Bugun...


Maneviyatı Güçlendirme Yolları
Tarih: 02-05-2024 15:25:15 Güncelleme: 02-05-2024 15:37:15 + -


İnsan, ilahi yolculuğa adım atarak kendi mutlak mükemmelliğine yakınlaşmak istiyorsa, yaşamının tüm düşünce ve eylemlerini tevhidin ve ilahi emirlerin çerçevesinde düzenlemelidir.

facebook-paylas
Tarih: 02-05-2024 15:25

Maneviyatı Güçlendirme Yolları

Bismillahirrahmanirrahim

 

Yaşamının tüm düşünce ve eylemlerini tevhidin ve ilahi emirlerin çerçevesinde düzenleyip mutlak mükemmelliğine yakınlaşmak isteyen kimseye bir dizi unsurlar gereklidir:

1- Allah'ı Tanıma: İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:

اوَّلُ عِبادَةُ الله مَعرِفَتُهُ.

“Allah'a ibadetin ilk adımı, onun tanınması ve bilinmesidir.”

 

2- Allah'a İman: Tanıma ve itikattan daha yüce ve daha değerli olan, Allah'a imandır. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

الایمانُ شَجَرَةٌ اصلُها الیَقِینُ.

“İman, kökleri yakin olan bir ağaçtır.”

Dolayısıyla, bu hadise göre imanın kökü, sadece reddedilip kabul edilen bir inanç veya bilgi değil, kalbin yakini inancıdır.

 

Başka bir rivayette İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:

لا عِبادَةَ الاّ بیَقِینٍ.

“Yakin olmayan ibadet yoktur.”

 

Bu nedenle, iman ağacının kökü yakindir ve bu yakin, gerçek ibadetin oluşmasını sağlar. Sonuçta Allah'a iman, gerçek ibadeti gerçekleştirir. Dolayısıyla mutlak mükemmelliğe ulaşmak isteyen bir kişi, Allah'ı tanımanın yanı sıra Allah'a iman da etmelidir.

 

İmanın kalpte sağlam ve kararlı olmasını sağlayan en önemli şeyin takva olduğu da dikkate değerdir. İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şu sözleri bu konuda aydınlatıcıdır:

سئل الصادق (علیه السلام) ما الذى یثبت الایمان .قال: الذى یثبته فیه الورع والذى یخرجه منه الطمع.

İmam Cafer Sadık'a (a.s) şöyle soruldu: “İmanı sağlamlaştıran şey nedir?” O da şöyle cevap buyurdu: “Kalpte imanı sağlamlaştıran ve onu güçlendiren takvadır. Kalpten imanı çıkaran ise, hırs ve tamah etmedir.”

 

3- Allah'ın Emirlerini Tanıma: Mükemmelliğe ulaşmanın diğer gerekliliklerinden biri de Allah'ın emirlerini tanımaktır. Bu aşama, Allah'ı tanıma ve O’na iman etmenin ve ilahi elçileri tanımanın ardından gelir; çünkü Allah'ın emirlerini elde etmek için ilahi elçileri tanımalı; sonra onların risaletini anlayarak Masum İmamın (a.s) gaybet döneminde, büyük alim ve fakihlerin risalet ve görevlerine vakıf olmak gerekir.

 

Bu konuda teorik görüşler ve inançlar açısından, peygamberlik ve imamet konularına başvurmak gereklidir; ancak pratik emirlerin tanınması açısından, müçtehitlerin ilmi risalelerine başvurmak yeterlidir. Bu nedenle, risalelere başvurarak ilahi farz ve haramları tanıyabiliriz. Böylece gerçek bir Allah kulu olma niteliği gerçekleşir.

 

4- Allah'ın Emirlerini Tercih Etmek: Birçok kimse, Allah'ın emirlerini tam olarak tanıyabilir ve ilahi haram ve helallerden haberdar olabilir; ancak nefsi arzuların ve şeytanın vesveselerinin ortaya çıkmasıyla, Allah'ın emirlerine uymak yerine, onları ihmal edebilir. Ancak mutlak mükemmelliğe ulaşmak isteyen kimseler, Allah'ın emirlerini, nefsin, şeytanın ve arzuların emirlerine tercih ederler.

 

İmam Zeynel Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur:

من عمل بما افترض الله علیه فهو من اعبد الناس.

“Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getiren kimse, insanların en çok ibadet edenidir.”

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

لا عِبادَةَ کاَداءِ الفَرائض.

“Farzları yerine getirmekten başka ibadet yoktur.” Bu nedenle farzları yerine getirmek ve haramlardan kaçınmak her şeyden tercih edilendir.

 

5- Allah'a Kulluk Yolunda Süreklilik: Allah'a ve mutlak mükemmelliğe ulaşmak için gerekli şeylerden biri de hayat boyu ve sürekli olarak Allah'a kulluk etmektir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim'de Hz. Peygamber'e (s.a.a) hitaben şöyle buyuruyor:

فاعبده واصطبر لعبادته.

“O’na ibadet et ve ibadetinde sabırlı ol.” [1]

 

Gerçek bir Allah kulu için, yorgunluk ve sınırlı kulluk etme yoktur. İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor:

دوام العبادة برهان الظفر بالسعادة.

“Sürekli ibadet, saadete ulaşmanın açık kanıtıdır.” [2]

 

Sürekli ve devamlı ibadet, mutluluğa ve saadete ulaşmanın kesin bir belirtisidir. Bu noktayı hatırlamak önemlidir; çünkü ibadet, sadece namaz ve oruçtan ibaret değil, aynı zamanda Allah'ın emirlerine itaat etmek ve yasaklarından kaçınmaktır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor:

غایَةُ العِبادة الطاعه

“İtaat, ibadetin son noktasıdır.” [3]

 

Dolayısıyla, Allah'a karşı sürekli kulluk etmek ve O'na sürekli bir şekilde teslim olmak, gerçek bir Allah kulu için önemli niteliklerdendir.

 

6- Günlük nafile olan müstehap ibadetler arasında, özellikle gece namazının özel bir yeri vardır ve müminlerin en üst noktaya yükselişi ve “Mahmut makamına” ulaşmalarında en iyi araçtır. Ancak bu ibadetlerde aşırılıktan kaçının ve miktar yerine kaliteye, dikkate ve kalp huzuruna önem verin.

 

7- İbadetlerin yanı sıra, bedensel sağlığınıza da dikkat edin ve bunu kendi görevlerinizden biri olarak kabul edin. Tüm konularda dengeli olmaya özen gösterin.

 

8- Ahlak, irfan, inanç ve tefsir kitaplarını okuyun.

 

9- Önde gelen ahlaki şahsiyetlerle yazışın ve onlarla ilişki kurun.

 

10- Ruh halinin değişmesinin doğal bir süreç olduğunu bilin. “Nehcü'l-Belağa” kitabında şöyle gelmiştir:

ان للقلوب شهوة و اقبالا و ادبارا

“Kalplerin arzuları, eğilimleri ve sonuçları vardır”.

 

Kalbin müstehaplara yöneldiği vakit, bazen de onun farzlar ve vaciplere yönelmesi vurgulanmıştır. Elbette ne kadar dünya sevgisi kalpten çıkarılır ve ilahi aşk, nefis içinde sağlam bir şekilde yerleşirse, kalbin isteği daha da devamlılık kazanır.

 

11- Mükemmelliğe ulaşmanın anahtarı olarak amellerde ihlası unutmayın. İhlas, insanın tüm eğriliklerden ve yan hedeflerden arınmış olması ve sadece Allah'a yaklaşma niyetiyle hareket etmesidir. En yüksek ihlas derecesi, amelde hiçbir dünya veya ahiret karşılığı olmayan bir niyetle, sadece Allah'ın razı olduğunu arzulamaktır. Bu seviyeye, ancak ilahi sevgi denizinin içinde kaybolmuş olanlar ve O'nun aşkıyla şaşkına dönmüş olanlar ulaşır. Ve onların dikkati, dünyaya veya ahirete değil, sadece O'na çevrilmiştir.

 

12- İnsan, Allah'a yaklaşmak, ruhsal huzur elde etmek, ahlaki erdemleri kazanmak, günahlardan uzak durmak, zihinsel bulanıklıkları gidermek, şeytani vesveselerden kurtulmak ve iradeyi güçlendirmek, maddi ve manevi ihtiyaçların karşılanması için dua etmeye ve Allah dergahında yakarmaya ihtiyaç duyar. Bu nedenle, genelde peygamberlerin ve özelde büyük peygamberler ve İmamların (a.s) öğretilerinin önemli bir kısmı, dua ve yakarma üzerine kurulmuştur.

 

Buraya kadar söylenenlere dikkat ederek, bunları uygulamakta kararlı ve istikrarlı olduğunuzda, mutmain bir nefse sahip olacaksınız. Yani, Rabbinin razı olduğu şeylerde huzur bulacak ve kendinizi, kendi iyiliği ve kötülüğü üzerinde hiçbir sahipliği olmayan bir kul olarak göreceksiniz. Ayrıca dünyayı bir tür mecazi yaşam, onun varını, yoğunu, fayda ve zararını ilahi bir imtihan olarak göreceksiniz. Sonuç olarak, dünya nimetlerinin sizi saptırmaya ve kötülüğe sürüklemesine izin vermeyeceksiniz. Eğer fakirlik ve yoklukta iseniz, bu durum sizi nankörlüğe ve şükürsüzlüğe itemeyecektir. Aksine, kulluk ve ibadet halinde olacak ve doğru yoldan sapmayarak, şu lezzeti tadıncaya kadar ne aşırılığa ve ne de vurdumduymazlığa düşmeyeceksiniz:

یا أَیتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّهُ – ارْجِعی  إِلى  رَبِّکِ راضِیهً مَرْضِیهً – فَادْخُلی  فی  عِبادی – وَ ادْخُلی  جَنَّتی.

“Ey mutmain (itminana ermiş) nefis! Hoşnut olarak ve hoşnut olunarak Rabbine dön. Artık kullarımın arasına gir ve cennetime gir.” [4]

 

----------

[1]- Meryem, 65.

[2]- El-Gurer ve El-Durer, İbadet Bölümü, s. 24 ve 318.

[3]- El-Gurer ve El-Durer, s.30.

[4]- Fecr, 27-30.




Bu haber 351 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI