Eğer bize; “şu anda ahir zaman dönemini yaşıyoruz” deniyorsa bunun manası kıyametin yakın olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Bu cümleden şunu anlamalıyız: Biz ve bizden sonraki dönemde başka bir peygamber gelmeyecektir. Kıyamete kadar aziz İslam dini geçerli olacaktır. Yani bizler son peygamberin ümmetiyiz. Dolayısıyla “ahir zaman” tabirinden kıyametin kopuşuna kaç yıl kaldığı tahmin edilemez veya öngörülemez.

 

Çokça üzerinde düşünmemiz gereken “berzah âlemi” bir milyar yıl dahi sürebilir ve onun ardından kıyamet kopacaktır. Şianın inancına göre sonunda İslam sancağı Hz. Sahib Zaman’ın (a.s) elinde dalgalanacak ve İslam dini yerküreye hâkim olacaktır. Cennetlik bir toplum yeryüzüne egemen olacak. Bu toplumda en ufak bir zulüm olmayacaktır. Fakir insan kalmayacak, ayrımcılık yapılmayacak, ihtilaf ve kargaşa olmayacak, dert ve tasa bulunmayacak, endişe ve korku olmayacak, güvensizlik diye bir şey söz konusu olmayacaktır.

 

Başka bir ifadeyle Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhurunun ardından Ehlibeytin hükümeti yeryüzüne egemen olacak. On dört masumun (a.s) hepsi gelecek ve bu dünyada hükümet edecek. Bu nurani döneme “rec’et” dönemi denilmiştir. Bu yüce şahsiyetlerin hükümeti on yıl- yüz yıl olmayacak. Rivayetlerde şunu görmekteyiz: İmam Hüseyin (a.s) bin yıldan fazla hükümet edecek.

 

Rec’et döneminden sonra kıyamet kopacaktır. Onun için berzah âleminin bir yıl- yüz yıl- bin yıl sonra biteceğini sanmayın. Belki de milyonlarca yıl devam edecektir. Dolayısıyla kabir âleminde geçireceğimiz uzun yıllar için bu kısa dünya hayatında Salih ameller işlemeliyiz. Kabir evimizi cennet bahçelerinden bir bahçeye dönüştürecek iyi işlerle uğraşmalıyız.