Kadir gecelerinin başlıca amelleri ibadet, dua ve münacatlardır elbet. Ama bu gecenin en sağlam, en önemli ve en faziletli ameli, hiç kuşkusuz "kararlılıktır".

"Ey Allah'ım! Şimdiye kadar hata ettim, yanlış yaptım, senin istediğin gibi bir yaşam süremedim. O halde bugünlerin ve bu gecelerin hatırına beni affet! Bundan böyle senin istediğin gibi yaşayacak, aynı hataları tekrarlamayacağım." diyebilmektir.

Müslüman, eğer bu duygularla Kadir gecelerine koşarsa, ancak o zaman amellerini ahiret bohçasına doldurabilir, onları garanti altına alabilir ve döküp dağıtmadan mezarına taşıyabilir. Kararlılık, işte böyle bir şeydir. Kasanızın şifresi, kavanozunuzun kapağı, bohçanızın sağlam ipidir.

Aksi takdirde bu geceler, bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlikten, birkaç gün devam eden, sonra da unutulup giden bir kültürden başka bir şey olamaz. Hal böyle olunca da yığdıklarımız hiç olup gider, daha ilk günden onları kaybederiz.

Bin geceden değil, bin aydan daha hayırlı bir gece bu...

Sizce neden böyle olabilir? Sırf Kur'an-ı Kerim bu ayda ve bu gecede indirildiği için mi? Eğer öyle olsaydı, Kur'an aynı zamanda aşama aşama da indirilmişti; dolayısıyla indirildiği her gün ve her gecenin de böyle bir özelliğe sahip olması gerekmez miydi?

O halde bu gecenin hikmetini çok düşünmemiz gerekir. Öylesine söylenmiş bir şey değil ki bu... Allah buyuruyor: Leyletu'l-qadri hayrun min elfi şehr... (Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.)

Nedir bunun hikmeti ey Allah'ım? Neden bu geceye böyle bir özellik veriyorsun? "Ben o kadar şefkatli ve o kadar bahaneci biriyim ki sizin için böyle bir geçit açtım... Eğer o geçitten geçerseniz bir anda 1000 aydan (yani ortalama bir ömürden) daha hayırlı bir sonuca ulaşabilirsiniz!" mi demek istiyorsun? Eğer böyleyse, sen gerçekten de şefkatlilerin en şefkatlisisin.

Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla bu gece ve bu ayın sadece Müslümanlara değil, gayrimüslimlere dahi etkisi vardır. Nitekim şeytanların zincire bağlanmasından; rahmet, bereket ve mağfiretten onlar da faydalanabilirler. Ama buna en yakın kullar bizleriz. Çünkü biz, buna inanıyoruz. Ama bu inanış, "kararlılık" olmadıkça nasıl yeterli olabilir ki? Bugünlerde Allah'ı anıp da birkaç gün sonra O'nu unutacaksak, tekrar eski hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceksek, o gayrimüslimlerden ne farkımız kalır?

Âlimler, Kadir Gecesi için "Kader Gecesi" tabirini de kullanırlar. Yani insanlar ister inansın, ister inanmasın bir yıllık kaderlerini bugünde belirlerler. Başka bir deyişle bir yıl boyunca başlarından geçecek her şey, bugün belirlenir. Yani öylesine hassas bir gün bugün...

"Cevşen'ini oku, ertesi gün yine önüne gelene hakaret et; yine önüne gelenin dedikodusunu et; komşuna bağır-çağır; çocuklarını terlikle kovala; onun bunun hakkına gir!" olmaz... Ya da "Otur televizyonun önünde, Pazartesi falan diziyi, Salı filan diziyi, Çarşamba, Perşembe, Cuma falan programları izle; hafta sonları da ev gezmelerine ve pikniğe git!" olmaz... Günlük yaşam tarzın eğer bunlarsa, neden her Ramazan'da ve her Kadir gecesinde kaderini bu şekilde belirliyorsun ki? Dünyanı yine yaşa, ama yaşam biçimin buraya odaklı olmasın!

Ehlibeyt (a.s) boşuna mı buyurmuş: "Uykunu mezara, şehvetini cennete sakla" diye... Dünya, Allah tarafından açılan bu geçitler, O'nun tarafından gönderilen elçiler ve onlara yapılabilecek itaat fırsatlarıyla güzel bir yaşam yeridir. Bunun aksi bir yaşam tarzıyla biz bir ömür değil, 1000 Kadir Gecesi de geçirsek, hiçbir şey yığamayız.

Bu gece, kendisiyle Allah'ı arasında söz verip yaşam tarzını değiştirmeye ve onun-bunun değil, Allah'ın istediği gibi bir kul olmaya çalışanlar içindir ancak Selam (esenlik, genişlik ve afiyet)... Hem de gün ağarana kadar. (Selâmun hiye hatta matla'i'l-fecr.) Eğer gerçekten de ayette sözü edilen bu "Selam" değil gün ağarana kadar, bir anlığına bile sizin üzerinizde olursa, emin olun ki değil sadece dünyada, kabrin karanlığından yeniden diriliş ışığına kadar esenlik içinde olursunuz.

O halde Kadir gecelerine koşarken "kader" gecelerine koştuğunuzu unutmayın ve kararınızı şimdiden verin: Bu geçit kapandıktan sonra yine eski yaşam biçiminize mi döneceksiniz, yoksa yeni bir kararla yeni bir hayata mı başlayacaksınız?