Bugun...



Ahlak Sohbetleri 12. Bölüm

Ayetullah Mekarim Şirazi'nin Ahlak Dersleri – Kum/Mart/2019 * Tevfikin önemi nedir? * Neler tevfike sebep olurken, neler tevfiki kendimizden uzaklaştırır? * İmam Bagır'ın "la havle..." ifadesini açıklaması * Haram geliri olan birinden hediye kabul etmenin şartı * Amelin boyutunun değil, ihlasının önemi * Sa'lebe'nin tevfikini kaybetmesi

facebook-paylas
Güncelleme: 24-10-2019 17:17:56 Tarih: 24-10-2019 17:13

Ahlak Sohbetleri 12. Bölüm

 

 

 

 

Geçtiğimiz derste tevfik konusuna değindik. Tevfikin insanların ilahi yolda ilerleyebilmeleri için Allah’ın yarattığı vesile ve başlangıçlar olduğunu söyledik. Tevfikin tersi olan “hızlân” ise günahların sebeplerinin oluşması ve güzel ahlaktan uzaklaşmaktır. Elbette burada bir insanı iyi ya da kötü bir işe zorlamak söz konusu değildir. Zira bizler “cebri” kabul etmiyoruz.

 

İlahi Tevfikin Önemi

 

Söylediğimiz gibi ilahi tevfik olmadıkça bir yere varamayız. İlahi tevfikin oluşabilmesi için bizim tarafımızdan bir çabanın gösterilmesi gerekir. Bu konu birçok rivayette de beyan edilmiştir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için şu birkaç rivayete dikkat buyurunuz:

 

   * Hz. Ali’nin “diybac” adıyla meşhur hutbesinde şöyle geçer:

 

“Ey Allah'ın kulları, Allah'tan yakin[1]dileyin; çünkü yakin dinin başıdır… Ve O’ndan tevfik isteyin, zira tevfik dinin esası sayılır.”

 

Yakinden kasıt, Allah’a, Peygamberlere, İmamlara, cennet ve cehenneme kısacası dini inançlara imandır. Eğer yakin olursa ilerlemek daha kolay olacaktır. Yakin olmaz ise mümin hedefine kolaylıkla ulaşamaz.

 

Altyapı ve esas sayılan tevfiki, Allah’tan talep etmeliyiz. Eğer dinin başı olan yakin ve dinin esası olan tevfik (yukarıdaki rivayette belirtildiği üzere) oluşursa insan kesinlikle saadete erecektir! Şefkatli Yaradan’dan tevfik ve yakini istemeliyiz.  

 

   * İmam Bagır’a (as) “La havle vela kuvvete illa billah”ın anlamını sordular. İmam Bagır şöyle buyurdu: “Bu cümlenin anlamı şudur: Allah’ın yardımı dışında hiçbir şey günahı engelleyemez. Ve ilahi tevfik dışında hiçbir şey Allah’a itaat ve kulluğun oluşmasında kudret sahibi değildir.”

 

Yukarıdaki cümlede geçen “havle” kelimesi engel anlamındadır. Burada insan ve günah arasındaki engel olarak Allah’ın lütfu ifade edilir. Bu nedenle günahla aranızda engel oluşmasını istiyorsanız Allah’tan yardım dilemelisiniz. Aynı şekilde kulluk için de ilahi tevfike ihtiyacımız vardır. Tevfik olmadan Allah’a kulluk gerçekleşemez.

 

   * İmam Cevad (as) buyurdu: Mümin insan (Allah’a yakınlık ve kıyamet gününde saadete erebilmek için) üç şeye ihtiyaç duyar. İlahi tevfik, vicdan (geçtiğimiz derslerde üzerinde durduk) ve nasihatçilerin nasihatlerini kabul.

 

Masum imamların (as) zikrettiğimiz rivayetleri çok değerli ve anlamlıdır. Son rivayette üç önemli şey ifade edildi ve insanın saadete ermesi bu üç şeye bağlıdır.

