Bugun...


Muasır ve Yeni Dönemde Çağdaş Maneviyat
Tarih: 25-04-2024 15:35:16 Güncelleme: 25-04-2024 15:35:16 + -


Maneviyat olayı, yeni dönem ve asırda üzücü bir şekilde sapmaya doğru yönelmiş ve bu sapma, Kur’an ve Hz. Resulullah’ın (s.a.a) Ehlibeyt’inden uzaklaşma sonucunu doğurmuştur.

facebook-paylas
Tarih: 25-04-2024 15:35

Muasır ve Yeni Dönemde Çağdaş Maneviyat

Bismillahirrahmanirrahim

 

Maneviyat konusu, iki açıdan tahribat ve çatışma konusu olmuştur. Bir taraftan İslami ve gerçek olan maneviyat, İslam toplumunda daha silik bir hal almış ve Müslümanların çoğunluğu maddiyat durumları ve dünya lükslerinden etkilenerek, manevi konular olan züht, ibadet, takva, kanaat ve diğer ahlaki durumlara uymaktan uzaklaşmışlardır. Diğer taraftan manevi konulara ilgisi olan kimseler, yeni çıkan veya gelenekçi tarikat ve fırkalara kapılarak sapmışlardır. Sadece bu gruplara yönelip ve cezb olmakla maneviyat yolunu izlemedikleri gibi, manevi konulara hiç ilgisi olmayanlar ile maneviyat ve Allah’ı aramadan uzaklaşmış ve maneviyat bahanesiyle arzu ve isteklerine kapılarak her şeyi helal bilme yoluna girmişlerdir.

 

Elbette maddi şeylerden ve dünya lükslerinden yorgunluk yaygındır ve farklı dinlerin mensupları arasında bu konulardan kaçma ve maneviyata yönelme duygusu vardır ama bu, sahte maneviyat ve tasavvuftur ki onları kendisine cezbetmektedir.

 

Dünya çapında bu işin sorumluluğunu üstlenen çeşitli grup ve tarikatlar vardır ve bunların bir kısmı da İran'da az çok faaliyet göstermektedir. Budizm, Ramallah, Osho, Ekankar, Sai Baba irfanları dünyanın doğu ve güneydoğu bölgelerinde mevcuttur.

 

Paulo Coelho, Falun Dafa, Meditasyon, Wayne Dyer ve benzerleri gibi sihir ve büyüye dayalı irfanlar Batı'dan gelmiştir. Yehova ve Kıbela ya Kıbala'nın şahitlerinin irfanları ki Hristiyanlık ve Yahudiliğin takipçilerine atfedilmektedir.

 

Sufi Manastır irfanları, Zehebiyye, Gonabadiyye, Çeştiyye, Nakşibendiye, Haksariye, Üveysiye gibi değişik tarikatlar kalıbında Şia ve Sünni Müslümanlar arasında uzun süredir geçerliliğe sahiptir. Evrensel irfan da son birkaç yılda ortaya çıkmış ve bazılarını kendisiyle meşgul etmiştir. İsimleri geçen bütün bu manevi mektepler, asıl Allah’ı arayış maneviyatıyla ilgili değildir. Belki bunların her biri, maddi ve dünyevi hedefler, arzular ve benzeri şeyler için açılmış olan bir dükkândır.

 

İslami manevi tarikatlar, Kur'an, Ehl-i Beyt ve İslam öğretilerinden uzaklaşarak sapmış olabilirler. Bu tarikatlar, İslam'ın inanç ve şeriat prensipleriyle çelişen şeyleri, İslami maneviyat olarak takipçilerine sunabilirler.

 

Gerçek İslami tasavvuf ve maneviyatın daha az dikkate alındığı ve sahte tasavvufa doğru yönelindiği durumun nedeni, öncelikle maneviyatçıların motivasyonudur. Çünkü çoğu maneviyat sever kimseler, mucizevi güçler yaratma gibi olağanüstü şeylerin peşindedirler. Örneğin hastaya şifa verme, cam yeme, bıçakla karın ve boğazı delme gibi.

 

Bu tür şeyler, gerçek İslami tasavvuf ve maneviyat ile elde edilemez. Onlar, maneviyatçılığın ve tasavvufun amacının, genellikle sihir ve büyü gibi yöntemlerle gerçekleştirilen bu tür şeyler olmadığını fark etmiyorlar.

 

Belki tasavvuf ve manevi işleri yapmanın amacının, insanın mükemmelliği elde etmesi ve Allah'a yakınlık arayışını içerir. Bir taraftan, namaz ve oruç gibi ibadet eylemlerini ve insanlara hizmet etmeyi içtenlik ve içsel bir coşkuyla gerçekleştirmeyi içerir. Diğer taraftan bu tür eylemlerin ahirette sonuçları olabilir ve ebedi hayatta sürekli bir nimet olarak tecelli edebilir. Bazı insanların bu tür olağanüstü yetenekleri maneviyatçılıkla elde etmeye çalışsalar da bu, dünyevi veya ahiret sorunlarını çözmez ve sadece başkalarının dikkatini çeken bir tür eğlenceye dönüşebilir.

 

İkinci olarak İslami tasavvuf ve maneviyat, şeriatın hükümlerine uymak ve akli ve şer'i görevleri yerine getirmekle birlikte gerçekleşebilir. Ancak birçok insan, bu sorumluluk gerektiren durumlara ilgi göstermiyorlar. Belki akli ve şer'i durumlar ve görevleri yerine getirmeden sadece iç dünyalarında dolaşarak maneviyata ulaşmayı umarlar. Oysa maneviyatın gerçekleşmesi akli ve şer'i görevler olmadan mümkün değildir.




Bu haber 396 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI