Bugun...


Hz. Masume’nin (s.a) Vefatı
Tarih: 26-10-2023 12:31:46 Güncelleme: 26-10-2023 12:31:46 + -


Hz. Fatıma Masume (Arapça: فاطمة المعصومة), İmam Kâzım’ın (a.s) kızı, Ehlibeyt ailesinin seçkin ve faziletli hanımefendisi, özel bir büyüklük ve konuma sahip, Kum Şehri imamzadesidir.

facebook-paylas
Tarih: 26-10-2023 12:31

Hz. Masume’nin (s.a) Vefatı

Hz. Masume’nin (s.a) doğum tarihi hakkında her hangi bir açıklama yapılmamış, ancak sonraki kaynaklarda doğum tarihinin hicretin 173. yılında ve Zilkade ayının birinci günü Medine’de olduğu belirtilmiştir.[1] Babası, Şiaların yedinci imamı, Hz. Musa b. Cafer’dir (a.s). Şeyh Müfid, İmam Kâzım’ın (a.s) kızları arasında adları "Fatıma Suğra" ve "Fatıma Kübra" olan iki kızın adını da zikretmektedir.[2]

Hz. Masume’nin (s.a) ilmî makamı hakkında nakledildiğine göre, bir gün bir grup Şia, Medine’ye gelerek, sorularını sormak için Hz. İmam Musa Kâzım’ın (a.s) mübarek evlerine gelirler. Ancak İmam (a.s) yolculuktadır. Bu yüzden Hz. Fatıma Masume (s.a) soruların yanıtını yazarak, onlara teslim eder. Onlar da cevaplarını alarak Medine’yi terk ederler; ancak şehir dışında İmam Kâzım’la (a.s) karşılaşırlar. Sonra İmam (a.s) sorulan soruları ve verilen yanıtı gördükten sonra üç kere şöyle buyurur: “Fedaha Ebuha” (Babası feda olsun) der.[3]

Hz. Fatıma Masume’den (s.a) ravi konumunda bazı hadisler nakledilmiştir. Örneğin: Gadir hadisi,[4] Menzilet hadisi,[5] Al-i Muhammed sevgisi,[6] İmam Ali (a.s) ve Şialarının makamı…[7]

İran’a Hicreti, Kum Şehrine Girişi ve Vefatı

"Kum Tarihi" kitabının yazarı şöyle yazmaktadır: Hicretin 200. yılında Abbasi halifesi Me’mun, İmam Ali b. Musa er-Rıza’dan (a.s) kendisinin veliahdı olması için Medine’den Merv şehrine gelmesini talep etti. İmam Rıza’nın (a.s) kız kardeşi hicretin 201. yılında abisini görmek için Merv’e doğru yola çıktı.[8]

Denildiğine göre Hz. Fatıma Masume (s.a) abisinden "Kendini yolculuk için hazırla"[9] diye bir mektup aldıktan sonra, kendi yakınları ve akrabaları ile birlikte İran’a doğru yola çıktı. İran’ın Save şehrine vardıklarında Ehlibeyt düşmanları ile aralarında şiddetli bir çatışma yaşandı. Bu çatışmada tüm kardeş ve kardeş çocukları şehadete erdi. Hz. Masume (s.a) tüm yakınlarının cenazelerini o şekilde görünce, ağır bir şekilde hastalandı.[10] Bu olaydan sonra, hadimine onu Kum’a götürmesi için emir verdi.[11]

Başka bir görüş ise, Hz. Masume’nin (s.a) hastalandığını duyan Al-i Sa’d hanedanının, onun huzuruna vararak, Kum’a davet etmek için karar aldıklarıdır. Bu meyanda, İmam Rıza’nın (a.s) ashabından Musa b. Hazrec öncülük etmiş ve Hz. Fatıma Masume’nin (s.a) yanına gitmiştir. Hz. Masume’nin (s.a) devesinin hörgücünden tutarak, Kum şehrine kadar getirmiş ve kendi evinde ona yer vermiştir.[12] Yeni kaynaklarda Hz. Masume’nin (s.a) Kum şehrine girişi 23 Rebiülevvel olarak belirtilmiştir.[13]

Hz. Masume (s.a), Kum şehrinde 17 gün kaldığı süre zarfında günlerini ibadet ve Allah’a raz-ı niyazla geçirdi. Günümüzde Hz. Masume’nin (s.a) Musa b. Hazrec’in evinde ibadetle geçirdiği yer Kum şehrinde “Satiye” veya “Beytu’n-Nur” diye meşhurdur.[14]

Yeni kaynaklarda vefat yıl dönümünün hicretin 201. yılında ve Rebiülahir ayının 10’unda 28 yaşında iken olduğu geçmektedir.[15] Bazıları ise, Rebiülahir ayının 12’sini belirtmiştir.[16] Şialar Hz. Masume’nin (s.a) naaşını kaldırmış ve Musa b. Hazrec’e ait "Babelan" adındaki bölgede defnetmişlerdir.

Nakledildiğine göre, kabir hazır olduğunda Şialar kimin kabre inmesi gerektiği konusunda aralarında istişare etmeye başladılar. Sonunda "Kadir" adlı takvalı bir yaşlı adam konusunda aralarında anlaştılar. Yaşlı adamın peşi sıra gittiklerinde ansızın yüzleri kapalı iki atlı Rikzar tarafından gelerek, defin işlemlerine başladı. O iki kişi defin işlemleri bittikten sonra kimse ile bir kelime bile konuşmadan atlarına binerek, oradan uzaklaştılar.[17] Sonra Musa b. Hazrec kabrin üzerinde hasırdan bir gölgelik yaptı. İmam Cevad’ın (a.s) kızı Zeynep hicretin 256. yılında halasının kabrini ziyaret etmek için Kum şehrine bir yolculuk gerçekleştirdi. Bu ziyaretinde kabrin üzerine bir kubbe yaptırdı.[18]

 

------------------

[1]- Müstedrek-i Sefinetu’l Bihar, c. 8, s. 261.

[2]- El-İrşat, c. 2, s. 244.

[3]- Kerime-i Ehlibeyt, s. 63 ve 64, Keşfu’l Leali’den naklen.

[4]- El-Gadir, c. 1, s. 107.

[5]- El-Gadir, c. 1, s. 107.

[6]- El-Avalim, c. 21, s. 354.

[7]- Biharu’l Envar, c. 65, s. 76.

[8]- El-Gadir, c. 1, s. 170.

[9]- Men la Yahzuruhu’l Hatib, c. 4, s. 461.

[10]- Kıyamu Saadat-ı Alevi, s. 160.

[11]- Tarih-i Kum, s. 163.

[12]- Biharu’l Envar, c. 48, s. 290.

[13]- Hz. Masume (s.a), Fatıma-ı Dovvum, s. 111.

[14]- Münteha’l A’mal, c. 2, s. 379.

[15]- Encum Feruzan, s. 58; Gencine-i Asar-ı Kum, c. 1, s. 386.

[16]- Müstedrek-i Sefinetu’l Bihar, s. 257.

[17]- Tarih-i Kum, s. 166; Biharu’l Envar, c. 48, s. 290.

[18]- Münteha’l A’mal, c. 2, s. 379.




Bu haber 1047 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI