Bugun...


Hz. Masume’nin (s.a) Kum Şehrine Girişi
Tarih: 09-10-2023 09:35:31 Güncelleme: 09-10-2023 09:35:31 + -


Hz. Fatıma Masume (Arapça: فاطمة المعصومة), İmam Kâzım’ın (a.s) kızı, Ehlibeyt ailesinin seçkin ve faziletli hanımefendisi, özel bir büyüklük ve konuma sahip, Kum Şehri imamzadesidir.

facebook-paylas
Tarih: 09-10-2023 09:35

Hz. Masume’nin (s.a) Kum Şehrine Girişi

Eski kaynaklarda Hz. Masume’nin (s.a) doğum tarihi hakkında her hangi bir açıklama yapılmamış, ancak sonraki kaynaklarda doğum tarihinin hicretin 173. yılında ve Zilkade ayının birinci günü Medine’de olduğu belirtilmiştir.[1] Babası, Şiaların yedinci imamı, Hz. Musa b. Cafer’dir (a.s). Şeyh Müfid, İmam Kâzım’ın (a.s) kızları arasında adları "Fatıma Suğra" ve "Fatıma Kübra" olan iki kızın adını da zikretmektedir.[2]

İbn-i Cevzi, İmam Kâzım’ın (a.s) çocuklarını saydığında bu isimlere ilave olarak "Fatıma Vusta" ve "Uhra" isimlerini de saymıştır.[3] Hz. Fatıma Masume’nin (s.a) annesi İmam Rıza’nın (a.s) da annesi olan Necme Hatun’dur.[4]

"Masume", kendisinin en meşhur lakabıdır. Bu isim Hz. Ali b. Musa er-Rıza’dan (a.s) nakledilen bir rivayette geçmiştir. İmam Rıza (a.s) bu hadiste şöyle buyurmuştur: Her kim Masume’yi Kum’da ziyaret ederse, beni ziyaret etmiş gibi olur.[5] Aynı şekilde rivayet edildiğine göre hazret kendisini İmam Rıza’nın (a.s) kız kardeşi “Masume” olarak tanıtmıştır.[6] "Tahire", "Hamide", "Barre", "Raşide", "Takiye", "Nakiye", "Raziye", "Merziye", "Seyyide" ve "Uhtu Rıza" diğer lakaplarıdır.[7]

Ziyaretnamesinde ise, "Sıddıka" ve "Seyyidetü’n-Nisai’l Alemin" lakaplarına da işaret edilmiştir.[8] Hz. Masume (s.a) günümüzde Ehlibeytin Kerimesi olarak ünlenmiştir.

Hz. Masume’nin (s.a) ilmî makamı hakkında nakledildiğine göre, bir gün bir grup Şia, Medine’ye gelerek, sorularını sormak için Hz. İmam Musa Kâzım’ın (a.s) mübarek evlerine gelirler. Ancak İmam (a.s) yolculuktadır. Bu yüzden Hz. Fatıma Masume (s.a) soruların yanıtını yazarak, onlara teslim eder. Onlar da cevaplarını alarak Medine’yi terk ederler; ancak şehir dışında İmam Kâzım’la (a.s) karşılaşırlar. Sonra İmam (a.s) sorulan soruları ve verilen yanıtı gördükten sonra üç kere şöyle buyurur: “Fedaha Ebuha” (Babası feda olsun) der.[9]

İran’a Hicreti ve Kum’a Girişi

"Kum Tarihi" kitabının yazarı şöyle yazmaktadır: Hicretin 200. yılında Abbasi halifesi Me’mun, İmam Ali b. Musa er-Rıza’dan (a.s) kendisinin veliahdı olması için Medine’den Merv şehrine gelmesini talep etti. İmam Rıza’nın (a.s) kız kardeşi hicretin 201. yılında abisini görmek için Merv’e doğru yola çıktı.[10] Denildiğine göre Hz. Fatıma Masume (s.a) abisinden "Kendini yolculuk için hazırla"[11] diye bir mektup aldıktan sonra, kendi yakınları ve akrabaları ile birlikte İran’a doğru yola çıktı. İran’ın Save şehrine vardıklarında Ehlibeyt düşmanları ile aralarında şiddetli bir çatışma yaşandı. Bu çatışmada tüm kardeş ve kardeş çocukları şehadete erdi. Hz. Masume (s.a) tüm yakınlarının cenazelerini o şekilde görünce, ağır bir şekilde hastalandı.[12] Bu olaydan sonra, hadimine onu Kum’a götürmesi için emir verdi.[13]

Başka bir görüş ise, Hz. Masume’nin (s.a) hastalandığını duyan Al-i Sa’d hanedanının, onun huzuruna vararak, Kum’a davet etmek için karar aldıklarıdır. Bu meyanda, İmam Rıza’nın (a.s) ashabından Musa b. Hazrec öncülük etmiş ve Hz. Fatıma Masume’nin (s.a) yanına gitmiştir. Hz. Masume’nin (s.a) devesinin hörgücünden tutarak, Kum’a kadar getirmiş ve kendi evinde ona yer vermiştir.[14] Yeni kaynaklarda Hz. Masume’nin (s.a) Kum’a girişi 23 Rebiülevvel olarak belirtilmiştir.[15] Hz. Masume (s.a), Kum’da 17 gün kaldığı süre zarfında günlerini ibadet ve Allah’a raz-ı niyazla geçirdi. Günümüzde Hz. Masume’nin (s.a) Musa b. Hazrec’in evinde ibadetle geçirdiği yer Kum’da “Satiye” veya “Beytu’n-Nur” diye meşhurdur.[16]

 

 

---------------

[1]- Müstedrek Sefinetu’l Bihar, c. 8, s. 261.

[2]- El-İrşat, c. 2, s. 244.

[3]- Tezkiretü’l Havas, s. 315.

[4]- Delailu’l İmamet, s. 309.

[5]- Reyahinu’ş-Şerife, c. 5, s. 35.

[6]- Daru’l İslam, c. 2, s. 170.

[7]- Envaru’l Meşaşiin, c. 1, s. 211.

[8]- Zubdetu’t-Tasanif, c. 6, s. 159.

[9]- Kerime-i Ehlibeyt, s. 63 ve 64, Keşfu’l Leali’den naklen.

[10]- El-Gadir, c. 1, s. 170.

[11]- Men la Yahzuruhu’l Hatib, c. 4, s. 461.

[12]- Kıyamu Saadat-ı Alevi, s. 160.

[13]- Tarih-i Kum, s. 163.

[14]- Biharu’l Envar, c. 48, s. 290.

[15]- Hz. Masume (s.a), Fatıma-ı Dovvom, s. 111.

[16]- Münteha’l A’mal, c. 2, s. 379.




Bu haber 1528 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI