Hz. Muhammed diyor ki; 

“Fâtıma’yı inciten beni, beni inciten Fâtıma’yı incitir..” 

Sadece bu söz bile Fatıma(sa)üstünlüğünü  anlamak  isteyenlere yetmez mi? 

Mesele sadece O’nu tanıtmaksa eğer!!! 

Ama ne yazık ki ve ne ilginçtir ki; O’nu en iyi tanıyanlar hayatına şahit olanlar O’na birçok haksızlıklar yapıp zulüm ettiler.. 

Hz. Fâtıma’nın zulümler ve haksızlıklar karşısında; yalnızlığını, ağlamasını, mazlumluğunu, çaresizliğini ve aynı zamanda cesaretini görüyoruz.. 

Fâtıma (sa) yüzyıllar yıl  önce ağlatıldı eminim ki şimdi de ağlıyor! 

Peygamberin kızı İmametin annesi olan şahsiyet niye bu kadar çok incitilip ağlatıldı hem de müslümanlar tarafından! 

Ağlamasında ki  hikmet neydi? 

Bizlere vermek istediği mesaj mı vardı? Buna benzer birçok soru yankılanıyor  düşüncelerde.. 

Fâtıma; yaşamı boyunca zulüm karşısında susmadı birçok doğruya dikkat çekmeye çalıştı  ama her seferinde Müslüman halk tarafından anlaşılmayıp yalnızlığa itildi.  

İşte bu feryatlar ve ağlamalar Fâtıma (as)tanımak isteyenlere ipuçları veriyor.. 

Fatıma(sa) kadınlarda ki sırların tecellisidir! 

Fâtıma kadın ve anne içgüdüsüyle halkın yanlışlarını görüyor müslümanların yanlışlarında uyarıyordu. 

Fâtıma( sa) bedensel savaş yapmıyor en masum en pak en hassas duyguların göstergesi gözyaşlarıyla tebliğini yapıyordu. 

İnsanlığın en temiz en masum silahı olan gözyaşlarıyla.. 

Peki, bu gözyaşları kimler ve ne içindi? 

Kimin için dökmüştü bu gözyaşlarını? 

Dindar görünen Müslümanlar için.. 

Diyordu ki; Ey Müslümanım diyen halk; kibir mal ,makam ,dünya sevgisine kendinizi ,dininizi satmayın!! 

Namaz oruç ve diğer ibadetler yeterli değildi ahiret için.. 

Göstermelik din yaşayıp kendinizi kandırmayın! 

Fâtıma(sa) binlerce yıl önce Müslümanların durumuna ağlıyordu emin olun ki şimdi bizim hâlimize ağlıyor.. 

Biliyordu ki; bir sürü dünya heveslerini kattığımız “samimiyetsiz din anlayışımız” Allah’ın istediği insan olma yolunda  yeterli değil! 

Size şu an Fâtıma’yı ağlatan sebeplerden birkaçını sayayım mı ? 

Birbirimize selam vermekten korkuyor ve birbirimizi sevmiyoruz! 

Yaşantımız, ailevi ilişkilerimiz gün geçtikçe bozuluyor ve birçok kadın zulme uğruyor hem de  dindar görünen erkekler tarafından! 

Yüzlerce insan şu an maddi manevi sıkıntı yaşıyor ve biz onlar için hiç bir şey yapmıyor hatta görmezlikten geliyoruz! 

Yardımlarımızın  birçoğuna hileler karışmış ve hepimiz hayırdan nasıl yararlanırım hesabındayız! Ve bunun gibi birçok şey. 

Fâtıma’yı temsil etmeye çalışan Müslüman kadınların çoğunun asıl hedefi “maalesef kendi menfaatlerimiz ve çıkarlarımız.. 

O kadar çok şey var ki söylenmesi gereken ama maalesef söyleyemediğimiz.. 

İşte bu yüzdendir ki Fâtıma hâlen ağlıyor biz O’nu övdükçe O daha çok ağlıyor. 

Çünkü bizleri bu yolda samimi görmüyor.. 

Sevmek yok! 

Fedakârlık yok! 

Vefa yok! 

Yardımseverlik yok! 

İnsanlara eğilmek yok! 

Yok da  yok... 

Ve bunları yaparken de Fâtıma’yı anlamaya anlatmaya çalışıyoruz.. 

Önce kendimizi bir analiz edelim.. 

Bütün bu eksiklikler mi  bizleri gün geçtikçe bu yolda başarısız samimiyetsiz kılan..