İmam Hüseyin (a.s), Arefe duasında bu sınıflandırma dizisine uyarak, Allah’ın nimetleri olan iman, salih amel, güzel ahlakı yerine getirerek, şükredinceye kadar günahkar ve kadirbilmez insanı hakkı tanıma kıskacına alıyor. Başka bir ifade ile İmam Hüseyin (a.s), Arefe duasında yakini ispat etme, ahlakı ihlal etme ve salih ameli yerine getirme peşindedir ki bu mecmua, Kur’an ve rivayetler gereğince Hak Teâlâ’ya şükretmektir.  

Eğer bir kimse İmam Hüseyin’i (a.s) Arefe duasıyla tanırsa, görür ki Arefe duasında istediği Aşura olayında gerçekleşiyor. Bu durumda Hüseyin (a.s) Arefe ve Hüseyin Aşuradır. Aşurada icabet Arefe duasıdır.

Arefe duasında yüce mazmunlar vardır ki onun marifet ve tanımasıdır. Bu tanıma ufku ve marifeti gören herkes için artık İmam Hüseyin’in (a.s) Aşura olayındaki direnişi inanılmaz olmayacaktır. Bu öyle onun kendi yolunda ciddi bir dayanıklılığı olduğu bir durumdadır. Öyle ki o günün tarihçilerinden biri şöyle diyor: Şimdiye kadar kendi hanedanından en yakın kimseleri kaybeden ve savaş meydanında bu kadar güler yüzlü birini görmedim. Öğleye doğru yakınlaştıkça onun yüzü daha da güler yüzlü oluyordu.   

Bu konu çok ilginçtir. Çünkü bizler kendimize veya yakınlarımıza olan en küçük bir durumda o kadar mahçup oluyoruz ki böyle bir karşılaşmayı bulamıyoruz. Arefe duasına baktığımız zaman o tanıma ufku, böyle bir korkutucu olaya sabretmeği mümkün kılıyor.   

İmam Hüseyin (a.s) insan hayatını bu şekilde görerek, şöyle buyuruyor: Allah’ım! Ben gece ve gündüzün gelişinden, onlarda olan planın değişikliğinden anladım ki benim yaratılışımdan maksat, seni tanımaktır. Yaşamın değişik evrelerinde seni tanımalıyım. Bütün konularda kendini bana aşikâr etmek istiyordun. Öyle ki bir şeyde olmaz, sen kendini bana aşikâr etmezsen, sen aslında her şeyi aşikâr edensin. Eğer bir kimse sana ulaşırsa, onun ne eksiği vardır. Eğer bir kimse seni bulamazsa, onun neyi vardır? Seni kaybeden bir kimsenin elinde ne vardır? Şimdi o kimse seni bulursa, neyi yoktur? Arefe duasının kısımları oldukça okunmağa değerdir.    

Senin karşılığın olarak başka bir şeye razı olan kimse ne kadar zarar etmiştir. Sürekli olarak değişim halindeki bir şeye yönelen kimse ne kadar kaybetmiştir.

İmam Hüseyin’in (a.s), Arefe duasında Allah-u Teâlâ’dan istediği önemli isteklerden biri, din ve bedende olan esenliktir. İmam (a.s) şöyle buyuruyor:

اللّهم …. عَافِنی فی بَدنی و دینی

Allah’ın bu iki nimetine sahip olan herkes, dünya ve ahiret saadetine sahip olmuştur.