Bugun...



Kendini Tanıma ve Yetiştirme

İnsan tek gerçeğe sahip olsa da, çeşitli boyutları olan bir varlıktır.

facebook-paylas
Tarih: 15-12-2022 12:16

Kendini Tanıma ve Yetiştirme

Bismillahirrahmanirrahim

İnsan tek gerçeğe sahip olsa da, çeşitli boyutları olan bir varlıktır. İnsanın varlığı idraksiz ve şuursuz toprak maddesinden başlamış ve soyut melekûtî bir cevhere ulaşmıştır.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: “Ki O, yarattığı her şeyi ne güzel yapan ve insanı yaratmaya da bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir özden (sülaleden) basbayağı bir sudan yapmıştır. Sonrada onu düzeltip belli bir biçime soktu ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, göz ve gönüller var etti. Ne kadar da az şükretmektesiniz!”[1]

Kur’an-ı Kerim’in buyurduğu gibi insan, varlığın çeşitli derecelerine ve boyutlarına sahiptir. Bir taraftan tabiî bir cismin özelliklerine sahipken, diğer taraftan bitkisel (gelişen ve eğitilen) bir varlıktır. Bir başka yönüyle ise, hayvandır ve onda bulunan özellikleri taşır. Sonuç olarak da kendisinde bulunan birtakım özelliklerden dolayı insan olur.

Bu bakımdan insan, varlığında birtakım aşamaları ve dereceleri barındıran bir hakikattir. "Benim ağırlığım ve benim şeklim" derken, cismanî aşamalarından haber vermekte, "Benim yemeğim, benim büyümem ve benim gelişmem" derken, sahip olduğu bitkisel (gelişebilen) cismin derecesini ifade etmektedir. "Benim hareketim, benim şehvetim ve benim öfkem" derken, kendi hayvanî boyutunu anlatmaktadır. "Benim düşüncem, benim fikrim ve benim aklım" dediğinde ise, yüce insanlık boyutunu anlatmaktadır.

Demek ki, insanın çeşitli "ben"leri ve "benlik"leri vardır: Cismî “ben”, nebâtî (eğitilen ve gelişen) “ben”, hayvanî “ben” ve insanî “ben”... Ancak ona asaletini veren, insanî benliğidir. İnsanı insan yapan ve diğerlerinden üstün kılan şey, onun soyut ve mücerret olan melekutî ruhudur.

Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: “Andolsun, biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine (sülâle ve rahme) yerleştirdik. Sonra o su damlasını bir alaka (embriyon) olarak yarattık; ardından o alakı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası (cenin), daha sonra et parçasından kemik yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratılışla (soyut melekûtî ruhu üfleyerek) onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir!” [2]

Allah-u Teâlâ, "Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir!" kelamını insanın yaratılışı hakkında buyurmuştur. İşte bu melekûtî ruh vasıtasıyla insan öyle yüce bir makama ulaşır ki, yüce Allah meleklere: "Ona (Âdem'e) bir biçim verdiğimde ve ona ruhumdan üflediğimde, hemen ona secde ederek kapanın." [3] emrini veriyor.

Eğer insana yücelik verilmişse ve Allah-u Teâlâ, onun hakkında: "Andolsun, biz Âdemoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık; temiz-güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık." [4] buyuruyorsa, bu onun söz konusu melekûtî boyutu içindir.

Eğer insan kendini yetiştirmek istiyorsa, hayvanî veya cismî boyutunu değil, insanî boyutunu yetiştirmeli ve ıslah etmelidir. Peygamberlerin hedefi de insana, kendini yetiştirmesi ve insanî boyutunu ıslah etmesi için yol göstermektir. Peygamberler, insanlara: "Kendinizi, yani insanî yönünüzü unutmayın; eğer insanî yönünüzü hayvanî istek ve eğilimlere feda edecek olursanız, zarar etmiş olursunuz." diye buyurmaktadırlar.

Kur’an-ı Kerim'de de: "De ki: Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini (insanî benliklerini), hem de yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu, apaçık hüsranın ta kendisidir." [5] diye buyrulmaktadır.

Hayatın hayvanî boyutundan başka bir şey düşünmeyen kimseler, gerçekten insanî kişiliklerini kaybettikleri hâlde onu aramamaktadırlar.

Müminlerin Emiri İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Kaybettiği eşyayı bulmak için çalıştığı hâlde, kaybettiği kendi (insanî) nefsini bulmak için çaba harcamayan kimseye şaşarım.” [6]

İnsanın dünyada, insanî ve gerçek kişiliğini kaybetmesinden daha kötü ve daha acı bir hüsran yoktur. Böyle insanların elinde hayvanî bir yaşam tarzından başka bir şey kalmamıştır.

 

-------------

[1]- Secde, 7-9.

[2]- Mü'minûn, 12-14.

[3]- Hicr, 29.

[4]- İsrâ, 70.

[5]- Zümer, 15.

[6]- Gureru'l-Hikem, s.498.




Bu haber 361 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI