İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim yaratıcıya itaat ederse, yaratığın hoşnutsuzluğu ve gazabından dolayı korkuya kapılmaz.”‌[2]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim dostluğunu ve düşüncesini emrine verirse, sende itaatini emrine ver.”‌[3]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir gün adalet zulme galip gelirse, kötülüğü sana belli olmadıkça herhangi birine kötü zanda bulunman haramdır. Ve bir gün de zulüm adalete galip gelirse, iyiliği kendisine belli olmadıkça hiç kimse, birine iyi zanda bulunmamalıdır.”‌[4]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kendini beğenmişlik, insanı ilim talep etmekten alıkoyar ve başkalarının aşağılamasına ve cehalete davet eder.”‌[5]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şükreden kimse için şükretmenin mutluluğu, şükre sebep olan nimetin mutluluğundan daha çoktur. Zira nimet bir metadır ama şükür, nimetler ve akıbettir. (İyi sona sahiptir.)”‌[6]

İmam Hadi (a.s), kendi Şiilerine şöyle buyurmuştur: “Allah’tan korkun ve bizlere süs olun; utanç sebebi değil. Sevgileri bizlere celb edin ve her türlü çirkinliği bizden uzak kılın.”‌[7]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Çekişmek eski dostluğu ve sağlam düğümü bozar. Çekişmede varolan en küçük şey herkesin diğerine galip gelmesini istemesidir ve bu üstün gelme arzusu dostluk bağının kopmasına sebep olan asıl etkendir.”‌[8]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’tan korkarsa, insanlar da ondan korkar. Her kim Allah’a itaat ederse, insanlar da ona itaat eder. Her kim yaratıcıya itaat ederse, yaratıkların hoşnutsuzluğuna itina göstermez. Her kim de yaratıcıyı hoşnutsuz kılarsa, yaratıcının gazabına uğramaya layıktır.”‌[9]

İmam Hadi (a.s), yanına gelen Rey ehlinden birisine şöyle buyurmuştur: “Neredeydin?”‌ O şahıs, “Hüseyin’in (a.s) ziyaretine gitmiştim”‌ dedi. İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Şüphesiz şehrinizdeki Abdulazim’in kabrini ziyaret edersen, Hüseyin b. Ali’yi (a.s) ziyaret eden kimse gibi olursun.”‌[10]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Zalim bir hakim hilmi sebebiyle neredeyse bağışlanır. Haklı olan beyinsiz ise, beyinsizliği ile neredeyse hakkının nurunu söndürür.”‌[11]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’tan sakınan kimseden sakınılır.”‌[12]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hayırdan daha hayırlısı yapanıdır; güzelden daha güzeli söyleyenidir ve ilimden daha üstünü taşıyanıdır.”‌

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya bir pazardır. Bir grup onda kazanır ve diğer bir grup ise, onda zarar eder.”‌ [13]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim kendini hor görürse, şerrinden güvende olma.”‌[14]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Aziz ve celil olan Allah, Musa b. İmran (a.s) ile konuşunca Musa şöyle arzetti: “Sıla-i rahimde bulunan kimsenin mükafatı nedir?”‌ Allah şöyle buyurdu: “Ey Musa! Onun ölümünü ertelerim ve can vermenin zorluklarını ona kolaylaştırırım.”‌[15]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “İhmalkarlıktan kaynaklanan hasretleri hatırlarsan eski uzak görüşlülüğü elde edersin.”‌[16]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kınamak kin tutmaktan daha hayırlıdır.”‌[17]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Hikmet fasıt/bozuk ruhlarda yer etmez.”‌[18]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer insanların her biri bir vadiye yürüseler, ben bir olan Allah’a halis bir şekilde ibadet eden kimsenin vadisine yürürüm.”‌[19]

İmam Hadi (a. s), tevbe-i nasuh hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: “Ba‌tının, zahir gibi ve hatta ondan daha iyi olmasıdır.”‌[20]

İmam Hadi (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cahil kimse dilinin esiridir.”‌[21]

-----------------

[1]- Derret’ul Bahire, 42

[2]- a.g.e. 78/366/2

[3]- Bihar, 78/365/4

[4]- A’lam’ud-Din, 312

[5]- Bihar, 72/199/27

[6]- Tuhef’ul Ukul, 483

[7]- Tuhef’ul Ukul, 488

[8]- A’lam’ud Din, 311

[9]- el-Bihar, 71/182/41

[10]- Sevab’ul A’mal, 124/1

[11]- Bihar, 78/365/3

[12]- el-Bihar, 78/366/2

[13]- el-Bihar, 78/366/1

[14]- Tuhef’ul Ukul, 483

[15]- Emali’el Seduk, 173/8

[16]- A’lam’ud-Din, 311

[17]- el-Bihar, 78/369/4

[18]- a.g.e. 78/370/4

[19]- Tenbih’ul Havatir, 2/109

[20]- a.g.e. 22/20

[21]- Ed-Durret’ul Bahire, 41