Bugun...



Allah'ın adaleti - 2

Soru: Bazı insanların sakat, fakir, aciz vs. yaratılmasının hikmeti nedir? Bu durumu Allah'ın adaleti açısından nasıl anlamalıyız?

facebook-paylas
Güncelleme: 15-06-2020 14:22:21 Tarih: 28-11-2019 14:38

Allah'ın adaleti - 2

Bismillahirrahmanirrahim

 

Cevap: Muhterem kardeşim, yerinde muhtelif delillerle ispat edildiği üzere Allah-u Teâlâ, kullarına daima kötü olanı değil, iyi olanı ister. Bu onun adaletinin bir gereğidir. Ancak şunu da unutmamamız gerekir ki nice şeyler vardır ki biz (bilgi ve idrakimizin sınırlı olması ve çoğu şeylerin iç yüzünden haberdar olmadığımızdan dolayı) onları hayırlı ve iyi olarak değerlendiriyoruz. Oysa gerçekte onlar bizim için hayırlı değillerdir. Aynı şekilde nice şeylerin kendimiz için kötü olduğunu düşünürüz, ama onlar gerçekte bizim için hayırlı ve maslahat taşıyan şeylerdir.

Bilmemiz gereken ikinci husus şudur ki âlem bir keyif çatma yeri değil, bizler için bir imtihan sahnesi ve tekâmülümüz için bir eğitim yeridir. Bu yüzden karşılaştığımız her şeyi, kendimiz için bir imtihan vesilesi olarak görmeliyiz. Bu mantıkla baktığımızda, (bir çoğumuzun düşündüğünün aksine) zengine zenginliği, fakire fakirliğinden daha çetin bir imtihandır aslında; ne var ki biz bunun farkında değiliz. Evet, perdeler gözümüzün önünden kalktığında, birçok zengin, "Keşke ben de bir fakir olarak yaşasaydım." diye üzülecektir. Diğer birçok zorluk için de durum aynıdır.

Elbette şunu da bilmeliyiz ki karşılaştığımız zorluk ve sıkıntıların bir kısmı da aslında bizim kendi yaptıklarımızın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesela, tembellik ederek Allah'ın belirlediği rızık yollarından rızık talep etmeye gitmiyoruz; ondan sonra da niye ben fakirim diye yakınıyoruz. Sıhhi kuralları riayet etmiyoruz, niye hastalandım diye sitem edip duruyoruz ve...

Bazen ise bazı zorluk veya mahrumiyetler, direk olarak bizim kendimizle alakadar değildir; bizim dışımızda cereyan eden bazı etkenler (anne-baba, toplum vs. gibi) onların müsebbibidir. Mesela bazen insanların fakirleşmesi veya sakatlıklar falan, başkalarının yanlışından kaynaklanıp bizi de sonuçlarına katlanmaya maruz bırakıyor. Örneğin anne baba, cahil kalıp tıbbın ve dinimizin açıkladığı hususları öğrenmediği veya öğrendikten sonra uygulamadığı için, çocukları çeşitli sakatlıklara müptela oluyorlar. Çocuğun burada bir suçunun olmadığı açıktır, ancak Allah'ın da bir suçu yoktur. Evet, adil Rabbimiz adaleti gereği, bu gibi sıkıntılara maruz kalan kimselere evvela gücünü aşan bir teklif getirmez. Saniyen de bu gibi insanlar, eğer inisiyatiflerinin dışında duçar oldukları bu zorluklara tahammül edip Allah-u Teâlâ’nın kendileri için belirlediği vazifelere amel ederlerse, bu sabırları ve katlandıkları bu zorluklardan dolayı onları normal insanlarla bir tutmayıp sevap ve mükâfatlarını başkalarından kat kat fazla verecektir. (Bütün bunlar hakkında hadislerde gerekli açıklamalar yapılmıştır ki söz uzamasın diye onları nakletmekten vazgeçiyoruz.)

Bu konuda hatırlatmak istediğimiz son nokta şudur ki bir taraftan yaratıklar arasında, bir taraftan da insanlar arasındaki bazı farklılıklar söz konusudur. Bunlar (eğer bizim amellerimizin bir sonucu değilse), bir taraftan imtihan, bir taraftan da varlık âleminde koyulan düzenin işlemesi için bir zarurettir. Yani olmasaydı olmazdı. Hayat diye bir şey söz konusu olmazdı artık. Örneğin her kesin eşit olarak erkek yaratıldığını veya her kesin kadın yaratıldığını, herkesin aynı zevkleri, istekleri, kabiliyetleri paylaştığını, hep aynı şeylere merak sardığını vs... düşünün. Hayat nasıl olurdu acaba? Evet, bu farklılıklar olacak ki hayat devam etsin. Tabi Allah-u Teâlâ her kese verdiği kadar veya güç ve imkân yetirdiği ölçüde onlardan görev ifası istemiş ve o derecede onu imtihana tabi tutmuştur, fazlasıyla değil. Zaten adalette de asıl ölçü budur.




Bu haber 455 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SORU-CEVAP Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI