Bugun...



Kur’an’ın Hakikatine Ulaşmak - 1

Kur’an hakkında önemli olan sorulardan biri, Kur’an-ı Kerim’in herkes tarafından anlaşılabilir olup olmadığıdır. Acaba herkes Kur’an’ın hakikatine ulaşabilir mi?

facebook-paylas
Tarih: 08-01-2021 10:11

Kur’an’ın Hakikatine Ulaşmak - 1

Kur’an-ı Kerim de aynen “yakin” gibi zatî anlamda hüccet midir, yoksa onun hüccet oluşu başka bir şeyden mi kaynaklanmaktadır?

Kur’an-ı Kerim, içerdiği bazı ayetlerde “nur” olarak nitelendirilmiştir. Nurun varlığında hiç bir muğlaklık yoktur ve görünürlüğü de zatî olduğu için bu bağlamda başka bir şeye ihtiyaç duymaz. İşte Kur’an-ı Kerim de böyledir.

Konuyla ilintili olarak Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Ey insanlar, size Rabbinizden reddi mümkün olmayan bir delil gelmiştir ve size apaçık bir nur indirmişizdir.” [1]

Hemen belirtmem gerekir ki Kur’an’ın mübhem ve muğlak olmaması, tam anlamıyla aşikar ve ortada olduğu anlamına gelmez. Kur’an-ı Kerim mübhem ve muğlak değildir ve aynı zamanda tam anlamıyla aşikar da değildir.

Kur’an’ın bazı mertebe ve aşamaları vardır. Kur’anî hakikatlerin farklı aşamaları vardır ve bu aşamalar, birbirlerine paralel değil ve bilakis birbirlerinin uzantısındadır. Kur’an’ın sahip olduğu aşamalar, birbirleriyle çelişki ve tezat halinde de değildir.

İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Yüce Allah’ın kitabı dört şey üzeredir: İbaret, işaret, ince vurgular ve hakikatler. İbaret, avam halk içindir; işaret, özel insanlar içindir; ince vurgular, veliler içindir; hakikatler, peygamberler içindir.” [2]

 İşte bundan ötürüdür ki masum imam, bir ayeti, birbirlerinin uzantısında bir kaç şekilde yorumlayabilmekte ve herkese de durum ve kapasitesine uygun olarak Kur’an’dan cevap verebilmektedir.

Züreyh Muharibî, İmam Cafer-i Sadık’a (a.s) şu ayet hakkında sorar: Sonra temizliklerini yapsınlar, adaklarını yerine getirsinler ve tavâf etsinler Beyt-al-atıyk'ı.” [3]

İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyurur: “Ayette geçen ‘temizliklerini yapsınlar’ imam ile mülakat etmektir. Yani insan, hac amellerini yerine getirdikten sonra imamın huzuruna varmalıdır.”

İmam (a.s) şöyle devam eder: “Ayetteki ‘adaklarını yerine getirsinler’ cümlesiyle de hac amelleri kastedilmiştir.”

Züreyh’in bu rivayetini işiten Abdullah b. Senan, İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) huzuruna vardı ve bu ayeti kendisi için yorumlamasını istedi. İmam (a.s) buyurdu: “Bu ayet, bıyık ve tırnağın kesilmesine dönüktür.”

Abdullah b. Senan, “Ama Züreyh, bu ayeti sizden taraf farklı şekilde yorumlamaktadır.” dedi. İmam (a.s) buyurdu: “Züreyh doğru sözlüdür ve senin (ondan naklettiğin) rivayet de doğrudur. Çünkü Kur’an’ın bir zahiri ve bir de batını vardır; Züreyh’in taşıdığı kadarını kim taşıyabilir?” [4]

Cabir, İmam Muhammed-i Bakır’ın (a.s) huzuruna gelip bir ayetin tefsirini sordu ve İmam (a.s) da cevapladı. Cabir bir başka defa yine aynı ayetin tefsiri hakkında sordu ve İmam Cafer-i Sadık (a.s) da farklı bir cevap verdi. Cabir, “Ama bir önceki defa farklı bir cevap vermiştiniz!” dedi.

 İmam (a.s) buyurdu: “Cabir! Kur’an’ın bir batını vardır ki batının da batını vardır ve bir de zahiri vardır ki zahirin de zahiri vardır. Ey Cabir! İnsanların akıllarına, Kur’an tefsirinden daha uzak olan bir şey yoktur. Çünkü ayetin ilk kısmı bir şeyin hakkındayken, son kısmı başka bir şeyin hakkındadır. Kur’an, birbirine bağlı bir kelamdır ki farklı yönlerde yorumlanabilir.” [5]

Müminler Emiri Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Bu Kur’an’ı konuşturun; oysa ki o, sizinle asla konuşmayacaktır. Ben ondan size haber vereceğim.” [6]

İmam Ali’nin (a.s) tabiriyle, Kur’an-ı Kerim’in güzel bir zahiri ve derin bir batını vardır.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kuşkusuz ki Kur’an’ın zahiri güzel ve batını ise derindir.”

Bununla birlikte Kur’an’ın bazı aşamaları, herkes için anlaşılabilir türdendir. Kur’an-ı Kerim’in herkes tarafından anlaşılabilir bir kitab olduğu açıktır ve bunun nedeni şöyle özetlenebilir:

1-Kur’an-ı Kerim herkesin kitabı ve fıtratın dilidir; fıtratın dili de herkes için algılanabilecek türdendir. Çünkü fıtrat ve öz yaratılış dili, tarihin her diliminde ve her toprak parçasında yaşayan bütün insanların dilidir.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Ve biz, cehennem memûrlarını, meleklerden tâyin ettik ve kendilerine kitap verilenlerin iyiden-iyiye anlayıp inanmaları için ve inananların inancını arttırsın ve kendilerine kitap verilenlerle inananlar, şüpheye düşmesinler ve gönüllerinde hastalık olanlar ve kâfirlerse, Allah bununla, bu örnekle neyi kastediyor ki desinler diye sayılarını on dokuz olarak taktîr ettik. İşte böylece Allah, bildiğini saptırır ve dilediğini doğru yola sokar ve Rabbinin ordusu ne kadardır, ancak Allah bilir ve bu, insanlara bir öğüttür ancak.” [7]

Yine Kur’an şöyle buyurmaktadır: “Halbuki o, ancak âlemlere bir öğüttür.” [8]

Bu bağlamdaki bir diğer ayet de şöyledir: “Ve biz, seni bütün insanlara, ancak müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik ve fakat insanların çoğu bilmez.” [9]

2-Her şeyi açıklayan Kur’an-ı Kerim, kendini açıklamamış olamaz.

Kur’an-ı Kerim bu bağlamda kendini, her şeyin açıklayıcısı olarak tanıtmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Her ümmete, kendi cinsinden bir tanık getireceğiz ve seni de bunlara tanık tutacağız ve biz, sana her şeyi açıklayıp anlatan ve Müslümanlara hidâyet, rahmet ve müjde olan kitabı indirdik.” [10]

Bunu doğrulayan şahitler de vardır ki şöyle özetlenebilir:

a-Sakaleyn hadisi

“Kuşkusuz sizin aranızda iki ağır emanet bırakıyorum; Allah’ın kitabı ve ıtretim olan Ehl-i beytim. Onlara tutunduğunuz sürece asla dalalete düşmezsiniz.”

b-Kur’an’ı “nur” olarak niteleyen ve herkesi de onda düşünmeye sevkeden ayetler.

c-Hadislerin birbirleriyle çelişmesi durumunda onların Kur’an’a götürülmesini, Kur’an’la uyumlu olanının kabul edilmesini ve çelişeninin ise reddedilmesini buyuran hadisler.

d-Masum imamlar (Allah’ın selat ve selamı onlara olsun), öğrencilerinin hukukî, içtimaî, fıkhî, itikadî alanlarda... Kur’an’a müracaat etmelerini buyurmuşlardır.

e-Kur’an’da düşünmenin emredilişi de, Kur’an’ın bazı aşamalarının herkes tarafından anlaşılabilir olduğunu göstermektedir.

 

Dr. İbrahimiyan

 

-------------

[1]- Nisâ, 174

[2]- Bihar’ül Envar, c. 75, s. 278

[3]- Hac, 29

[4]- Bihar’ül Envar, c. 89, s. 84

[5]- Bihar’ül Envar, c. 89, s. 91

[6]- Usul-u Kafi, c. 1, s. 60

[7]- Müddessir, 31

[8]- Kalem, 52

[9]- Sebe, 28

[10]- Nahl, 89




Bu haber 628 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI