gayet dakik ve inceden inceye hesaplanmış belli bir düzen ve intizamla yaratılmış olup, varlıkların her zerresine, değişmesi imkânsız bir dizi kural ve kaideler hâkim durumdadır.

2- Düzen ve disiplinle, ince hesaplara dayalı oluşumların olduğu bir yerde tesadüften söz edilemez. Böyle bir oluşum kesinlikle ilim ve kudretin mahsulüdür.

Sonuç: Yaratılış dünyasının düzen ve disiplini, bunun güçlü bir yaratıcı ve bilge bir kurucunun ince ve dakik hesaplarıyla plânlandığını ve muazzam yaratılış düzeninin bu temel üzerine inşa edildiğini göstermektedir.

Varlık, Var Edenin Nişanesidir

Bir otomobilin varlığı onun mühendisinin varlığının bir göstergesiyse, “Şahname” isimli kitabın varlığı, onun bir yazarının olduğunu ve bir binanın varlığı onu inşa eden birinin varlığının işaretiyse, bu muazzam nizam ve kâinatın şu muhteşem yaratılışı da onun arkasındaki bilge ve muktedir yaratıcının, yani yüce Allah'ın varlığının apaçık bir delilidir.

Suni bir uyduyu yapabilmek için yüzlerce seçkin bilim adamı uzun uzadıya araştırma ve çalışmalarda bulunmakta, sonra da gayet dakik ve karmaşık matematiksel muhasebelerin ardından bu suni uyduyu uzaya fırlatıp belli bir yörüngede harekete geçirmektedirler. Diğer taraftan, her biri milyonlarca gezegen ve yıldızı barındıran milyonlarca güneş sistemine sahip milyonlarca saman yolu… milyonlarca yıldır hepsi uzayda, zerrece yörüngelerinden sapmadan ve kesinlikle birbiriyle çarpışmadan muntazam ve dakik bir şekilde hareketlerini sürdürmektedirler… Bütün bunlar yüce Allah'ın varlığının bir göstergesi değil midir?

Newton'la, Materyalist Bilim Adamı Arasındaki İlginç Diyalog

Ünlü gökbilimci ve matematikçi Newton, mahir bir teknisyene güneş sisteminin küçük bir maketini yaptırmıştı. Bu maketteki gezegenler, birbirine kayışlarla bağlı küçük toplardan müteşekkildi. Sistem bir kolla çalıştırılıyor; bu kol çevrildiğinde bütün toplar ilginç bir şekilde kendi eksenlerinde harekete geçiyor ve merkezdeki güneşin etrafında dönüyorlardı.

Bir gün Newton'u görmeye gelen materyalist bir arkadaşı, onun çalışma odasındaki bu küçük maketi görünce pek ilginç buldu. Newton maketi çalıştırınca, küçük toplar inanılmaz bir uyum içinde hem kendi ve hem de merkezdeki güneş etrafında dönmeye başladılar. Bu maketi hayranlıkla izleyen arkadaşı "Çok güzel, gerçekten çok güzel! Kim yaptı bunu?" diye sorunca, Newton "Hiç kimse! Kendiliğinden gelmiş galiba! Tesadüfen burada olduğunu gördük!" dedi.

Arkadaşı "Sen benimle alay mı ediyorsun? Bu kadar teknik ve güzel bir maket kendi kendine meydana gelebilir mi hiç? Bunun elbette ki bir yapanı var. Üstelik bunu yapan ancak bir deha olabilir!" dedi.

Bu cevabı bekleyen Newton yerinden doğruldu; sakin bir şekilde elini materyalist ve inançsız arkadaşının omzuna koyup "Dostum! Şu gördüğün, orijinaline bakılarak kopyalanmış küçük bir model sadece! Ama sen yine de bunun kendi kendine ve tesadüfen var olacağını kabul edemiyorsun işte. Peki, bu kopyanın gerçeği ve orijinali olan şu koca güneş sisteminin bunca büyüklük ve karmaşıklığına rağmen kendi kendisine var olabileceğine, güçlü ve bilge bir yapıcısı olmadığına ve böylesine muazzam bir sistemin sırf tesadüfen meydana geldiğine nasıl inanıyorsun Allah aşkına?" dedi.

Materyalist bilim adamı ne diyeceğini bilemedi ve mahcubiyetle başını öne eğip sustu…

Mutlak güç sahibi olan yüce yaratıcının varlığının göstergesi olan düzen ve disiplin belgesi budur işte…[1]

İmanlı Vezirin, İnançsız Padişaha Sunduğu Delil

Nakledildiğine göre inançsız bir padişahın imanlı bir veziri vardı. Vezir, Allah'ın birliği ve varlığı hakkında ne kadar delil gösterip ikna etmeye çalışsa da padişah bir türlü kabul etmiyordu. Ona gerçeği göstermeye kararlı olan vezir, padişahtan gizlice iklimi pek güzel bir yerde muhteşem bir saray yaptırdı; bahçesine türlü meyve ağaçları ve rengârenk çiçekler diktirdi. Bir gün padişahı bu görkemli saraya götürdüğünde padişah çok şaşırmış ve afallamıştı. Bu görkemli yapıyı hangi mimarın inşa ettiğini sorduğunda, akıllı vezir "Padişahım! Bu sarayı hiç kimse yapmış değil; bir gün karşımızda birdenbire bu sarayı bulduk!" dedi. Padişah "Sen benimle alay mı ediyorsun? Bu dünyada böyle bir şey kendiliğinden nasıl meydana gelmiş olabilir?" diye sordu. Vezir, "Şu küçük sarayın kendiliğinden meydana gelebileceğini kabul edemiyorsunuz da bunca azamet ve ihtişama sahip şu koskoca kâinatın, yeryüzünün, göklerin ve denizlerin içindeki türlü canlılarla kendi kendine meydana geldiğini nasıl söyleyebiliyorsunuz?"

Hakikati fark eden padişah, vezirini kutlamış ve o günden itibaren yüce yaratıcıya inanmıştı.

Düzen Delilinden Çıkarılan Sonuç:

1- Samanyolları, galaksiler ve yıldızlar,

2- Yaratılışındaki onca karmaşık rumuzlarla insan,

3- Atomlar, moleküller ve hücreler,

4- Sayısız türleriyle hayvanlar dünyası,

5- Türlü özellikleri ve terkipleriyle bitkiler dünyası,

6- İçlerinde türlü ilginç yaratıkları barındıran okyanuslarla denizler,

7- Bütün varlık dünyasına egemen olan dakik kurallarla akıl almaz düzen ve nizamlar,

8- Varlık dünyasında insanoğlunun akıl ve bilgisinin henüz ulaşamadığı nice boyutlar…

Evet, yaratılış nizamının tamamı bütün bu özellikleriyle bilge, hakîm ve kadir olan yüce Allah'ın varlığına delalet eder.

 

---------------

[1]- Hesti Behş (Varlık Bahşedici), Şehit Haşiminejad, s.149.




Bu haber 702 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AKAİT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI