Bugun...


Ehlader Başkanı Akaras'tan Oruç ve Takva Üzerine Değerlendirme
Tarih: 08-03-2024 15:56:50 Güncelleme: 08-03-2024 15:56:50 + -


Ehlader Genel Başkanı Kadir Akaras, Camlıkahve Ehlibeyt Mescidi'nde kılınan cuma namazında konuştu. "Oruç" ve "Takva" gibi kavramların tanımlarına ve Gazze'deki son gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

facebook-paylas
Tarih: 08-03-2024 15:56

Ehlader Başkanı Akaras'tan Oruç ve Takva Üzerine Değerlendirme

Camlıkahve Ehlibeyt Mescidi'nde eda edilen cuma namazı öncesi mimbere çıkan Türkiye'deki Ehlibeyt Alimlerinin çatı kuruluşu Ehlader Genel Başkanı Kadir Akaras, cemaate seslendi.

 

Allah'ın insanlara tavsiye ettiği farzlar ve sakındırdığı haramlara değinen Akaras, insanların karakterlerini ve ruhî yapısını şekillendirirken takva duygusunu da beslediğini belirtti. Takva, insanın, Yüce Allah'ın emirlerine uygun bir şekilde yaşamasını ve haddini bilmesini ifade ettiğini vurguladı.

 

Farzlar ve haramların, insanın kendi fıtratına uygun bir yaşam sürmesine rehberlik edip ve başkalarının haklarına saygı duyması gerektiğine değinen Ehlader Başkanı, "Takva, sadece namaz kılmak ve oruç tutmakla sınırlı değildir. Önemli olan bu ibadetlerin nitelikli bir şekilde yerine getirilmesidir. İnsan, takva duygusuyla hareket ettiği zaman, işlediği her amelin Allah'ın hoşnutluğunu kazanmayı amaçlamalıdır" dedi.

 

“Oruç ve takva” kavramlarının anlamlarına vurgu yapan Akaras, "Oruç, İslam inancında önemli yer tutar. Oruç, İslam'ın temel ibadetinden biridir ve İslam inancına göre, Müslümanlar için farz kılınmıştır. Oruç, Kur’an ayetlerine ve peygamberin sünnetine dayanır ve İslam'ın en mühim hususlarından biridir" dedi.

 

“Orucun sadece fiziksel olarak yemek ve içmekten uzak durmayı değil, aynı zamanda kötü düşüncelerden, kötü davranışlardan ve günahlardan da kaçınmayı da gerektirdiğine” değinen Ehlader Başkanı, "Oruç tutan bir kişi sadece bedensel olarak değil, aynı zamanda manevi olarak da kendini kontrol etmeye çalışır. Oruç, bireyin sabrını, iradesini ve disiplinini güçlendirir" dedi.

 

“Takvanın Allah'a karşı gelmekten sakınmayı; doğru ve erdemli bir yaşam sürmeyi ifade ettiğini” söyleyen Akaras, “Takvanın, Allah'ın emirlerine uygun yaşamayı, iyilik yapmayı ve kötülükten kaçınmayı içerdiğini” belirtti. Orucun, takva duygusunu güçlendirdiğine vurgu yaparak, "Oruç tutan bir kişi, Allah'ın rızasını kazanmak için bu ibadeti yerine getirir ve günahlardan kaçınmayı hedefler" dedi.

 

Orucun, kişinin manevi olarak kendini güçlendirmesine, kendini kontrol etmesine ve takva duygusunu geliştirmesine yardımcı olduğunu ifade eden Ehlader Başkanı, "Oruç tutmak, kişinin Allah'a olan bağlılığını artırır ve manevi bir arınma süreci sağlar. Bu nedenle “oruç ve takva” kavramları, İslam inancında birbirini tamamlayan önemli kavramlardır ve Müslümanlar için yaşamlarında önemli bir rol oynar" dedi.

 

Orucun İslam'ın farizalardan biri olduğuna değinen Akaras, "Oruç, insanı takva sahibi yapma amacı taşır. Tüm Müslüman topluluklara farz kılınmış olmasına rağmen, oruç ibadetinin her kavime ulaştığı bilinmektedir. Orucun esas gerekçesi, kişinin takva sahibi olmasını sağlamaktır. Eğer oruç, kişide takva duygusu oluşturuyorsa, bu kişinin Allah'a olan yakınlığı ve itaati artar. Ancak oruç, sadece açlıkla sınırlı kaldığında, manevi kazanımlar yerine maddi bir sıkıntıdan öteye geçemez" dedi.

 

Orucun faylarına da vurgu yapan Akaras şunları kaydetti: "Oruç, İslam'ın temel ibadetinden biridir. Bu ibadet, inananlar için hem manevi hem de bedensel faydalar sağlar. Manevi boyutta, oruç kişinin Allah'a olan yakınlığını artırır, takva duygusunu güçlendirir ve manevi bir arınma süreci sağlar. Bununla birlikte, orucun bedensel faydaları da oldukça önemlidir ve bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Bu nedenlerle, orucun sadece manevi değil, aynı zamanda bedensel sağlık üzerinde de olumlu etkileri olduğu bilinmektedir."

 

Gazze'deki gelişmeler ve Lübnan'daki toplantı

 

Lüban'daki Müslüman Alimler Birliği tarafından düzenlenen, "Gazze" konulu konferansa katılan Akaras, "Lübnan Müslüman Alimler Birliği'nin düzenlediği program, 25 ülkeden alimlerin katılımıyla gerçekleşti. Bu toplantıya hem Ehli Sünnet'ten ve hem de Şii alimlerin katılması, İslam dünyasındaki birlik ve beraberliği göstermesi açısından önemlidir. Toplantıda, Direniş Cephesi'ne yapılan yardımların sadece Şii topluluklar tarafından değil, tüm İslam toplumlarından geldiği bir kez daha görüldü" dedi.

 

7 Ekim'den beri saldırıların devam ettiği Gazze'de savaş suçları işleyen Siyonist İsrail'le ticari ilişkilerin devam etmesine tepki gösteren Ehlader Başkanı, "Siyonist İsrail'le yapılan ticaret neden devam ediyor? Gazze'nin maruz kaldığı ablukaya biraz da Siyonist İsrail'i maruz bırakalım. Biraz da onlar aç kalsın. 'Gazze’nin yanındayız' deyip, ticaretin devam etmesi samimi ve mantıklı bir hareket değildir. Eğer yapabilme gücümüz yoksa buna göre davranabiliriz. Ama Yemen'e bakınca görüyoruz ki samimi bir şekilde bu işi isteyenlerin gerekli mücadeleyi ortaya koyduğunu görüyoruz. Bu konuda daha samimi ve dirençli hareket etmeliyiz" dedi

 

İşgalci İsrail'in Gazze saldırılarına değinen Akaras, Siyonist İsrail'in kadın, çocuk, sivil, masum katletmek dışında bir iş yapmadığını belirtti.

 

Soykırıma rağmen Gazze'nin mücadeleye ve direnişe devam ettiğini belirten Ehlader Başkanı şunları kaydetti: "Gazze savaşçıları, yalnızca insani yardımlara ihtiyaç duyuyor. Askerî destek beklemeksizin destansı bir mücadele verdiklerini görüyoruz. Direniş Cephesi'nin gücü karşısında artık ABD yardım talep edecek konuma gelmiştir. Yemen'in operasyonları sömürgecileri çaresiz bırakmıştır."




Bu haber 469 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI