Bugun...


Ehli Sünnet Kaynaklarında Hz. Fatıma (s.a) ve Babası
Tarih: 17-01-2023 13:20:19 Güncelleme: 20-03-2023 12:35:19 + -


Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 17-01-2023 13:20

Ehli Sünnet Kaynaklarında Hz. Fatıma (s.a) ve Babası

Hz. Fatıma'nın (s.a) Hz. Resulullah'a (s.a.a) Benzerliği ve Hz. Peygamber'in (s.a.a) Onu Öpmesi

Tirmizî, kendi senediyle Aişe'den şöyle nakletmiştir: Ben, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma kadar; oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vakarında Hz. Resulullah'a (s.a.a) benzeyen birisini görmedim.

Yine şöyle demiştir: Fatıma, Hz. Peygamber'in (s.a.a) yanına geldiğinde, Hz. Peygamber (s.a.a) yerinden kalkıp ona doğru gider ve onu öpüp kendi yerinde oturturdu. Hz. Peygamber (s.a.a) de onun yanına geldiğinde, Fatıma yerinden kalkar, onu öper ve oturduğu yere oturturdu. [1]

Hâkim, Aişe'den şöyle naklediyor: Ben, Fatıma kadar konuşması Hz. Resulullah'a (s.a.a) benzeyen birisini görmedim. Fatıma, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) bulunduğu yere geldiğinde, Hz. Peygamber (s.a.a) ona “hoş geldin” der ve (sonra) yerinden kalkıp Fatıma'ya doğru gider; elinden tutup öper ve kendi yerinde oturturdu. [2]

Hâkim, ayrıca sözlerine şunu da eklemiştir: ‘Bu hadis, Buharî ve Müslim'in, sahih hadis için zikrettikleri şartları taşımaktadır.’ Bu hadisi, Buhârî [3] ve Ebu Amr [4] da rivayet etmiştir.

Ahmed İbn Hanbel, Enes İbn Malik'in şöyle dediğini nakletmiş: Hiç kimse Hasan İbn Ali ve Fatıma kadar, Hz. Resulullah'a (s.a.a) benzemiyordu. [5]

Muttakî, Aişe'den şöyle nakleder: Hz. Peygamber (s.a.a) Fatıma'nın saçından çok öperdi. [6]

İbn Esir, İbn Abbas'tan şöyle nakleder: Hz. Peygamber (s.a.a) seferden döndüğünde, Hz. Fatıma'yı (s.a) öperdi. [7]

Muhibbuddin Taberî, Aişe'den şöyle naklediyor: Hz. Resulullah (s.a.a), bir gün Fatıma'nın boğazının altındaki çukurdan öptü. Muhibbuddin Taberî, bu hadisi Harbî'nin de naklettiğini ve Molla'nın da kendi Sire'sinde tahriç ettiğini kaydetmiştir.

Sonuncu nakilde şu ek de yer almıştır: Ben Resulullah'a (s.a.a) ‘Şimdiye kadar yapmadığın bir işi yaptın’ dedim. O şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Ben cenneti arzu ettiğimde Fatıma'nın boğazının altındaki çukurdan öperim." [8]

Hz. Fatıma (s.a) İle Babasının Arasında Olan Sevgi ve Muhabbet

Müslim, İbn Mes'ud'dan şöyle naklediyor: Resulullah (s.a.a) Kâbe'nin yanında namaz kılıyordu. Ebu Cehil ve dostları da bir kenarda oturmuşlardı. Bir gün önce de orada dişi bir deve kesilmişti. Ebu Cehil, ‘Sizlerden hanginiz kalkıp bu devenin işkembesini alıp Muhammed'in (s.a.a) üzerine atabilir?’ dedi. Onların içerisinden en şaki (kötü) olan kalkıp onu aldı ve secdeye gittiğinde Hz. Resulullah'ın (s.a.a) üzerine attı. Onlar, birbirlerine bakıp gülüşmeye başladılar. Ben de durup bakıyordum. Eğer gücüm olsaydı, onu Hz. Resulullah'ın (s.a.a) üzerinden alırdım. Hz. Peygamber (s.a.a) öylece secde hâlinde durmuş ve başını kaldırmıyordu. Bir kişi gidip Hz. Fatıma'ya (s.a) haber verdi. O, küçücük bir kız idi. Hz. Fatıma (s.a) gelip onu bir kenara attı ve sonra adamlara yönelerek onları ayıplamaya ve kınamaya başladı. Hz. Peygamber (s.a.a) namazını bitirince, sesini yükselterek onlara bedduâ etmeye başladı.

Hz. Peygamber (s.a.a) dua ettiğinde veya Allah'tan bir şey istediğinde dua ve hacetini üç defa tekrarlardı. Şöyle beddua etti: "Allah'ım! Sen Kureyş'i cezalandır!" Bu sözü üç defa tekrarladı. Onlar, Hz. Peygamber'in (s.a.a) sesini işitince gülmeleri kesildi ve kalplerine korku düştü. Sonra

Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Allah'ım! Hişam oğlu Ebu Cehil'i, Rabia oğlu Utbe'yi, Rabia oğlu Şeybe'yi ve Utbe oğlu Velid'i, Halef oğlu Ümeyye'yi ve Ebu Muayt oğlu Ukbe'yi sen cezalandır!" Başka bir isim de söyledi ama ben unutmuşum. [9]

İbn Mes'ud şöyle diyor: ‘Andolsun Muhammed'i (s.a.a) hak peygamber olarak gönderene ki, Bedir Savaşı'nda, ismi söylenenlerin hepsinin öldürülüp cenazelerinin kuyuya atıldığına şahit oldum.’ Bu hadisi, Buhari de kendi Sahih'inde [10] nakletmiştir.

Sahih-i Müslim'de, Ebu Hâzım'ın şöyle dediği nakledilmiştir: Sehl İbn Sa'd, Hz. Resulullah'ın (s.a.a) Uhut Savaşı'nda aldığı yara hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap verdi: Hz. Resulullah'ın (s.a.a) yüzü yaralanmış, azı dişi kırılmış ve başındaki miğferi ezilmişti. Hz. Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma (s.a) onun yüzündeki kanı yıkıyor ve Ali İbn Ebu Talib de (a.s) kalkanıyla su döküyordu. Fatıma (s.a), suyun kanı daha da artırdığını görünce, bir hasır parçasını yaktı. Külünü alıp yaranın üzerine sürdü ve böylece kan kesildi. [11] Buhari de bu hadisi Sahih'inde nakletmiştir. [12]

Ebu Nuaym, Ebu Sa'leb el-Haşenî'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. Resulullah (s.a.a) sürekli yolculuktan döndüğünde mescitte iki rekât namaz kılmayı severdi. Mescitten çıktıktan sonra, hanımlarının yanına gitmeden önce mutlaka Hz. Fatıma'yı (s.a) görmeye giderdi. Hz. Resulullah, (s.a.a) yine savaşlardan birinden dönmüştü ve mescide gidip iki rekât namaz kıldı. Sonra da Hz. Fatıma'yı (s.a) görmeye gitti. Hz. Fatıma (s.a), Hz. Resulullah'ı (s.a.a) karşılayarak yüzünü ve gözlerini öpmeye ve ağlamaya başladı. Hz. Resulullah (s.a.a) ‘Seni ağlatan nedir?’ diye sordu. Hz. Fatıma (s.a) ‘Senin renginin sarardığını görüyorum (bu yüzden ağlıyorum)’ dedi. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Ey Fatıma! Allah (azze ve celle) babanı öyle (önemli) bir iş için göndermiştir ki, Allah, o iş sebebiyle yeryüzünde kurulu her bir çadıra ve kulübeye izzet veya zillet sokar. Bu işin kapsayışı gecenin her tarafı kapsaması gibidir." [13]

Muhibbuddin Taberî, Hz. Ali'den (a.s) şöyle naklediyor: Biz Hz. Resulullah (s.a.a) ile Hendek çukurlarındaydık ki, Fatıma (s.a), Hz. Resulullah'a (s.a.a) bir parça ekmek getirdi ve ekmeği ona uzattı. Hz. Resulullah (s.a.a) ‘Nedir bu?’ diye sorduğunda Fatıma (s.a) ‘Çocuklarım için pişirdiğim ekmeğin bir parçasını sana getirdim’ dedi. Hz. Resulullah (s.a.a) (onu yiyerek) şöyle buyurdu: "Kızım, bu ekmek üç günden sonra babanın yediği ilk yiyecektir." [14]

İbn Sa'd, İbn Abbas'tan şöyle naklediyor: Hz. Peygamber'in (s.a.a) kızı Rükayye öldüğünde Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Osman b. Maz'un'a katıl". Bunun üzerine kadınlar Rukayye'ye ağladılar… İbn Abbas daha sonra şöyle diyor: Fatıma (s.a) mezarın yanı başında Hz. Peygamber'in (s.a.a) kenarında oturmuş ağlıyordu. Hz. Resulullah (s.a.a), elbisesiyle onun gözyaşlarını siliyordu. [15]

 

----------

[1]- Sahih-i Tirmizî, Kitabu'l-Menakıb, Babu Fazlı Fatıma Binti Muhammed, c.2, s.319, Hadis: 3872.

[2]- Müstedrekü's-Sahihayn, Kitabu Marifeti's-Sahabe, Zikru Kanet Fatımata Eşbehu Kelâmen Bi-Resulillah, c.3, s.154 ve 159.

[3]- Edebu'l-Müfred, s.141.

[4]- el-İstiâb, Kitabu'n-Nisâ ve Kunahunne, “Fa” harfi, Fatımatu Bintu Resulillah, c.2, s.51.

[5]- Müsned-i Ahmed, Müsnedu Enes b. Malik, c.3, s.146,Hadis: 12263.

[6]- Kenzü'l-Ummâl, Fazailu Ehlilbeyt ve Men Leysû Bi's-Sahabe, Faslun Fi Fazlihim Mufassalan, Fatımatu (a.s), c.7, s.111, Hadis: 37729.

[7]- Usdü'l-Gâbe Fi Marifeti's-Sahabe, Kitabu'n-Nisâ, “Fa” harfi, Tercümetu Fatıma Binti Resulillah, c.5, s.512, No: 7175.

[8]- Zehâirü'l-Ukbâ, Babun Fi Fazlı Ehlilbeyt, Zikru Ma Cae Ennehu (s.a.a) Kane İza Safere Kane Ahire Ahdihi Bi-Fatıma, s.36.

[9]- Sahih-i Müslim, Cihad ve Siyer kitabı, Ma Lakiye'n-Nebiyyu (s.a.a) Min Eze'l-Müşrikin.

[10]- Sahih-i Buhârî, Bed'u'l-Halk kitabı, Ma Lakiye'n-Nebiyyu ve Ashabuhu Mine'l-Müşrikin.

[11]- Sahih-i Müslim, Cihâd ve Siyer kitabı, Uhud Gazvesi babı.

[12]- Sahih-i Buhâri, Bed'u'l-Halk kitabı, Haddesena Kuteybe babı.

[13]- Hilyetü'l-Evliyâ, Ebu Sa'leb el-Haşenî'nin hâl tercümesi, c.2, s.3, No: 128.

[14]- Zehâirü'l-Ukbâ, Babun Fi Fazaili Ehlilbeyt, Zikru Birriha Bi'n-Nebi, s.47.

[15]- et-Tabakatu'l-Kübra, Zikru Benati Resulillah, Tercümetu Rukayye, c.8, s.24.




Bu haber 848 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EHLİBEYT Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI