II. Bölüm: Boş Kaleye Gol!
(Üstat Mesud Âli'nin "Belaların Sırrı" Adlı Sohbetinden Uyarlanmıştır)
Evet, cennette hiçbir zorluk ve sıkıntı olmayacak. Hatta kimse üzülmeyecek bile. Nitekim "Ey Peygamber evladı! Cennete giden bir kimse, etrafında ailesinden birini görmediği takdirde nihayetinde üzülmeyecek mi?" diye sorulduğunda İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hayır, orada (cenneti hak etmeyen) o yakınının varlığını unutacak ve böylece asla üzülmeyecek."
Orası hüzün yeri değil ki... Nimetlerle iç içe olacaklar. Nitekim Kur’an’da da "Canları ne isterse onlarındır" [1] buyrulur.
Fakat bütün bunlar cennete ait şeyler. Orası mükafat yurdu sonuçta. Ama dünya öyle değil; dünya, sonu cennet olan bir sınavın imtihan yeridir. İmtihan ile cennet aynı şeyler değil. Şimdi biz imtihan yurdunda, imtihan halindeyiz. Doğal olarak da mükellef olduğumuz günden ölümümüze kadar bu imtihanlar kesintisiz olarak devam ediyor. Haliyle sınav veren kimseler çok da rahat olmazlar. Stres yaşarlar, tedirgin olurlar. Dünya işte böyle bir yerdir. Rahatlık yurdu değildir. Rahatsanız, sorununuz vardır.
Örneğin, bir futbol karşılaşmasını düşünün; bütün oyuncular ve hatta izleyiciler bile bir futbol karşılaşmasında çeşitli tehlikelerin olduğunu bilir. Ciddi sakatlıklar, stresler ve hatta ölümcül hadiseler bile söz konusu olabilir. Ama buna rağmen taraflar sahaya çıkar ve kazanmak için oynar. İşte bu, sınavın olması gerektiğine duyulan kesin inançtır. Futbolcuysanız, elbette sahaya çıkıp oynayacak, mücadele edecek ve öyle kazanmayı hedefleyeceksiniz.
Şimdi aynı karşılaşmada bütün rakip oyuncuların kenara çekildiğini, hatta kalecinin bile kaleyi terk ettiğini ve size karşı herhangi bir müdahalede bulunmadıklarını görseniz, yine de atacağınız golden haz alabilir misiniz? Böyle bir durumda gidip gol attınız diyelim; başta bizzat kendiniz olmak üzere hem takım arkadaşlarınız hem de tribünlerdeki taraftarlarınız "goool" diye sevinirler mi?
Tabii ki sevinmezler. Çünkü herhangi bir karşılaşma gerçekleşmemiştir. Rakip oynamadıkça attığınız gollerin hiçbir değeri kalmaz. Yani hiçbir zorluğun, koşmanın, koşturmanın ve zorlanmanın olmadığı bir futbol, futbol sayılmaz. Bu durumda kupa bile kaldırsanız kimse sevinmez.
Dünya işte böyle bir yerdir; zorluk, sıkıntı ve bela olmadan cennet elde edilemeyeceği gibi rahatlıkla elde edilen cennetin de tadı-tuzu olmaz.
Hani diyorlar ya "Allah hiç hastalığın olmadığı; deprem, kuraklık, fırtına vb. gibi afetlerin yaşanmadığı; herkesin aynı yaşta kaldığı, ölmediği ve huzur içinde yaşadığı bir dünya yaratamaz mıydı?"... Allah buna kadirdir elbet. Ama bu, ancak cennetin özellikleridir. Oraya ancak "kazananlar, başaranlar ve değerliler" giderler.
Kaldı ki Allah zaten öyle bir yeri ve öyle varlıkları yaratmamış mı? Melekler tüm bu özelliklere sahipler. Kendi âlemlerinde ne bir afete maruz kalıyorlar ne de yaşlanıyorlar. Hiçbir sıkıntıları da yok. Demek ki Allah buna kadirdir elbet. Ama insana daha fazla değer vermiş ve onun bu değeri de imtihanından kaynaklanıyor. Yani diyor ki: Eğer bu sıkıntı ve belalarla örülü dünya sınavından başarıyla çıkarsan ancak o zaman meleklerden daha üstün olursun ve onların âleminden daha üstün bir âlemi (cenneti) hak edersin.
Eğer dünya ve ahiret yaşantısına bu çerçeveden bakacak olursanız göreceksiniz ki her şey belirli bir hikmet üzereymiş ve ilahi hiçbir zorluk boş ve gereksiz değilmiş...
Devam Edecek
AHLAK KÜTÜPHANESİ
---------
[1]- Nahl, 57.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024