 

Neler Tevfike Sebep Olur?

 

Geçen derste söylediğimiz üzere Yüce Allah birine ne hesap-kitapsız tevfik verir ne de sebepsiz yere tevfikten uzak kılar. Her ikisi için de O’nun bir hesabı kitabı vardır! Tevfike sebep olacak davranışlarda bulunan kimseye ilahi tevfik nasip olurken, tevfiki kendinden uzaklaştıracak işler görenden de tevfik uzaklaşır. Tevfik geldiğinde tüm kapılar açılır, tevfik uzaklaştığında ise kapılar kapanır... Kapı kapandığında cemaat namazları kaçırılır, gece namazları elden gider, kutsal ziyaretlere gidebilmek için hangi kapı çalınırsa çalınsın bir engel çıkar... Bu nedenle tevfike sebep olan ve tevfiki uzaklaştıran şeylere dikkat etmek son derece önemlidir.

 

* Şüpheli Şeyleri Terk Etmek

 

Tevfikin oluşmasını sağlayan meselelerden biri şüpheli şeyleri terk etmektir. Örnek verecek olursak, humus ve zekatını vermeyen ancak evine gitmen gereken biri var. Ona gittiğinde önüne gelen şeyin de humus ve zekatının verilmediğine ihtimal veriyorsan ilahi tevfikin uzaklaşmamasına dikkat etmelisin. Bu durumda olanlar için bizler şu şekilde icaze veriyoruz: orada yenilen şeyin miktarınca humus ve zekâtı bir fakire vermelidir.

 

Şüpheli durumlar karşısında sakınarak hareket etmek ilahi tevfike sebep olacaktır. Bu durumlarda özensiz davranmak ise tevfikin uzaklaşmasına sebep olacaktır.

 

Aynı şekilde örneğin komşumuzun bize bir hediye getirdiğini varsayalım. Fakat komşumuzun mesleği ve maaşının harama bulaşmış olduğunu biliyoruz. Komşuluk ilişkilerinde de hediyeyi kabul etmemenin hoş olmayan bir davranış olduğunu düşünüyorsak hediyeyi alıp, hediyenin ücretini komşumuzu niyet ederek sadaka olarak vermeliyiz. Ancak bu şekilde o hediyeyi kullanabiliriz. Böylece ilahi tevfikin uzaklaşmasına sebep olacak şüpheli bir durumdan güvende olmuş oluruz.   

 

Defalarca bazı yakınlarıma tavsiye ettiğim bir meseleyi siz değerli dinleyicilere de iletmek istiyorum. Tükettiğimiz ekmek ve etlerin üzerine zekat geliyor. Muhtemelen bu zekatlar ödenmiyor. Fıkhen zekatının verildiğini kabul edebiliriz ancak şüpheli mal “eser-i vez’i” (vez’i etkisi ahlaki bir terimdir) bırakacaktır. Dolayısıyla tükettiğimiz ekmek ve etin zekatını fakirlere vermek daha iyidir. Az bir meblağdır aynı zamanda. Örneğin bir aile yılda kırk kilo koyun eti tüketiyorsa, zekat olarak bir kilo koyun etini bir fakire vermeleri yeterlidir. Ekmek için de miktar azdır. Ancak etkisi ve bereketi önemlidir ve ilahi tevfike sebep olur!

 

* Amelde İhlas

 

Tevfike sebep olan şeylerden biri de amelde ihlastır. Bazen insan küçücük iyi bir davranışı ihlas ile yaptığında ilahi tevfike nail olur. Zira Allah o davranışın hacmine değil, ihlasa bakar.

 

Bu konuyla ilgili Kasas Suresi’nde Hz. Musa’nın hayatından bir kesiti örnek olarak görüyoruz. Hz. Musa Beni İsrail’den birini öldürmeye çalışan Firavun’un zalim taraftarlarından birine kuvvetli bir yumruk attı. O şahıs yere yıkılarak hayatını kaybetti. Haberin şehirde yayılmasıyla Firavun’un adamları Hz. Musa’yı yakalayıp cezalandırmak için yola koyuldu. İmanlılardan biri Hz. Musa’ya Firavun’un adamlarının kendisinin peşinde olduğunu haber verdi. Bunun üzerine Hz. Musa şehri terk ederek Medyen’e doğru hareket etti. Şehrin girişinde çobanların kuyudan su çekerek, koyunlarına içirdiklerini ve orada sırada bekleyen iki kıza sıra vermediklerini gördü. Yorgun ve bitkinliğine rağmen yalnızca ihlasla kızlar için tek başına kuyudan su çekerek kızların koyunlarına içirdi. Ardından başını gökyüzüne kaldırıarak, kısa ancak son derece edepli bir şekilde dua etti:

 

...Sonra gölgeye çekildi ve "Rabbim! Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım" dedi. Kasas/24

 

Bana herhangi bir şey ver demedi! Bana ne verirsen ona muhtacım dedi. Bir ağacın gölgesinin altında dua ve yakarış içindeyken Şuayb’ın (as) kızlarından biri yanına gelerek "Babam,  bizim yerimize (hayvanları) sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor" dedi. Hz. Musa para için kızlara yardım etmemişti ama Şuayb peygamber ücretini vermek istiyordu. Hz. Musa, Hz. Şuayb’ın yanına gitti. Bu tanışma Hz. Musa’nın o büyük peygamberin damadı olmasına ve uzun yıllar onun yanında bir şeyler öğrenmesine sebep olmuştu.

 

Evet! Hz. Musa küçük ancak ihlas ile bir davranışta bulunmuş, bu küçük davranışın sonunda ilahi tevfik kapıları yüzüne açılmıştı. Hem evsizlik ve gurbetten kurtulmuş, hem iyi bir iş bulmuş, hem eş ve çocuk sahibi olmuş, hem de yaşlı ve tecrübeli bir peygamberden eğitim alarak Firavun ile cihada hazırlanmış oldu.

 

Bazen ihlas ile yapılan bir davranış, örneğin fakir birinin elinden tutmak, yolunu kaybetmişe yardım etmek, anne ve babaya saygı göstermek ve mazlumların yanında olmak bir ömür tevfike sebep olur. Bu yüzden küçük ihlaslı işleri küçük görmemek gerekir.

 

 

Neler Tevfikin Uzaklaşmasına Sebep Olur?

 

Günah Meclislerine Katılmak

 

Tevfikin uzaklaşmasına sebep olan durumlardan biri günah meclislerine katılmaktır. Ne yazık ki günümüzde bu meclisler az değil! Kim ilahi tevfike nail olmak istiyorsa bu topluluklardan uzak durması gerekir. (Elbette bazıları bu duruma mecburen maruz kalıyorlar, o zamanlarda zaruret miktarınca caizdir.)

 

Bu konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet mevcuttur. Bunlardan biri de Enam Suresi’nin 68. Ayetidir. Yüce Allah bu ayette Hz. Peygamber’e (saa) hitap etmiş olsa da tüm ümmet için geçerlidir.

 

“Âyetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar kendilerinden uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma!”

 

Günah meclislerine birçok örnek verilebilir; Kuran’a, Ehli Beyt’e, İslam’ın mukaddesatına, İslami Cumhuriyete saygısızlık yapılan meclisler bunlara örnektir. İnsan böyle bir mecliste hazır bulunduğunda ilk olarak oradaki konuyu değiştirmeye çalışmalıdır. Eğer başarılı olamazsa ilahi tevfikin ondan uzaklaşmaması ve kapıların yüzüne kapanmaması için o ortamı terk etmelidir.

 

Günahlar

 

Resulullah’ın (saa) buyurduğu gibi insanı tevfikten uzaklaştıran şeylerden biri günahla kirlenmektir. Resulullah şöyle buyurmuştur: “Günahlar hızlâna yani tevfikin uzaklaşmasına sebep olur. Böylece insan küçük günahlardan büyük günahlara yönelir.”

 

Eğer bu yolda devam eder ve tövbe de etmezse, küçük günahlardan büyük günahlara yönele yönele sonunda kalbi simsiyah olur ve dönüş yolları kapanır!

 

Gösteriş

 

Tevfiki engelleyen şeylerden biri de dünyanın şatafatında boğulmaktır. Büyük servetlerin peşinde olmak insana Allah’ı unutturacaktır. Bu kimseler sadece alacak-vereceklerini düşünecek, altının fiyatını takip ederek zarar etmemeye çalışacak böylece Allah’ın tevfikinden uzaklaşacaktır.

 

Tevbe Suresi’nde bu konuyla ilgili oldukça anlamlı bir hadise yer alır. Söz konusu mesele Salebe bin Hatıb el-Ensarî ile ilgilidir. Salebe Cuma ve beş vakit cemaat namazına katılma tevfikine sahip biriydi. Ancak maddi durumu iyi değildi. Bir gün Allah Resulü’nün huzuruna giderek maddi durumunun düzelmesi için kendisine dua etmesini istedi. Peygamber, Sa’lebe’ye batın gözüyle bakarak zengin olmasının onun açısından iyi olmadığını anladı. Salebe’ye şöyle buyurdu: “Şükrünü eda edeceğin az mal şükrünü eda edemeyeceğin çok maldan hayırlıdır.” Fakat Salebe, Peygamberin sözünü anlamayarak, isteğini tekrarladı. Salebe, Peygamber’e Allah’ın kendisine fazla servet verdiği takdirde sürekli hayır işlerinde bulunacağı sözünü verdi. Peygamber ise isteğinde bu kadar ısrarlı olduğunu görünce onun için dua etti. Kısa bir süre sonra Salebe’nin akrabalarından biri vefat etti. Çok sayıda koyunu olan bu zengin kimsenin tüm mal varlığı Salebe’ye kaldı. Salebe bu kadar çok koyunla Medine’de yaşamaya devam edemeyeceğini anlayarak Medine dışında suyu bol, otlak bir yere yerleşti. Böylece günde beş vakit cemaat namazına katılma tevfikini kaçırmış oldu. Koyunların da sayısı gittikçe artıyordu. Peygamber bir gün zekat toplamakla görevli memurları Salebe’ye yollayarak zekat vermesini söyledi. Ancak şaşırtıcı bir şekilde bu yeni dünyaperest Salebe ilahi kanuna itiraz etti! Salebe, Peygambere bir mesaj yollayarak: “Bizler Müslüman olduk ki cizye vermeyelim. Zekat da Yahudi ve Mesihilerden alınan bir cizyedir!” dedi. Peygamber bunu duyduğunda üç defa “Vay olsun Salebe’ye!” diyerek onu kendi haline bıraktı.

 

Salebe bu olayla hem tevfiki elden bırakmış oldu hem de halk arasında hiçbir itibarı kalmadı. Bu itibarsızlığını kurtarabilmek için birinci halife zamanında zekat vermek için halifenin yanına gitti. Halife ise “Peygamber senden zekât almadığı için biz de almayacağız!” dedi.

 

Evet! Salebe servete ulaşabilmek için hem dünyasını hem de ahiretini kaybetti. Buna benzer zenginler günümüzde de az değil!

 

Tevfike sebep olan ve tevfiki uzaklaştıran çok şey vardır. Buraya kadar saydıklarımız yalnızca birkaç örnekti. Allah’tan bizleri tevfikinden mahrum etmemesini istiyoruz...

 

 

 

[1] bir şeyi kesin, sağlam ve doğru bir biçimde bilme.




Bu haber 332 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAŞAM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI