Tweet |
4- Mu’min İle Kafirin Farkı:
Hadislerden anlaşılan şudur ki mu’min kimse, birisine karşı kin duysa bile bu geçicidir. Ama kafir kinini ömür boyu devam ettirir:
Resulullah (s.a.a) mu’minin özelliklerini sayarken ez cümle şöyle buyurmuştur: "Mu’minin kini az sürer." [1]
"İmam Cafer-i Sadık (a.s): "Mu’min kimsenin kini, bulunduğu yerde kalır. Kardeşinden ayrıldığında artık ona karşı kin duymaz. Ama kafirin kini ömür boyu sürer." [2]
Yine şöyle buyurmuştur: "Mu’minin kini (en fazla) mecliste (bu hissinin ilk uyandığı yerde) bulunduğu müddetçe devam eder. Ama oradan ayrıldığında kini de kaybolup gider." [3]
5- Kinciliğe Yol Açan Sebepler:
Kin ve düşmanlık daha çok insanların birbirlerine karşı yaptıkları yanlışlardan kaynaklanır. Dolayısıyla mu’minler, davranışlarına dikkat edip birbirlerini incitmemeli ve birbirlerine yanlış yapmamalıdırlar. Yaptıklarında da hemen bunu telafi etmeğe çalışmalıdırlar. Yine birbirlerinin yanlışlarına mümkün mertebe tahammül etmeli ve yanlışa bir başka yanlışla karşılık vermemelidirler. Hz. Emir’ül Mu’min Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Kardeşinde olan (yanlışlara) tahammül et ve sıkça kınama ve azarlama yoluna gitme; zira bu, kin ve düşmanlığa yol açar." [4]
6- Kincilerin Kinini Yok Etme Yolları:
Bu konuda hem kin duyan kimsenin sorumluluğu vardır, hem de başkalarının. Bu kötü hisse ve ruhi hastalığa müptela olan kimsenin her şeyden önce akletmesi gerekir. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmaktadır: "Gerçek akıllı o kimsedir ki kin ve düşmanlıkları yok etmiş olsun." [5]
Neyi ve nasıl akletmesini ise yine Hz. Ali (a.s) şöyle beyan etmektedir: "Cimriliğin, kinciliğin gazap ve hasedin, galeyan etmesinden sakının. Onların her birisiyle mücadele edecek hazırlığınız olsun: Şöyle ki bu işlerin akıbetini-sonuçlarını düşünün. Bunlardan kaçınarak rezil olmaktan kurtulacağınızı, fazilet elde edeceğinizi, ahiretinizi ıslah edeceğinizi ve bilahare tahammüllü olmanız gerektiğini düşünün (ve ona göre davranın)." [6]
Yine şöyle buyurmaktadır: "Dünya, o kadar küçük, değersiz ve alçaktır ki onda kinlere teslim olup düşmanca yaşamaya asla değmez!" [7]
Kincilerin kinlerini bertaraf etmek için başkalarının da vazifeleri vardır tabi ki: Evvela yukarıda da değindiğimiz gibi insanları yaptıkları yanlıştan dolayı sürekli kınama, küçümseme vs. yollara baş vurmaktan şiddetle kaçınmalıyız. Çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi Hz. Ali (a.s) buyuruyordu ki: "Kardeşinde olan (yanlışlara) tahammül et ve sıkça kınama ve azarlama yoluna gitme; zira bu, kin ve düşmanlığa yol açar." [8]
Saniyen başkalarının kin ve düşmanlığına maruz kalmak istemeyen kimsenin kendisi de onlara karşı kin gütmemelidir. Bakın Hz. Emir’ül Mu’minin ne buyuruyor: "Başkasının göğsünden (sana karşı olan) kötü (his ve düşünceleri) temizlemek istiyorsan, kendi göğsünde (onlara kaşı) olan (kin ve düşmanlıklar)ı söküp at." [9]
Allah Resulü (s.a.a) de şöyle buyurmaktadır: "(Başkalarına karşı) güler yüzlü olmak, (onlarda olabilecek) kin ve düşmanlığı yok eder." [10]
Hz. Ali (a.s): "Onları güler yüzle karşıla; böylece kin ve düşmanlıklarını yok etmiş olursun." [11]
Yine şöyle buyurmuştur: "İnsanın, dostlarının kalbini kazanma ve düşmanlarının kalbinden kin ve düşmanlığı yok edebilmelerinin en güzel yolu, onlarla karşılaştığında güler yüzlü olmaları, ortada gözükmediklerinde onları arayıp sormaları ve huzurlarında onlara karşı hoş ve güler yüzlü davranmalarıdır." [12]
Aslında böyle bir davranış, insana karşı olan kin ve düşmanlıkları yok etmenin yanı sıra manevi açıdan da insana çok faydası vardır. Bu konuda bir hadisi dikkatinize sunmakla yetiniyorum:
Emir’ül Mu’minin Ali (a.s): "(Mu’min) kardeşlerinizle karşılaştığınızda onlarla tokalaşın ve onlara karşı açık ve güler yüzlü olun; bunu yaparsanız, birbirinizden ayrıldığınızda üzerinizde olan vizr-u veballeriniz dökülür." [13]
Tabi şunu da bilmemiz gerekir ki bu açıklamalar, mu’minlerin kendi arlarındaki ilişkiler için geçerlidir. Yoksa her mu’min, Allah’ın dostuyla dost ve düşmanıyla düşman olmalıdır; Allah’ın dostlarının dostuyla dost, dostlarının düşmanlarıyla düşman olmalıdır. Allah’ın düşmanlarının dostlarıyla düşman olmalıdır. Bu onun imanının bir parçası olan tevelli ve teberri vazifesidir ve sonuna kadar devam etmelidir.
Allah-u Teala, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır: "Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler…" [14]
Allah-u Teala bizlere güzel sıfatlarla süslenmeyi ve kötü ve rezil sıfatlardan kendimizi arındırmayı nasip buyursun. Amin!
----------
[1]- Bihar’ül Envar, c.67, s.311
[2]- Bihar’ül Envar, c.75, s.211
[3]- Tuhef’ül Ukul, s. 310
[4]- Bihar’ül Envar, c.77, s.212
[5]- Gurer’ül Hikem, hadis: 3868
[6]- Gurer’ül Hikem, hadis: 2565
[7]- Gurer’ül Hikem, hadis: 1804
[8]- Bihar’ül Envar, c.77, s.212
[9]- Bihar’ül Envar, c.75, s.212
[10]- Tuhef’ül Ukul, s.45
[11]- Gurer’ül Hikem, hadis: 5129
[12]- Bihar’ül Envar, c.78, s.57
[13]- Bihar’ül Envar, c.76, s.20
[14]- Fetih, 29
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024
tesettürlü escort ,fatih escort ,türbanlı escort ,travesti escort ,taksim escort ,beylikdüzü escort ,çapa escort