Bugun...



Kabir Azabı

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 31-10-2020 12:23

Kabir Azabı

Soru: Hocam geçenlerde kabir azabı ile ilgili bir tartışmamız oldu. Bizim bildiğimiz kadarıyla Kuran'da çok açık ve net bir ayet yok bu hususta. Fakat bazı âlimler, Mü'min suresi 46. ayetin kabir azabı hakkındaki yegâne delil olduğunu söylemekteler.

Müfessirler de bu konuda çeşitli görüşlere ayrılmışlardır. Kimileri bahsi geçen ayetin kabir azabı hakkında olduğunu, kimileri olabilir diyerek muhtemel olduğunu, kimileri ise bu ayetin yegâne delil olduğunu söylemişlerdir ve bu konuda mütavatir hadislerle konuyu aydınlatmaya çalışmışlardır.

Bizim sorumuz ise faraza diyelim ki hiç bir şekilde kabir azabı ile ilgili bize bir delil ulaşmamış olsun. Bu durumda Kur'an-ı Kerim'deki hangi ayeti delil alarak "işte kabir azabı vardır ve açık bir şekilde kitapta geçmektedir" diyelim? Kur'an bu konuda bizlere neler söylüyor? Varsa kabir azabı ile ilgili ayet yada ayetler net bir şekilde ifade ediyor mu, yoksa üstü örtülü bir şekilde mi bahsediyor?

Tüm bunlardan sonra sadece Kur'an-ı Kerim'de Mü'min suresinin 46. ayetini baz alarak “kabir azabı olabilir, ama benim kalbim mutmain değil” desek, imanî açıdan bir tehlike arzetmiş olur mu? Kısacası kabir azabı hakkında bize ulaşan deliller nelerdir hocam?

Cevap: Muhterem kardeşim, evvela farz edelim ki bu ayetten başka ayet yoktur. Peki, bir şeye inanmak için illa onlarca ayet mi olması gerekir? Tek ayet bile olsa, bu kadar açık ve net bir ayet bize yetmiyor mu? Ayetin netliğine gelince, ayeti okuyan ve inat ehli olmayan her kes bu ayetin Kıyamet azabından farklı bir azap olduğunda şüphe etmez. İşte size ayetin metni:

"Sabah ve akşam ateşe sunulurlar. O saatin (Kıyametin) geldiği günde ise, "Firavun ailesini azabın en çetinine sokun" (denir). (Mu'min, 46)

Eğer ayette bahsedilen azaptan maksat Kıyamet azabı olsaydı, evvela "sabah akşam ateşe sunulurlar" denmezdi. Çünkü Kıyamet azabı süreklidir, sabah azabı, akşam azabı diye ayrım yoktur. Saniyen, bu cümlenin ardından "O saatin (Kıyametin) geldiği günde ise, "Firavun ailesini azabın en çetinine sokun" denmezdi. Zaten azabın içinde olan için, azaba sokun demenin bir anlamı var mı?

Salisen "sabah akşam azaba sunulurlar" deniyor. Yani şu anda bu yapılıyor. Aksi takdirde “sunulacaklar” denmesi gerekirdi.

Ayrıca Hz. Nuh’un (a.s) kavmi hakkında olan şu ayet de kabir ve Berzah azabının bir başka delilidir. Ayet şöyle buyuruyor:

"Bunlar, günahları yüzünden suda boğuldular, ardından da ateşe sokuldular ve o zaman Allah'a karşı yardımcılar da bulamadılar." (Nuh, 25)

Görüldüğü gibi Nuh kavminin boğulmanın ardından hemen ateşe sokulduklarını beyan ediyor. Eğer maksat Kıyamet azabı ve ateşi olsaydı, "Ateşe sokulacaklar" denmesi gerekirdi.

Bütün bunların yanında bu konu hakkında kaynaklarda nakledilen onlarca hadis, bizim için hiç bir şey ifade etmiyor mu? Bunu ancak hadisleri sudan bahanelerle kökten inkâr eden gafiller söyleyebilir.




Bu haber 1378 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SORU-CEVAP Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI