Camlıkahve Ehlibeyt Mescidi'nde cuma namazı eda edildi. Cuma namazı öncesi mimbere çıkan Türkiye'deki Ehlibeyt Alimlerinin çatı kuruluşu Ehlader Genel Başkanı Kadir Akaras cemaate seslendi.

Taassubun, tarih boyunca insanlığın en büyük sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Ehlader Başkanı, “insanların herhangi bir konuda tutucu olmaları, düşüncelerini sıkı sıkıya sahiplenmeleri ve tefekkür etmemeleri sonucu olarak farklı biçimlerde ortaya çıkan bir sorun” olarak değerlendirdi.

Taasubun birçok farklı olguda görülebileceğini ifade eden Akaras, "Din, mezhep, ırk, makam, mülk veya sermaye üzerinden taassup göstermek, İslam'ın kabul etmediği bir durumdur" dedi.

Öncelikle bu duygunun varlığının kabul edilmesi gerektiğini belirten Ehlader Başkanı, bu duyguyu yönetmenin ise, bireylere kalmış bir sınav olduğunu dile getirdi.

“İnsanların mücadele etmenden sahip oldukları şeyler için övünmesinin mantıksız olduğunu” vurgulayan Akaras, bir insanın doğarken Türk, Kürt veya İngiliz olacağını seçemediği gibi, bu kavramlarla övünmenin de bir anlamının olmadığını belirtti.

İnsanın “inanma ve tapma duygusunun bazı noktalarda baskın olduğunu” dile getiren Ehlader Başkanı, "İslam, bu duyguyu nasıl doyuracakları konusunda bireylere özgürlük tanır. İslam, insanları doğruyu takip etmeye, iyiliği gözetmeye, komşularının haklarına saygı göstermeye teşvik eder" dedi.

İslam’ın maddi olgular üzerinde olan taassubu tamamıyla reddettiğini ifade eden Akaras, şunları kaydetti:

"Taassup konusunda İmam Ali'nin (a.s) 'İnsanlar iki konuda tutucu olurlar. Cahilleri aldatmak ve akılsızları yönlendirmek için' dediği naklediliyor. Detaylı bakınca anlayacağımız husus olarak öne çıkan konu, cahilleri aldatmak için kullanılan taassup metodudur.  Bu metot ırksal bir üstünlük olarak kullanılabiliyor ve cahil insanlar bu şekilde yönlendiriliyor. Diğer bir kullanım şekli ise, bilgisi olan kişilerin bile düşünce şekillerini kontrol etmektir. Bir bakıma insanların düşünmesinin önüne geçmek ya da kendi istedikleri şekilde düşünmesini sağlamaktır."

Terör saldırıları ve bölgenin tutumu

Lübnan, Sarıkamış, Gazze ve İran'ın Kirman şehrindeki terör saldırılarında şehit olanlara rahmet dileyerek konuşmasına devam eden Ehlader Başkanı, ABD ve Siyonist İsrail'in varlıklarının terör üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

Batı Asya bölgesinde bulunan terör örgütlerinin kurucularının ABD ve Siyonist İsrail olduğu belirten Ehlader Başkanı, ABD'nin "Demokratik Dünya" iddiasının altını çizerek, 15 Temmuz girişiminin ABD'nin etkisiyle gerçekleştiğini ve Batı Asya bölgesinde oluşan istikrarsızlığın ana sebebinin emperyalist güçler olduğunu ifade etti.

Gazze'nin, İslam dünyası için zaferin anahtarı olduğu belirten Akaras, İşgalci İsrail saldırıları sonrası Hamas'a olan bakışın değiştiğini vurgulayarak "Artık bütün özgür insanlar Hamas'ın bir parçasıdır" dedi.

Gazze'deki soykırıma destek veren ülkelerin demokrasi ve insan hakları iddialarının çeliştiğini belirten Ehlader Başkanı, batılı ülkelerin insan hakları iddialarının artık toplumlar tarafından karşılık görmediğini vurguladı.

Batı Asya bölgesinde yapılan terör saldırılarına karşı İslam dünyasının birleşmesi gerektiğini vurgulayan Akaras, İslam ülkelerinin ana gündem maddesinin "Gazze'nin özgürlüğü" olması gerektiğini dile getirdi.

İran'da 89 kişinin şehadetiyle sonuçlanan kanlı terör saldırısına ilişkin önemli noktalara değinen Ehlader başkanı şunları kaydetti:

"İran'ın bölgedeki terör saldırılarına karşı duran bir güç olduğu ortada. İşgalci İsrail bu saldırıları destekliyor ve devam etmesi için mücadele ediyor. Bu saldırıların adresleri bize bazı noktaları gösterecektir. ABD, Kızıldeniz'de Yemen'e saldırıyor; Siyonist İsrail, Hamas ve Hizbullah'a; aynı zamanda Suriye'de Devrim Muhafızları Komutanına saldırıyor. Bu saldırılar direkt olarak İran'a ve Direniş Ekseni üyelerine yapılıyor. Siyonist İsrail, Gazze'de yaşadığı mağlubiyeti bu şekilde kapatmaya çalışıyor."