Bugun...



Meysem-i Tammar’ın Şehadeti

Meysem et-Temmar el-Esedî Kufî (Arapça: میثَم تمّار اَسَدی کوفی), İmam Ali’nin (a.s) seçkin ashabındandır. Kerbela Vakıasından önce İbn-i Ziyad’ın emri ile Kufe’de darağacına asılmış ve şehit olmuştur.

facebook-paylas
Güncelleme: 12-08-2020 09:46:14 Tarih: 12-08-2020 09:21

Meysem-i Tammar’ın Şehadeti

Hayatı hakkında çok aydınlatıcı bilgiler bulunmamaktadır. Kufe'de hurma sattığı, keramet sahibi olduğu ve gelecekte yaşanacak bazı olaylardan haber verdiği rivayet edilmiştir.

Dediklerine göre Meysem-i Temmar, Acem (Araplar’ın Arap olmayanlara ve özellikle İranlılar’a verdikleri isim) asıllıdır. Günümüz yazarlarından bazıları, onun İranlı olduğunu belirtmişlerdir;[1] ancak Ben-i Esed kabilesinden bir kadının kölesi olduğu için, bu kabileye müntesiptir.[2] Hz. Ali (a.s) Meysem’i kadından satın almış ve azat etmiştir. Hz. Ali (a.s) Meysem’e adını sorunca “Salim” der. Sonra Hz. Ali (a.s): “Allah Resulü (s.a.a) Acem diyarında babanın senin adını “Meysem” koyduğunu bana haber vermiştir” der. Meysem: “Allah Resulü ve Müminlerin Emiri doğru buyuruyorlar. Allah adına yemin ederim ki Acem diyarında benim adım öyleydi.” Bunun üzerine Hz. Ali (s.a): “Salim ismini bırak, Resulullah’ın (s.a.a) seni andığı önceki adına dön” diye buyurur. Böylelikle Salim, “Meysem” adını alır ve künyesi “Ebu Salim” olur. Bir başka künyesi ise Ebu Salih’tir.[3]

Meysem, Kufe pazarında hurma sattığından kendisine “Temmar” (hurmacı) lakabını vermişlerdir.[4] Bir başka rivayete göre “Darül Rızk” denilen yerde kavun satarmış.[5]

Meysem, Muaviye’nin ölümünü önceden bilmiş[6] ve İmam Hüseyin’in (a.s) şehadet haberini de “Cuble” adında Mekkeli bir kadına haber vermiştir.[7] Meysem, ayrıca kendi taifesinin elebaşı tarafından tutuklanacağını, İbn-i Ziyad’ın[8] emri ile şehit edileceğini ve Muhtar b. Ebî Ubeyd b. Mesud es-Sekafî’nin hapisten çıkacağını da önceden haber vermiştir.[9]

Meysem-i Temmar’da bulunan bu özellikler, onu İmam Ali’nin (a.s) seçkin yaranlarından,[10] havarilerinden ve değerli ashabından saymalarına neden olmuştur.[11] Nitekim bazı kayıtlarda Meysem-i Temmar, “Şortetu’l Hamis”ten sayılmıştır. Bu grup, Hz. Ali (a.s) ile savaşlarda son nefeslerine kadar Hz. Ali’ye (a.s) destek vereceklerine dair antlaşmışlardı.[12]

Meysem’in Tutuklanması ve Katledilmesi

Birinci Rivayet: Meysem’in tutuklanması ve şehadeti hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Birinci rivayette İbn-i Ziyad, Yezid b. Muaviye’nin emri ile –Ehlibeytin ciddi taraftarlarından olduğunu biliyordu- Meysem’i tutuklatarak darağacına astırır.[13]

Meysem, umre dönüşü, Mekke’den Kufe’ye dönerken yolda İbn-i Ziyad’ın adamları tarafından tutuklanır. Zindanda Muhtar Sakafi ile karşılaşır ve ona yakında zindandan çıkacağı haberini verir. İbn-i Ziyad, Ureyfi’den (kavmin lideri) Meysem’i ona teslim etmesini aksi takdirde onu öldüreceğini söyler. Anlaşıldığı kadarıyla İbn-i Ziyad süvari birliğinden yüz kişiyi onunla birlikte gönderir ve Meysem’i Kadisiye’de (Kufe’ye on beş kilometre mesafede) tutuklatır ve Kufe’ye götürerek darağacına astırır.[14]

İkinci Rivayet: İkinci rivayete göre, Meysem bir grup pazarcının isteği üzerine, Kufe Pazar müdürünü şikâyet etmek için pazarcılarla birlikte İbn-i Ziyad’ın yanına gider ve ondan Pazar müdürünü görevden almalarını ister. Meysem orada çok beliğ bir konuşma yapar. Ubeydullah İbn-i Ziyad tarafından Kufe emiri olan Amr b. Hureys ki kendisi Osman taraftarı ve Ehlibeyt düşmanlığı ile bilinirdi, o da orada hazır bulunmaktaydı. Meysem’i yalancı ve yalancıların dostu olarak tanır. Ancak Meysem kendisinin doğru sözlü ve doğru sözlülerin (Hz. Ali ve Ehlibeyt) dostu olarak tanıtır. İbn-i Ziyad, Meysem’den Hz. Ali’den (a.s) usanıp bıktığını ve uzak olduğunu belirtmesini, ona küfürler etmesini ve onun yerine Osman’ın (ki kendisi de Emevilerdendir) dostu olduğunu ve onu iyilikle anmasını ister. İbn-i Ziyad, Meysem’in dediklerini yapmaması durumunda kol ve bacaklarını keseceğini ve darağacına asacağı tehdidinde bulunur. Ancak Meysem, takiye yapabileceği yerde şehadeti seçer ve Hz. Ali’nin (a.s) İbn-i Ziyad’ın o şekilde yapacağını ve dilinin kesileceğini söylediğini söyler. İbn-i Ziyad kendince bu gaybi haberi yalan çıkarmak için Meysem’in yalnızca el ve ayaklarının kesilmesini ve Amr b. Hureys’in evinin yanında darağacına asılmasını emreder.

Meysem’in Dilinin Kesilmesi

Meysem, darağacında yüksek sesle insanlardan toplanmalarını ve Hz. Ali’den (a.s) duyduğu gizemli hadisleri dinlemelerini ister. Daha sonra Emevilerin fitnelerini ve Haşimoğlullarının faziletlerini anlatır. Amr b. Hureys, Meysem’in insanları etkilediğini ve birçok şeyi ifşa ettiğini görünce, hemen İbn-i Ziyad’ın yanına gider ve durumu ona anlatır. İbn-i Ziyad, rezil ve rüsva olacağı korkusundan Meysem’in ağzına gem ve dizgin vurulmasını emreder. Denildiğine göre Meysem İslam’da ağzına dizgin vurulan ilk kişidir.[15]

Başka bir rivayete göre Amr b. Hureys –ki insanların Meysem’in sözünden etkilenerek hükûmete karşı isyan edeceklerinden korkmaktaydı- İbn-i Ziyad’dan Meysem’in dilinin kesilme emrini vermesini ister. İbn-i Ziyad kabul eder ve korumalarından birini bu iş için gönderir. Meysem, İbn-i Ziyad’ın Hz. Ali’nin (a.s) onun hakkında buyurmuş olduğu el ve ayaklarının kesileceği ve sonra dilinin kesilerek darağacına asılacağına dair öngörüsünü yalanlayamadığını orada herkese haykırır ve dili kesildikten sonra şehit olur.[16]

Şehadeti

Nakledilen bir rivayete göre Meysem, üç gün darağacında asılı kaldıktan sonra hançerle karnına aldığı darbeyle ağır yaralanır. Meysem tekbir getirir; aynı gün ağzından ve burnundan kanlar akar ve şehit olur.[17] Yazılanlara göre Emevilerin aleyhine ve Haşimoğullarının lehine konuştuktan bir gün sonra ağzına dizgin vurulmuş, ağzından ve burnundan kanlar akmış ve üçüncü gün aldığı hançer yaraları ile şehit olmuştur. Meysem’in şehadeti, hicretin 60. yılında, Zilhicce ayında ve İmam Hüseyin’in Irak’a girişinden on gün önce gerçekleşmiştir.[18] İbn-i Ziyad, Şehit Meysem-i Temmar’ın defnedilmesine karşı çıkmış, ancak hurma satıcılarından birkaçı gece vakti Şehit Meysem’in naaşını darağacından alarak, Murat kabilesine ait topraklarda bir su çukurunda toprağa vermişlerdir.[19]

 

 

----------------

 

[1]-Dinin İhyasında İmamların (a.s) Rolü, c. 1, s. 131.

[2]-Keşşî, er-Rical, s. 9; Müfîd, el-İrşâd, c. 1, s. 323; Necaşî, er-Rical, s. 14; Tusî, er-Rical, s. 81, 224, k. 1415.

[3]-Keşşî, er-Rical, s. 9; Müfid, el-İrşad, c. 1, s. 323; Tabersî, İlamü’l Verâ bi-Alami’l Hüda', c. 1, s. 323; Kas Şazan Kummî, el-Fezail, s. 2-3, Meysem’in künyesini “Ebu Cafer” olarak yazmıştır.

[4]-Bkz. İbn-i Şehraşub, Menakıb-u Âl-i Ebî Talib, c. 2, s. 329.

[5]-Keşşî, er-Rical, s. 78.

[6]-Bkz. Keşşî, er-Rical, s. 80.

[7]-İbn-i Babeveyh, Emalî, s. 189 – 190.

[8]-Bkz. Keşşi, er-Rical, s. 81- 82; Şerif er-Razî, Hasaisü’l Eimme, s. 54 – 55.

[9]-Müfîd, el-İrşad, c. 1, s. 324 – 325; İbn-i Ebü’l Hadid, Şerh-i Nehcü’l Belağa, c. 2, s. 293.

[10]-İbn-i Nedim, el-Fihrist, s. 223; Tusî, el-Fihrist, 1417, s. 150.

[11]-Keşşî, er-Rical, s. 9; Müfîd, el-İhtisas, s. 3; Ağa Bozorg-u Tahranî, c. 2, s. 18, 164.

[12]-Berki, el-Mehasin 1342; s. 3- 4; Müfid, İhtisas, s. 2 – 3.

[13]-Müfid, el-İrşad, c. 1, s. 324 – 325.

[14]-Huseybi, el-Hidayetu'l Kubra, s. 133; Keşşî, Rical, s. 82–84; Şerif er-Razî, Hasaisu'l Eimme, s. 54 – 55.

[15]-Kuleynî, el-Kâfi, c. 2, s. 220; Keşşî, Rical, s. 84–87; Şerif er-Radî, Hasaisu'l Eimme, s. 55; Müfid, el-İrşad, c. 1, s. 304, 324, 356; Fettal Nişaburî, Ravzatü'l Vaizin, c. 2, s. 288 -289.

[16]-Keşşî, Rical, s. 87.

[17]-Keşşî, Rical, s. 78 – 81; Müfid, el-İrşad, c. 1, s. 325; İbn Ebü’l Hadid, Şerh-i Nehcü’l Belağa, c. 2, s. 293–294.

[18]-Müfid, el-İrşad, c. 1, s. 325; Tabersî, İ'lamu'l Verâ bi-A'lami'l Hüda, c. 1, s. 343.

[19]-Keşşî, Rical, s. 83.




Bu haber 880 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI