Bugun...



Müçtehide Taklit Etmenin Gerekliliği

Müçtehide Taklit Etmenin Gerekliliği

facebook-paylas
Tarih: 16-10-2021 10:49

Müçtehide Taklit Etmenin Gerekliliği

Eğer Müslüman bir kimse bütün Usul-u Din’ini bilir; namaz ve orucunu yerine getirir ama bir müçtehidi taklit mercii olarak kabul etmez ve aklına geldiğinin doğru olduğu zannıyla ona amel ederse, acaba Şer’i olarak günah mı işlemiştir veya görevi nedir?

İlk olarak, ameller ve Şer’i vazifelerin kabul olması için insanın ya kendisinin, edebiyat, fıkıh, usul, hadis, tefsir, rical, kelam… gibi değişik dini ilimlerde tahsil ederek, müçtehit olması gerekir veya taklit etmelidir. Yani değişik İslami ilimlerde mütehassıs ve uzman olan bir müçtehide müracaat ederek, onun fetvalarına göre amel etmelidir. Ya da ihtiyat etmeli, yani bütün müçtehitlerin fetvasına bakarak, öyle bir şekilde amel etmelidir ki bütün âlimlerin fetvasına göre doğru olmalıdır. Bütün ihtiyatlara amel etmelidir ki çok az insan böyle amel edebilir ve oldukça zordur. Bu durumda Allah-u Teâlâ, kullarına zorluk ve sıkıntının fazla olmaması için, insanın dini ilimlerde mütehassıs ve uzman olan birine müracaat ederek ve en rahat bir şekilde amellerini onun fetvalarına göre yapmasına izin vermiştir.

Bizim bütün yaşantımızda bir mütehassısa ve uzmana müracaat etmemiz akıllıca bir iştir. Yani hasta olduğumuz zaman doktora gidiyoruz. Ev eşyalarımız veya arabamız bozulduğu zaman o işte uzman olan bir kimseye müracaat ediyoruz vs ….. Bu durumda, yaşamın en önemli noktalarını oluşturan ve dünya ve ahiret saadetini temin eden dini hükümlerde ilgisiz olmamamız gerekir ve değişik ilimlere ihtiyacı olan fetva vermede “Allah’ın hükmünü kendimiz verebiliriz” hissine kapılmamalıyız.

Taklit Mercii, otuz yıldan fazla süren tahsil hayatından sonra böyle bir ihtisas alanını elde ediyor. Taklit etmenin felsefesi de şudur ki bütün insanlar ömürlerini ilim tahsil etmede masraf edemezler ve Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de bu görevi âlimlerden bir grubun üzerine yüklemiştir. Bunlar ayet, hadis, konudan habersiz olarak ve diğer noktaları göz önünde bulundurmadan kendilerinden fetva vermezler.

Çok ilginçtir ki bütün durumlarda mütehassıs ve uzman birine başvuruluyor ama sıra dini alandaki mütehassıs ve uzmanlığa geldiğinde bu durum göz ardı edilir ve herkes az bir bilgiyle fetva verir.

Kıyamet gününde sizden, “neden böyle namaz kıldın, böyle oruç tuttun, böyle zekât verdin ve böyle hacca gittin ve…” diye sorulduğunda, cevabınızda “Allah’ın emri ile dinde mütehassıs ve uzman olan kimseye taklit ettim” derseniz, sizin bu cevabınız kabul edilir. Hatta eğer taklit merciinin seçiminde dikkatli davranmamışsanız bile Allah yanında bir sorumluluğunuz yoktur.

Bu durumda taklit etmeden olan bizim amellerimiz batıldır ve görev ve vazifelerimizi yapmamış gibiyiz. Meğerki bir taklit mercii seçerek, onun görüşüne göre amel etmeliyiz.

İçtihat derecesine ulaşmayan ve bütün hüküm ve görevlerde ihtiyata göre amel edemeyen bir kimsenin bir taklit merciinin olması akli olarak farzdır ve Şeriatta bu hükmü vurgulamaktadır.  




Bu haber 460 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AHKAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI