7 Ekim saldırılarından sonra Siyonist rejim ve destekçileri bir şok daha yaşadı. Batı Emperyalizminin bölge karakolu İsrail, direnişin öncü ülkesi İran tarafından füzeli, dronlu ve kamikazeli saldırıya uğradı. İran’ın İsrail’in işgal altındaki topraklarına yönelik gerçekleştirdiği bu operasyon bir ilkti.
7 cephede ABD ve Batının bölgedeki vekili Siyonistlere, saldırılarını hiçbir dönemde durdurmayan direniş cephesi bu sefer üst perdeden İsrail’e uyarı fişeğini çakmış oldu. Bu sefer eşi benzeri görülmemiş şekilde dünya ve basın kuruluşları gece sabaha kadar uyumadı, İran’ın havada seyreden yüzlerce füzesini İsrail semalarına varana kadar merakla, korkuyla izini sürdüler.
ABD ve İsrailli yetkililerden bu saldırının yüzde doksanı bertaraf edildi açıklaması geldi, İranlı haber kaynaklarına göre de engellenemeyen birçok balistik füze ve dron önemli hedeflere isabet etmiş, Şam saldırılarını koordine eden Nevatim hava üssünün ana pisti ve hangarları tahrip edilmiş, 40’dan fazla Siyonist subay etkisiz hale getirilmişti. Ama içimizdeki hazımsız Siyonist kaynaklara göre ise füzeler boş alanlara ve tarlalara düşmüş hiçbir hasar verememiştir.
İran’ın direkt saldırısı kadar bir başka “ilk” daha vardı. İsrail’in savunma sistemi yanında ilk kez ABD, Fransa, İngiltere, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi şer cephesinin bileşenleri ve vekilleri saldırı gecesi tüm güçlerini seferber edip İsrail’e yapılan bu operasyonu etkisizleştirmeye çalıştılar. Tarihte ilk kez belki de bu kadar İsrail’in sadece işgalci bir devlet olmadığı, Batılıların bölgemizde kondurma karakol projesi olduğu da gözler önüne serilmiş oldu.
İsrail’in arkasında küfür ve Batılılar vekilleriyle beraber tek millet oldu o gece. Ancak İslam ümmetine ve İslam ülkelerine bakıldığında durum çok farklıydı. O gece tarihte hiç eşi benzeri görülmediği kadar Tv kanallarında çelişkiler yumağına şahitlik ettik. Bir taraftan Filistin savunuculuğu yapan sözde uzman, gazeteci ve akademisyenler, diğer taraftan İran’ın saldırı haberleri nedeniyle yıkılmış, yüzleri asık, moralleri bozuk, hazımsız, satılmış zihinler.
Bütün taraflar ile iş çeviren ve kahramanlık modundan da asla taviz vermeyenler hiç bu kadar zor durumda kalmamışlardı. Geceye yansıyanlar ve yaşananlar safların bir şekilde netleşmesini gerektiriyordu. Ya İsrail’ciydiniz ya da İran’cı. Ortada dansözlük yapanların zemini kayganlaşmış, kitleleri kandırma şansı kalmamıştı artık.
Hem Filistinlilerin 7 Ekim operasyonu hem de İran’ın 13 Nisan operasyonu iki bereketli sonuç doğurmuştur
1- Tarafları ve safları ayırmış, maskeleri düşürmüş, ortada durma şansını yok etmiştir.
2- Filistin işgalini dünya gündemine ilk günkü gibi taşımış, canlı tutmuş ve İsrail zulmüne tepkileri kitleselleştirmiştir.
İsrail ile İran, Suriye, Lübnan, Yemen, Irak arasındaki savaşı kurgu, tiyatro ve atari oyunu gibi göstermeye çalışanlar, aslında Filistin ve Gazze zulmüne karşı sahada varlık gösterememe ayıbının altında ezilenlerdir. Siz bu ayıp ve alçaklık altında ezilmeye devam edin, Allah o sahada bedel ödeme onur ve şerefini sizden almış başkalarına vermiş. Siz bunun ya farkında değilsiniz ya da mezhepçilik ve ırkçılık nefreti gözünü bürümüş hainlersiniz.
gaziantep escort,mersin escort,gaziantep escort,seks hikayeleri
yatırımsız deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2024