Bugun...



Akıl ve Nakil Açısından Tövbenin Farz Oluşu

Nimetler karşısında şükretmek aklın gereğidir ve nimetin şükrü ise, her nimeti kendi alanında kullanmaktır.

facebook-paylas
Tarih: 03-11-2022 11:13

Akıl ve Nakil Açısından Tövbenin Farz Oluşu

Bismillahirrahmanirrahim

Aklın, fıtratın ve naklin hükmü gereğince tövbe farzdır. Aklın hükmünce farz oluşu şöyle açıklanabilir: Nimetler karşısında şükretmek aklın gereğidir ve nimetin şükrü ise, her nimeti kendi alanında kullanmaktır. Bu vesileyle insan özlenen kemale nail olacaktır. Bunu yapmaması durumunda akıl tarafından kınanacaktır. Böyle biri gerçekte iki yanlış yapmıştır:

– Yetkinlik kazanma yönünde nimetlerden faydalanmamak,

– Nimetleri yanlış yönde kullanmak ve yüce Allah'a itaatsizlik etmek.

Hâce Nasiruddin Tûsî (r.a), tövbenin farz oluşunun aklî delilleri hakkında şöyle buyurmuştur: Tövbe, zararı defettiğinden dolayı ve de çirkin bir işe veya bir farzın ihlaline pişmanlığın gerekliliğinden dolayı farzdır. Bunun açılımı şudur: Tövbeyi farz kılan iki kanıt vardır:

1- Azabın kendisinden veya azap korkusundan ibaret olan zararın defi.

Olası zararı savmanın farz olduğu hususunda şüphe yoktur. Buna göre tövbe, gerçekte uhrevî zararı önlediğinden dolayı farzdır.

2- Çirkin işten veya bir farzın ihlalinden dolayı pişmanlığın gerekliliği.

Yapılan işin kendisi günah olsun veya farzı terk etmek olsun, her günah dolayısıyla tövbe etmek farzdır. Bu genel bir hüküm olup bütün günahlarda ve farzların ihlalinde geçerlidir.

Tövbe fıtrat açısından da farzdır. Çünkü insanın fıtratı hakkın izinde, hakikate talip ve kutsal işlere eğilimlidir. Eğer günah işleyecek olsa, selim fıtratına aykırı hareket etmiş olur; fıtratına yeniden dönmek ve kutsal eğilimlerini yeşertmek için tövbe etmelidir.

Din açısından tövbenin farz olduğu ve bir an evvel yerine getirilmesi gerektiği, birçok ayet ve hadiste bildirilmiştir. Yüce Allah inançlı insanlara hitap ederek şöyle buyurmaktadır:

Ey inananlar! Tövbe edin Allah'a, halis bir tövbeyle.”[1]

Tövbede Aceleci Olma Gerekliliğinin Nedeni

Neden bir an önce tövbe edilmelidir? Neden tövbeyi geciktirmek caiz değildir? Bu soruya farklı cevaplar verilebilir:

1- İnsan günah işledikten sonra ne kadar yaşayacağını; ölümle arasında ne kadar zaman kaldığını ve tövbe fırsatı bulup bulamayacağını bilmemektedir.

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Tövbeyi geciktirme; çünkü ölüm ansızın gelir. [2]

2- İnsanın günah işlemesi sonucunda kaybettiği maddî ve manevî nimetlere tekrar sahip olabilmesi için tövbede acele etmesi gerekir. Günahı ve etkilerini tanımak, günahtan uzak durmaya neden olur. Günaha bulaşma durumunda ise, en kısa zamanda insan tövbe etmelidir ki günahın yıkıcı etkilerinden kurtulabilsin. Nimetin elden çıkması, rızkın azalması, unutkanlık, hafıza zayıflığı, ilmî başarıyı kaybetme, iyiliklerin batıl olması, ömrün kısalması, ecnebilerin hâkimiyet ve sultası, insanın hor ve hakir hale düşmesi, kalbin kararması, ... günahın doğurduğu sonuç ve eserlerdir.

3- İnsanın fıtratı öyle bir yapı ve özelliğe sahiptir ki, ilk günahı işlemekle vicdan azabıyla karşı karşıya kalır ve insan, günah işlediğinden dolayı kendini kınar. Günahın tekrarıyla vicdanın tepkisi de gittikçe azalır. İnsan, günahta ısrar ve günahı tekrar sonucunda günaha alışkanlık kazanır. Günahın alışkanlığa dönüşmemesi için bir an evvel tövbenin berrak suyuyla ruh yıkanmalıdır.

Buna göre tövbe, insanın mevla ve efendisine karşı küstahlık hâli edinmesini önler. İmam Caferi Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Küçük günah, tekrar ve ısrar edilmesi durumunda artık küçük değildir; büyük günah da istiğfar durumunda büyük değildir.[3]

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Ey Mes'ud oğlu! Günah sarhoşluğundan sakın. Çünkü o, şarap sarhoşluğu gibidir ve hatta ondan da beterdir. Yüce Allah, günahkârlar hakkında "Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, doğru yola dönemezler"[4] buyurmaktadır.[5]

4- İşlenen her günahla birlikte hayâ perdelerinden biri ortadan kalkar ve günahın tekrarlanmasıyla birlikte bütün ismet perdeleri yok olur. Tövbe, bu sorunu ortadan kaldırır ve böylece insan tekrar ilâhî korumada ve örtüde yer alır.

Yüce Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Mümin insanın yetmiş iki örtüsü-perdesi vardır; bir günah işlediğinde bu perdelerden biri aralanır. Tövbe ettiğinde, Allah bu örtüyü ona geri verir.[6]

5- Âlem tümüyle yüce Allah'ın mahzarıdır ve kulların bütün amelleri yüce Allah tarafından, melekler ve evliyalar tarafından görülmektedir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:

Ve de ki: "Yapın yapacağınızı, muhakkak yaptıklarınızı Allah da görür, Peygamberi de, inananlar da."[7]

İnsanın bütün bu günahları yüce Allah'ın huzurunda işlediğine vakıf olması, bir an önce tövbe ederek bu utançtan kurtulmasını ve özür dilemesini gerektirir. Eğer insan, kime karşı asileştiğini ve kime itaatsizlik ettiğini bilirse, asla günahı küçük görmez. Allah Resulü (s.a.a) Ebuzer'e (r.a) şöyle buyurmuştur: Günahın küçüklüğüne değil, kime asi olduğuna bakmalısın.[8]

İnsanın günahı işlediği anı yüce Allah ve evliyası görmektedir ve ayrıca kulların amelleri dünya hayatında Allah Resulü'ne (s.a.a) ve kâmil insanlara arz edildiğinde de bu ameller görülecektir. Bu konu, günahkâr insanın daha çok utanmasına sebep olacaktır. Çünkü velayet sahibinin günahtan haberdar olması, kesinlikle onun hüzünlenmesine ve kederlenmesine neden olur. Bu utancı engellemek için zaman geçirmeden tövbe etmek gerekir ki, hem Allah tarafından sevilsin ve hem de Allah'ın velisinin kalbini şad etsin. Tövbede acele etmek, günahın melekler tarafından yazılmadan önce yok olmasına neden olacaktır.

Tövbenin gecikmemesi konusundaki yukarıdaki soruya başka cevaplar da verilmiştir ve bunların bazıları kısaca şöyledir:

– Tövbenin gecikmesi durumunda, insanın gizlide işlediği günahlar melekler tarafından ortaya çıkarılacak ve halk tarafından bilinecektir.

– Tövbe konusunda ihmalkâr davranmak, kalbin paslanmasından ötürü diğer amellerin kabul edilmemesine neden olabilecektir.

– Tövbeyi tehir etmek (geciktirmek), insanın diğer farzların ve ibadetlerin feyzinden mahrum kalmasına neden olabilecektir.

Tövbeyi geciktirmenin doğru olmadığını ve kınandığını gösteren pek çok hadis vardır. Bunlardan bazıları şöyledir:

İmam Ali (a.s): Tövbesini geciktirenin dini yoktur.[9]

İmam Ali (a.s): Amel olmaksızın ahirete ümit bağlayan ve uzun arzular yüzünden tövbeyi geciktirenlerden olma![10]

İmam Muhammed Bâkır (a.s): Tövbeyi ve hayır işleri geciktirmekten sakın! Çünkü bu, bir denizdir ki helak olanlar onda boğulur.[11]

İmam Muhammed Taki el-Cevad (a.s): Tövbeyi geciktirmek aldanıştır ve tehiri uzatmak ise, şaşkınlıktır.[12]

 

---------------

[1]- Tahrim, 8.

[2]- Muhaddis Nurî, Müstedrekü'l-Vesâil, c.12, s.124.

[3]- Şeyh Küleynî, Usul-u Kafî, c.2, s.288.

[4]- Bakara, 18.

[5]- Raziyyuddin Hasan b. Fazl-i Tabersî, Mekarimu'l-Ahlak, s.453.

[6]- Allame Meclisi, Biharu'l-Envar, c.70, s.362.

[7]- Tevbe, 105.

[8]- Raziyyuddin Hasan b. Fazl-i Tabersî, Mekarimu'l-Ahlak, s.460.

[9]- Tasnifu Gureri'l-Hikem ve Düreri'l-Kelim, s.194.

[10]- Deylemi, İrşadu'l-Kulub, c.1, s.144.

[11]- İbn-i Şu'be-i Harranî, Tuhafu'l-Ukûl, s.285.

[12]- İbn-i Şu'be-i Harranî, Tuhafu'l-Ukûl, s.456.




Bu haber 261 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI