Bugun...



Hadislerde Kalp

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Güncelleme: 20-03-2023 12:24:07 Tarih: 23-02-2023 11:03

Hadislerde Kalp

Din önderleri ve gerçek "insan uzmanları" (peygamberler ve imamlar) insanların kalpleri hakkında çok güzel konulara değinmişlerdir.

Bazı hadislerde, kalpler üç kısma ayrılmıştır. Örneğin, İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: “Kalp üç kısma ayrılır: Birinci kısım, hayırlı hiçbir şeyi idrak etmeyen ters kalptir. Bu kalp kâfir kimsenin kalbidir. İkinci kısım, kendisinde siyah bir nokta bulunan kalptir. Böyle bir kalpte, hayır ile şer sürekli savaş ve çekişme hâlindedir. Onlardan hangisi daha güçlü olursa, kalbe o galip gelir. Üçüncü kısım, açık kalptir. Bu kalpte, hiçbir zaman sönmeyecek bir ışık ve nur vardır. Bu ise, mümin kimsenin kalbidir.” [1]

İmam Cafer-i Sadık (a.s) değerli babasından (İmam Muhammed Bakır (a.s)) şöyle nakletmiştir: “Kalp için hiçbir şey günahtan daha kötü değildir. Kalp günahla karşılaşır ve onunla savaşır, nihayet günah kalbe üstün gelir ve onu terse çevirir.” [2]

İmam Seccad (Zeynelabidin -a.s-) bir hadiste şöyle buyuruyor: “İnsanın dört gözü vardır. İki (zahirî) gözüyle din ve dünyasıyla ilgili şeyleri görür ve iki (bâtınî) gözüyle de ahiretle ilgili şeyleri görür. Allah-u Teâlâ kulunun hayrını istediği zaman, gayb âlemini ve ahiretle ilgili olan şeyleri görmesi için kalbinin iki gözünü açar; hayrını istemediği takdirde de onun kalbini kendi hâline bırakır.” [3]

İmam Cafer-i Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Kalbin iki kulağı vardır. İman ruhu, yavaşça onu iyi işlere davet eder ve şeytan ise, yavaşça kötü işlere çağırır. Onlardan hangisi diğerine galip gelirse, kalbi kendi tasarrufuna geçirir.” [4]

İmam Cafer-i Sadık (a.s) Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle naklediyor: “Körlüklerin en kötüsü, kalbin kör olmasıdır.” [5]

İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanın kalbinde beyaz ve açık bir nokta vardır. Eğer günah işlerse, onda siyah bir nokta oluşur ve daha sonra tövbe ederse, siyah nokta giderilir; ancak hâlâ günah işlemeye devam edecek olursa, siyah noktalar tedricen fazlalaşır ve nihayet beyaz noktaların tamamını örter. Bu durumda böyle bir kalbin sahibi asla iyiliğe dönmez ve Allah-u Teâlâ'nın Kur’an-ı Kerim'de buyurduğu şu ayetin kapsamına girer: "Hayır, onların kazanmakta oldukları, kalpleri üzerinde pas tutmuştur." [6]

İmam Ali'den (a.s) şöyle naklediliyor: “Her kimin takvası az olur da haramdan iyice kaçınmazsa, kalbi ölüverir ve kalbi ölen kimse ise, cehenneme girer.” [7]

İmam Ali (a.s) oğluna şöyle vasiyet etmiştir: “Oğulcağızım! Fakirlik, belalardan biridir. Ondan daha kötüsü, vücudun hasta olmasıdır. Kalbin hasta olması ise, vücudun hasta olmasından daha kötüdür. Rızkın ve malın bolluğu, Allah'ın nimetlerinden biridir. Ondan daha üstünü, vücudun sağlıklı oluşudur ve ondan da üstünü, kalbin takvalı olmasıdır.” [8]

Hz. Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle naklediliyor: “Davud, (a.s) Allah-u Teâlâ'ya: Allah'ım! Bütün padişahların hazinesi vardır. Öyleyse senin hazinen nerededir?" diye arz edince, Allah-u Teâlâ, Davud'a cevaben şöyle buyurdu: Benim Arş'tan daha büyük, Kürsü'den daha geniş, Cennet'ten daha güzel kokulu ve meleklerden daha güzel bir hazinem vardır. O hazinenin arzı (yeri), marifet; seması, iman; güneşi, şevk; ayı, muhabbet; yıldızları, ilhamlar ve Allah'ın teveccühleri; bulutları, akıl; yağmuru rahmet; meyve ve tomurcukları, itaat ve meyvesi ise, hikmettir. Benim hazinemin dört kapısı vardır: Birincisi ilim, ikincisi akıl, üçüncüsü sabır ve dördüncüsü razılıktır. Bilin ki, benim hazinem (mümin kullarımın) kalbidir." [9]

İlâhî kalp uzmanları (peygamberler ve imamlar) bu hadislerde kalp hakkında çok güzel noktalara değinmişlerdir. Bazı hadisler, "kalpleri" üç kısma ayırmıştır:

1- Kâfirin Kalbi

Kâfirin kalbi hakkında buyurmuşlardır ki: O, terstir ve onda hiçbir şekilde hayır yoktur. Kendi asıl fıtrat ve yaratılışından sapan böyle bir kalp, maneviyat âlemine ilgi duymaz ve sadece dünya işlerine bakar. Dolayısıyla Allah'ı ve ahiret âlemini idrak edemez. Bu nedenle onun hakkında hayır, iyilik ve salah düşünülemez. Zira hayır işler, ancak Allah'a yönelik ve O'nun rızasını kazanmak için olursa, Allah'a yakınlık vesilesi olur ve kemal dereceleri arasında yer alır. Oysa kâfir, Allah'ı idrak etmemek için kalbini terse (maneviyattan maddiyata, ahiretten dünyaya) çevirmiştir ve dünyadan başka bir hedefi yoktur. O, Allah'a yakınlaşmayı değil, dünyaya kavuşmayı ister. Böyle bir kalbin (ilk yaratılışta) basiret gözü vardıysa da, artık o göz kör olmuş ve hakikatlerin en barizini, yani âlemin yaratıcısını görmekten bile aciz hâle gelmiştir.

Dolayısıyla bu dünyada kör ve iman nurundan yoksun olduğu gibi, ahiret âleminde de kör ve nursuz olarak haşredilecektir. Bu dünyada dünya işlerine gönül verdiği için ahiret âleminde de ona kalacak tek şey bu tutkunluğu olacaktır. Ancak ahirette bunu bulamayacak ve aradığını elde edememenin ateşinde yanacaktır. İşte böyle bir kalpte iman nuru parlamaz; tam aksine bu kalp karanlıklara gömülür.

2- Müminin Kalbi

Kâfirin kalbi karşısında müminin kalbi kâmil ve salihtir. Müminin kalbinin kapısı yüce âleme ve gayb âlemine doğru açıktır. Onda iman meşalesi sürekli yanar ve asla sönmez. Kalbinin her iki gözü de görür. Gayb âlemini ve ahiretle ilgili şeyleri işte o iki gözüyle görür. Böyle bir kalp sürekli kemale, cemale, mutlak hayra, yani Allah-u Teâlâ'ya yönelir ve O'na yakınlaşmayı diler. O, sadece Allah'ı ister. Ahlâkî değerlerle ve iyi amelle O'na doğru hareket eder ve O'nu arar.

Böyle bir kalp "Arş"tan ve "Kürsü"den daha geniştir; cennetten daha iyidir. Allah'ın hazinesi ve ilâhî nurların parlayış yeri de ancak bu kalp olabilir. Böyle bir kalbin arzı (yeri), Allah'ı tanımak; seması, iman; güneşi, “likaullah” (Allah'a kavuşma) şevki; ayı, Allah sevgisi ve meyveleri ise, ibadet ve itaattir.

Akıl, müminin vücudunda hâkimiyet kurduğunda, Allah'ın rahmet yağmurunu kalbe doğru indirir. Böyle bir kalpte de, Allah'tan ve Allah'ın yakın meleklerinden başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin yeri yoktur. O, nur, neşe, şevk, mutluluk ve sefa ile doludur; ahiret âleminde de mahşere bu hâliyle çıkarılacaktır.

3- Daima Değil, Kimi Zaman Günah İşleyen Müminin Kalbi

Böyle birinin kalbi ne karanlık ve ne de kapalıdır. Bilakis iman nuru vesilesiyle aydınlanmış olup kemali ve ilâhî feyzi alma kabiliyetine sahiptir. Ancak günah vesilesiyle onda siyah bir nokta oluşmuştur. Dolayısıyla bu vesileyle şeytan onda yer etmiştir. Bâtınî gözü kör olmamıştır; ancak günah neticesinde hasta olmuş ve körlük tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

Böyle bir kalbin kapısı hem meleklerin yüzüne açıktır ve hem de şeytanların. Melek iman geçidinden girer ve onu hayra davet eder. Şeytan ise, siyah geçitten nüfuz eder ve onu kötülüğe davet eder. Melek ve şeytan böyle kalpte sürekli savaş ve kavga hâlindedirler. Melek, böyle bir kalp sahibinin iyi ameller işlemesiyle kalbin tüm hâkimiyetini ele geçirip şeytanı dışarı çıkarmak ister. Şeytan da bu adamın günah işlemesi sonucu kalbini karartmaya, meleği oradan dışarı kovmaya ve kalbin bütününe hâkim olarak iman geçidini tamamen kapamaya çalışır. Bu ikisinden biri büyük bir üstünlükle diğerine galip gelinceye kadar devamlı savaşırlar...

İnsanın bâtınî ve uhrevî hayatı buna bağlıdır ve işte burada nefisle cihat gereklilik kazanmaktadır.

 

Ayetullah İbrahim Emini

 

-------------

[1]- Biharu'l-Envar, c.70, s.51

[2]- Biharu'l-Envar, c.70, s.54

[3]- Biharu'l-Envar, c.70, s.53

[4]- Biharu'l-Envar, c.70, s.53

[5]- Biharu'l-Envar, c.70, s.51

[6]- Usul-i Kâfi, c.2, s.273

[7]- Nehcü'l-Belâğa

[8]- Biharu'l-Envar, c.70, s.51

[9]- Biharu'l-Envar, c.70, s.59




Bu haber 307 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI