Bugun...



Enfal Hükümleri

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 17-12-2022 10:57

Enfal Hükümleri

Soru 1039: Arsa kanununa göre:

1. Bayır hale dönüşen araziler enfal sayılır ve İslami hükümetin tasarrufundadır

2. Şehirlerde bayır hale dönüşen araziler ve diğer yerler, eğer bir şahsa aitse ihtiyaç olduğu zaman devlet veya belediyeler, o arsayı o bölgenin piyasasına uygun şekilde sahibinden istimlak edebilir.

Buna göre:

1- Bir şahıs kendi adına olan ancak arsa kanunu nedeniyle bir karşılığı olmayan bayır edilmiş araziyi humus olarak verebilir mi?

2- Yine şahıs bayır edilmiş veya edilmemiş arazileri olsa ve devlet veya belediye tarafından satmaya mecbur edilirse, o da arsayı humus olarak verse bunun hükmü nedir?

Cevap: Ölü arsa sayılan ve şeri olarak adına senet düzenlenmiş birine ait olmayan araziyi, humus veya humus borcu olarak saymak sahih değildir. Aynı şekilde devlet veya belediye tarafından karşılığı verilerek veya karşılığı olmadan alınan arazi kanunen caizdir. Arsa sahibi orayı humus olarak veremez veya humus borcuna sayamaz.

Soru 1040: Eğer bir şahıs tuğla-kiremit fabrikanın yanında olan ve toprağını satarak para kazanmak istenen araziyi satın alırsa enfalden sayılır mı? Eğer enfal değilse ve belediyeye de yüzde onluk bir karşılık veriliyorsa devletin o araziden vergi isteme hakkı var mıdır?

Cevap: Muamele edilen arazi eğer bayındır ve özel bir şahsa aitse, her ne kadar satın alınarak özel mülke geçse de ve enfalden sayılmasa da, o arazinin toprağının satışından elde edilen gelirin vergisi (eğer mecliste onaylanan bir kanun gereğince ve anayasa koruyucuları heyetinin teyidi varsa) vardır ve devletin vergi isteme hakkı vardır.

Soru 1041: Belediyenin, şehri bayındırlaştırmak için nehirlerin kumlarını kullanmak hususunda öncelik hakkı var mıdır; caiz olması durumunda bir kimse (belediyeden başkası) kendisinin malik olduğunu iddia ederse bu iddiası geçerli midir?

Cevap: Bu iş, belediye için caizdir ve umuma ait olan büyük nehirlerin dibine kişilerin sahip olduğu iddiası geçerli değildir.

Soru 1042: Göçebe yaşayan göçmenlerin otlaklarından yararlanmadaki öncelik hakları (her kabile kendi otlağına karşı) -on yıllardır bu şekil göç edildiğine göre- tekrar dönme kastıyla oradan göçmeleriyle kalkar mı?

Cevap: Göçmelerinden sonra hayvanlarının otlaklarına karşı şer'î öncelik haklarının sabit kalması sakıncalıdır; bu hususta ihtiyat etmek daha iyidir.

Soru 1043: Otlağı ve ziraat tarlası az olan bir köy halkı, genel geçimlerini otlak yerlerinin otlarını satmakla karşılamaktadır. İslâm İnkılabı'ndan sonra da şimdiye kadar bu şekilde devam etmiştir; ancak, şimdi sorumlular onları bu işten alıkoydular, köy ahalisinin maddi fakirlikleri ve otlakların ölü topraklar olduğu dikkate alındığında köy heyetinin, halkı otlakların otunu satmaktan alıkoymaya ve onu satarak köyün genel giderleri için harcamaya hakkı var mıdır?

Cevap: Bir kimsenin şer'î mülkü olmayan umumî otlakların otunu hiç kimsenin satması caiz değildir; ancak, devlet tarafından köy işleri için tayin edilen sorumluların, otlaklarında hayvanlarını otlatmasına izin verdiği kimseden köy işlerinde harcamak için bir şey alması caizdir.

Soru 1044: Göçebelerin, onca yıldır devamlı istifade ettikleri yazlık ve kışlık otlakları istimlak etmeleri caiz midir?

Cevap: Eskiden beri hiç kimsenin mülkü olmayan tabii otlaklar enfalden ve umumî mallardan sayılmaktadır ve onların sorumlusu Müslümanların veliyy-i emridir; göçebelerin eskiden beri oralara gedip-gelmeleri o yerlerin onların malı olmasını gerektirmez.

Soru 1045: (Göçebe) otlaklarını satmak hangi durumda sahih ve hangi durumda sahih değildir?

Cevap: Enfal ve umumî mallardan olup hiç kimsenin malı olmayan otlakları hiçbir durumda satmak veya satın almak sahih değildir.

Soru 1046: Biz, ormanların birinde hayvanlarını otlatan sürü sahiplerinden olup elli yıldan beridir bu işle uğraşmaktayız. Elimizde mirasla şer'î malik olduğumuzu ispatlayan bir belge ve resmi senet var. Ayrıca, bu orman Hz. Ali (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve Hz. Abbas b. Ali'ye (a.s) de vakfedilmiştir. Sürü sahipleri bu ormanda yaşamakta olup evleri, ziraat tarlaları ve bostanları var. Son zamanda orman koruyucuları bizi buradan çıkararak ormana musallat olmak istiyorlar; acaba bizi bu ormandan çıkarmaya hakları var mı?

Cevap: Bir şeyin miras yoluyla başkasına intikal etmesinin sahih olması, miras bırakan kimsenin o şeye önceden şer'an malik olmasına bağlı olduğu gibi, vakfın sahih olması da şer'an insanın önceden ona malik olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, belli bir kimsenin mülkü olmayan, hiçbir şekilde ihya ve imar geçmişi olmayan orman ve otlakların, hiç kimsenin özel mülkü sayılmadığından, vakfolması veya miras bırakılması da sahih değildir. Her halükârda; ormanın tarla, ev, vb. şekillerde ihya edilen ve belli bir kişinin mülkü olan miktarının tasarruf hakkı -vakf olursa- şer'an onun sorumluluğunu taşıyan kimsenindir. Ancak vakfolmazsa sahibinindir. Tabii orman ve otlak şeklinde orman ve otlakların geri kalan kısmı ise enfalden ve umumi mallardan olup sorumlusu kanunî kurallar gereğince İslâm devletidir.

Soru 1047: (Otlatma izni olan) sürü sahipleri, otlakların yanındaki başkalarının tarlalarındaki sularla sürülerini sulamak ve kendileri su içmek için sahipleri razı olmaksızın o tarlalara girebilirler mi?

Cevap: Sırf başkalarının mülkleri yanındaki otlaklarda hayvanlarını otlatmaya izin almak, başkalarının tarlalarına girmenin ve onların sularından yararlanmanın caiz olması için yeterli değildir; dolayısıyla, sahipleri razı olmaksızın bunu yapmaları caiz değildir.




Bu haber 323 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER AHKAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI