Tweet |
Cevap: Akli burhan esasına göre ruhların tezhibi, nefislerin tezkiyesi ve arındırılması ve insanın kendisiyle, Allah ile ve dış âlemle olan ilişkilerinin düzenlenmesi sürecindeki “Genel nübüvvet” zorunlu olarak ilahi kanuna dayalı olan bir hükümet sisteminin tesis edilmesiyle gerçekleşir ve toplumun siyasi önderlik ve idaresi de nübüvvetten alınmaktadır. Zira toplum; cihat, savunma, sınırların korunması, uluslar arası ilişkilerin düzenlenmesi vs. olmaksızın ve yalnızca öğreti ve irşat yoluyla kendi dini yaşamına ulaşamaz. Kısacası insani yüce hayatın tamamlanması için nübüvvet gereklidir ve yeryüzünde yalnızca bir fert olsa dahi yine de vahye muhtaçtır -her ne kadar o vahiyde hükümetle alakalı hüküm gelmemiş olsa da- ve eğer yeryüzünde yaşayanların sayısı bir kişiden fazla olsa, şüphesiz onların toplumsal ilişkilerinin düzenlenmesi için kanun oluşturulmasına ve hükümete ihtiyaç vardır.
Elbette özel şartlarda bir peygamber için hükümet oluşturmak mümkün olmayabilir. Peygamber Ekrem (s.a.a) buna bir örnektir, zira Peygamber (s.a.a), kendi risaletinin ilk yıllarında hükümet kurma gücüne sahip değildi. Aynı şekilde toplumun hükümet sorumluluğunu üstlenen büyük bir peygamberin asrında, bazı ilahi enbiyaların bu büyük peygamberin hükümeti çatısı altında olmaları gerekmektedir ve yalnızca dini hükümleri tebliğ etme makamıyla görevlendirilip ayrı ve müstakil bir hükümet kurma hakları olmayabilir. Hz. Lût (a.s) bunun örneğidir zira o, Hz. İbrahim Halilullah’ın hükümeti çatısı altında idi ve ayrı bir hükümeti yoktu: "Bunun üzerine Lût ona iman etti"(1)
Bu konunun hiçbir sorunu yoktur; zira böyle kimselerin nübüvveti, tüm bölge idaresini üstlenen büyük bir peygamberin peygamberliği gölgesi altıdadır. Sonuç itibariyle hiçbir nübüvvet hükümetsiz değildir.
Bu yüzden siyaset, toplum ve hükümet sahnesinde nebilerin varlığı, Kur’an-ı Kerim’de kısmen geçmektedir:"Nice peygamberler vardı ki; beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler. Allah sabredenleri sever."(2)
Hz. Nuh (a.s), Hz. İsa (a.s) ve diğer ilahi nebilerin bazılarının hükümetlerinin Kur’an-ı Kerim’de zikredilmemesi, onların hükümetlerinin olmadığına dair bir delil değildir bilakis bu peygamberler, ayette geçtiği üzere, kendilerinden haber verilmeyen peygamberlerdendirler: “Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık.”(3) Yani beşer tarihindeki ilahi peygamberlerin bazıları, Kur'an-ı Kerim’de zikredilmediği gibi, zikredilenlerin de özelliklerinin birçoğu belirtilmemiştir.
-----------------
1. Ankebut Suresi, 26. ayet
2. Âl-i İmran Suresi, 146. ayet
3. Nisa Suresi, 164. ayet
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024