Ramazan ayının üçte ikilik bölümünü geride bıraktık. Eğer şimdi gönül bahçelerimize şöyle bir başvuracak olursak, geçmiş günlere nazaran daha temiz ve sefalı hale geldiğini fark ederiz. Eğer vücudumuzu bir bahçeye benzetecek olursak, nefsin tezhibi, bu bahçeden yabanî otları arındırmaya benzer, manevi erdemlilik ise filizlerin açması ve meyve vermesi gibidir. İnsanın varlık bahçesi bazen vaaz ve hikmetle filizlenir, bazen marifet ve uyanışla erdemliliğe kavuşur ve bazen de imsak etmekle gelişir.

Ramazan ayı, tüm bu imkânlar ve fırsatlar için en uygun ortamdır. Ramazan ayında oruç tutmak insana düzenli yaşamayı, sabah erken kalkmayı ve vücudu ve ruhu arındırmayı öğretir. Kur’an-ı Kerim’e göre Ramazan ayını anlayan herkes oruç tutmalıdır. Bugün yabancılar İslam dünyası ve Müslümanları hedef almaktadırlar. Batı dünyası Müslümanları mantıksız ve şiddet yanlısı bir toplum olarak tanıtmaya çalışıp, böylece İslam dininin yayılmasını engellemeye ve sultacı amaçlarını gütmeye çalışıyor. Ancak Kur’an-ı Kerim’in de belirttiği üzere Müslüman insan, iyi ahlaklı ve mantıklı bir insandır. Müslüman insan yaşamını Kur’an-ı Kerim’in belirttiği modele göre kurar ve böylece bu semavi dinin öğretileri sayesinde yaşamına anlam kazandırır.

Kur’an-ı Kerim’in öğretilerinden biri iyi konuşmaktır. Bakara suresinin 83. ayetinin bir kısmında “insanlarla iyilikle konuşun” diye buyrulur. Müslüman insan başkaları ile derin ilişki ve bağ hisseder ve tüm insanların Allah’ın yarattığı varlıklar olduğuna inanır ve onlara saygı duyar. Bu yüzden hiç kimse başka bir insanın varlığına saygısızlık edemez; başkalarıyla konuşurken hoş yüzlü ve iyi sözlerle konuşur. Nitekim gerçek müminler diğerleriyle iyi ilişki kurmaya çalışır ve herkese sevgi ile yaklaşır.

Gerçekte İslam talimine göre metin ve güzel konuşmak, imanlı ve ahlaklı bir insanın özelliğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyurur: “Güler yüz, insanların başkalarına karşı yerine getirmesi gereken görevdir”. Kur’an-ı Kerim’de seçkin bir insanın özelliğini, iyi sözleri dinlemek ve iyi sözler seçmek olduğunu belirtiyor. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “Öyleyse kullarıma müjde ver ki onlar sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete eriştirdikleridir. Ve onlar temiz akıl sahipleridir”. [1]

Dolayısıyla akıllı bir Müslüman hür düşünür ve seçim gücüne sahiptir. Müslüman insan, iyi sözleri dinleyip, çatışma yerine diyalog yolunu tercih eder. Oysa çağımızda birçokları hak sözü bile dinlemeye tahammül edemiyor ve sırf inat yüzünden hak söze sırt çeviriyor. Eğer dikkatlice bakacak olursak, bu dünyanın tüm güzelliklerinin geçici ve fani olduğunu anlarız. İnsanın sevdiği her çiçek er geç solup ölüyor. Hz. Ali’nin (a.s) buyurduğu gibi “dünya, her tarafını afetler sarmış bir saray gibidir”.

Bu dünya her zaman aynı değildir ve sürekli değişir; ona gönül bağlayanlar rahat edemez. İnsan ruhu kalıcı bir dost ister. İşte burada tüm varlığı yaratan Allah, sonsuz bir gerçek olarak karşımıza çıkar. Allah’ın azameti, ona olan iman ve aşk duygusunu geliştirir ve insanı alt üst eder. Arif insanlara göre Allah’ı tanımak onunla yakınlaşmayı sağlar; bu yakınlaşmanın anahtarı onun adını zikretmektir ve zikir, içten gelen bir hakikattir.

Bir gün sahabelerden biri Hz. Resulullah efendimize (s.a.a) “Yüce Allah’ın katında en has kullardan biri olmak istiyorum” der. Hazret (s.a.a) şöyle karşılık verir: “Eğer Allah’ı çok anarsan, O’nun has kulları arasında yer alırsın”.

Ramazan ayı zikir ayıdır. Bu ayda ilahî rahmet kapıları açılır ve tüm müminlerin duaları kabul edilir. Kur’an okumak, Ramazan günlerinin dualarını okumak, Sahur ve iftar duaları, hepsi Ramazan ayında tavsiye edilen ibadetlerdir. O zaman gelin bu duaları okuyup, ruhumuzu arındıralım. Gelin hep birlikte Allah’a yalvarıp yakaralım.

-------------

[1]- Zümer, 17 ve 18.