I. Bölüm: Giderayak Bu Ne Rahatlık?

(Üstat Mesut Âli'nin "Hayırlı Akıbet" Adlı Sohbetinden Uyarlanmıştır)

Bilirsiniz; Şabaniye hutbesi, Ramazan ayının faziletlerini içeren bir hutbedir. Hz. Peygamberimiz (s.a.a) bu meşhur hutbesini tamamladıktan sonra İmam Ali (a.s) "Ramazan ayının en faziletli ameli nedir?" diye sordu. Resul-i Ekrem (s.a.a) "Bu ayın en faziletli ameli, günah işlememektir" buyurdu. Sonra da ağlamaya başladı. İmam (a.s) ona neden ağladığını sorunca da şöyle buyurdu:

- Ey Ali! Bu ayda başından darbe aldığını ve sakallarının kana bulandığını görür gibiyim.

İmam (a.s) bu haberi alınca "Ne olacak, nerede olacak, kim yapacak?" diye sormadı. "Sözünü ettiğiniz olay bu Ramazan'da mı yoksa gelecek Ramazan'lardan birinde mi gerçekleşecek?" diye de sormadı. Sadece tek bir soru sordu:

- (Vurulduğumda) dinim üzere mi öleceğim?

Yani "Son demimde günahkâr, isyankâr ve küfür ehli biri olarak mı yoksa mümin biri olarak mı bu dünyadan ayrılacağım?" diyordu.

Tabii bu rivayetin dahası da var: Resul-i Ekrem (s.a.a) bu soruya "Evet, dinin üzere öleceksin" diye cevap verdiğinde İmam (a.s) "O halde Allah'a şükürler olsun" diye karşılık vermişti. Düşünün bir kere; üstelik de bu soruyu soran ve iman üzere öleceğini öğrendiğinde Allah'a şükreden İmam Ali (a.s) gibi birisiyse bizler neden bu kadar rahatız?

İsmini söylersem hepinizin yakından tanıyacağı büyük âlimlerden biri, Meşhed'de başından geçen bir olayı şöyle anlatıyordu:

- Bir gün İmam Rıza'yı (a.s) ziyaret etmek için Meşhed'e gitmiştim. Türbeye girdiğimde şehrin önde gelen üç büyük âliminin de orada olduğunu gördüm. Her biri türbenin farklı yerlerinde oturmuş Mefatihu'l-Cinan'dan dualar okuyorlardı. Bu kimseler öyle sıradan âlimler değillerdi. Hepsi de ilim, irfan ehli kimselerdi. Tek tek yanlarına gittim ve hepsine de aynı soruyu sordum:

- Bu türbede okuyabileceğim en iyi dua nedir?

Her üçü de birbirinden habersiz olarak aynı cevabı vermişti:

- Akıbetinin hayır üzere olması için dua etmen.

Yani "Her ne kadar inançlı ve dindar kimseler olsanız da öldüğünüzde din ve iman üzere bu dünyadan göçmeyi Allah'tan dileyin" diyorlardı.

Bu kişi, sözlerinin devamında şöyle diyor: Daha sonra Kum'a geri döndüm ve aynı soruyu Ayetullah Gulpaygani'ye de sordum. O da bir süre durakladıktan sonra "Akıbetin hayır üzere olmasını dilemekten başka daha iyi bir dua bilmiyorum" dedi.

Gerçekten de böyledir. Nitekim Ehlibeyt fıkhına göre her amelin kabulü için yerine getirilmesi gereken üç şart vardır: Amelden önceki şart, amelle birlikte olan şart ve amelden sonraki şart.

Amelden önceki şarta örnek olarak abdesti gösterebiliriz. Namazınızın geçerli olması için daha önceden abdestli olmanız gerekir. Burada abdest, namazın şartıdır; aksi takdirde namazınız batıl olur...

Devam Edecek

AHLAK KÜTÜPHANESİ