Bugun...



Hz. Muhammed’in (s.a.a) Kısaca Hayatı

Hz. Muhammed (s.a.a), Fil Vakası’nın vuku bulduğu yıl olan 571 Miladi yılında Arap yarımadasındaki Mekke şehrinde dünyaya geldi. Babasının adı “Abdullah”, annesinin adı “Amine”dir.

facebook-paylas
Tarih: 19-10-2021 09:12

Hz. Muhammed’in (s.a.a) Kısaca Hayatı

Hz. Resulullah’ın (s.a.a) mübarek veladeti, bütün insanlık alemini saran karanlık cahiliyet gecesinin ufkunda, İslam güneşinin yakında doğacağını müjdeleyen bir şafak misaliydi. Bu şafağın doğuşuyla Kisra’nın sarayındaki sütunlar yıkılıyor; ateşperestlerin ateşkedelerindeki ateş sönüyor; şirk ve put ehlinin bekçileri dehşete düşüyordu.

Hz. Muhammed (s.a.a)daha dünyaya gelmeden babasını ve altı yaşına geldiğinde de annesini yitirdi. Hayatının ilk yıllarını Mekke dışında süt annesi Halime’nin yanında geçirdi. Daha sonra dedesi Abdulmuttalib’in himayesine girdi. Dedesinin vefatından sonra amcası Ebu Talib’in yanında kaldı.

Ebu Talip, bi’setten sonra da müşriklerden gelen saldırılara karşı Hz. Muhammed’in (s.a.a) büyük himaye edicisi ve destekçisi olmuştur. Hayatının çocukluk dönemleri, İlahi gözetim ve gaybi denetim altında geçen Hz. Muhammed’in (s.a.a) gençlik dönemi de herkese örnek olacak bir vefalılık ve sadâkat örneğidir.

Gençlik dönemlerinde bile ameli sözüne uygun, güvenilir birisi olması hasebiyle “Muhammed Emin” lakabını almıştı. Hz. Muhammed (s.a.a), peygamber olmadan önceki kemale erişme dönemi yıllarını, Yaratıcısına raz-u niyaz ve ibadete ayırmıştı. Hatta bazen ibadet için halktan uzaklaşarak, Nur dağındaki “Hıra” mağarasına çekilirdi. Kırk yaşlarına ulaştığı sıralarda, yine Hıra mağarasındayken Vahiy Meleği (Cebrail) Kur’ân’dan ilk ayetleri indirmiş ve beklenen İlahi güneş, cehalet ve zulmet karanlığı üzerine hiç batmamak üzere doğmuştu.

Bi’setin gerçekleşmesiyle insanlığa Allah’ın elçisi olarak gönderilen Hatem’ül-Enbiya Hz. Muhammed (s.a.a), 23 yıl sürecek olan tebliğ ve cihat hareketini başlattı. Bu dönemde nice mücahit, mümin ve kabiliyetli insanlar yetiştirdi. Hz. Muhammed (s.a.a) peygamberlik döneminde, söz ve amelleriyle, bütün insanlığa kurtuluş yolunu gösterdi. Hz. Resulullah’ın (s.a.a) siyerini özet olarak anlatacağımızdan dolayı onun bazı önemli yönlerini değinmekle yetineceğiz.

“Tebliğ”, bir mesajı ulaştırmak anlamına geldiğinden, en büyük mesaj olan Kur’ân-ı Kerim’in ulaştırıcısı ve açıklayıcısı olan Hz. Muhammed (s.a.a) en büyük tebliğ görevini üstlenmiştir. Bu tebliğ görevi, hicretten önce, daha çok Tevhit, Nübüvvet ve Mead (ahiret) inançlarını insanlara benimsetmek için müjdeleyici ve korkutucu ayetleri açıklamak noktasında ağırlık kazanıyordu. Elbette Hz. Resulullah’ın (s.a.a) tebliğ yöntemi diğer bütün İlahi peygamberlerde olduğu gibi, ilk baştan müşriklerin inançlarının temelini oluşturan put ve tağutları reddetmek ve böylece onlara karşı düşmanlık ilan etmek esasına dayalıydı. Bu yüzden Hz. Resulullah (s.a.a) ve yaranı ilk önce müşriklerin çeşitli işkence ve eziyetlerine maruz kalmış; hicret sonrası dönemde ise, Hz. Resulullah (s.a.a), İslam’ın müdafaası için bir çok savaş sahnesinde hazır bulunmuş; bunun yanı sıra, insanların kemale  ulaşmaları için de yerine getirmeleri veya uzak durmaları gereken konuları ve içtimai hayatın İslam’a göre şekillendirilmesi için gerekli olan siyasi, iktisadi, hukuki ve cezai esasları açıklamıştır.

Diğer Müslümanlarla birlikte Mekke’den Medine’ye hicret eden İslam Peygamberi (s.a.a), Medine’deki on yıllık İslam hakimiyeti döneminde o zamana kadar tebliğ ettiği ve etmekte olduğu İslam dinini, bir hayat nizamı olarak tatbik etti. Yine bu dönemde insanları her türlü esaret zincirlerinden kurtaran “Tevhid” fikrini yaymak, bu fikir önündeki engelleri kaldırmak ve İslam toplumunu müdafaa etmek için bir çok savaşa katılmıştır.

Müslümanların talim ve terbiyesiyle de uğraşan Hz. Resulullah (s.a.a), ashabından bir kısmının eğitimine özel bir itina göstermiştir. Özel ihtimam gösterilenler arasında Hz. Ali’nin (a.s) özel bir yeri vardı. Hz. Ali (a.s), ister çocukluk döneminde olsun ister sonraki dönemde, Hz. Muhammed’e (s.a.a) en yakın kimse olarak onun yanında talim ve terbiye gördü. Nitekim Hz. Resulullah (s.a.a), Hz. Ali’ye (a.s) hitaben “Sen bana nisbet, Harun’un Musa’ya olan nisbeti gibisin” buyurarak, onun kendisi tarafından özel olarak terbiye edilişinin yanı sıra, İlahi bir makama sahip olduğunu da belirtmiştir.

Allah tarafından yaratılmış ilk ve en kamil nur olan, peygamberlerin en şereflisi ve yüce mesajın sahibi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.a) hicretin 11. yılı (632 m.) dünyadan irtihal etmiştir.

Selam olsun o yüce hazrete, doğduğu ve vefat ettiği gün. Selam olsun ona tekrar dirilip kalkacağı gün. Yine selam olsun O’nun pak Ehl-i Beyt’ine...




Bu haber 430 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EHLİBEYT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI