Bugun...


Ali Akın Caba

facebook-paylas
SAKİFE TOPLANTISI...
Tarih: 09-12-2020 12:30:00 Güncelleme: 09-12-2020 12:30:00


Sakife nedir? Medine’de Ben-i Saide kabilesine ait üzeri kapalı geniş bir toplantı merkezinin adıdır Sakife. Bazı durumlarda insanlar istişare etmek için burada bir araya gelirlerdi.

Peygamber Efendimiz (s.a.a) Hicri 11’inci yılın Sefer ayının 28’inde vefat ettikten sonra Ensar’dan bir grup Sakife denen bu yerde bir araya geldiler. O sırada Zübeyir b. Avam, Talha, İmam Ali (a.s) ve yaranları Hz. Fatıma’nın evindeydiler ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) defin işleriyle uğraşıyorlardı. 

Ebubekir b. Ebi Kahafe, Ömer b. Hattab, Ebu Usde Cerrah gibi Muhacirlerden bazı kimseler de bu toplantıdan haberdar oldular ve giderek o toplantıya katıldılar. Bu Sakife toplantısında bu üç şahıstan başka Evs ve Hazreç kabilesinden bir grup, reisleri Saad b. Ubade ile birlikte oradaydılar.

Tartışma başladı. Her grup kendi faziletinden ve üstünlüğünden bahsediyor ve halifelik konusunda öncelikli olduklarını iddia ediyorlardı. Ensar’dan birisi, Ensar’ın faziletlerinden bahsetti ve Ebubekir b. Ebi Kahafe de Muhacir’in fazileti unvanıyla söze başladı. Arap toplumu, Peygamber (s.a.a) vefat ettikten sonra onun kabilesinden olan birisi tarafından idare edilmesi gerektiğini ve Ensar’ın buna gücünün olmadığını gündeme getirdi.

Daha sonra Ebubekir b. Ebi Kahafe, her iki gruba da hilafetten uzak durmalarını söyleyerek Ömer b. Hattab’a ve Ebu Ubeyde b. Cerrah’a işaret ederek bu ikisinden birisine biat edilmesini istedi. O sırada Ömer b. Hattab şöyle dedi: “Sizin gibi birisi dururken bizim Müslümanların halifesi olması doğru olmaz.”

Daha sonra Bedir mücahitlerinden ve Ensar’dan olan Hubab b. Munzir “Bir halife Ensar’dan ve bir halife de Muhacirler’den seçilmesini” önerdi.

Toplantıya gelenlerin heyecanları ve bağrışmaları durduktan ve herkes sakinleştikten sonra Ömer b. Hattab, biat etmek için Ebubekir b. Ebi Kahafe’den elini uzatmasını isteyerek ona biat etti. Bunun üzerine diğer Muhacirler ve Ensar da Ebubekir b. Ebi Kahafe’ye biat ettiler. 

Bu şekilde Sakife’de Ebubekir b. Ebi Kahafe halife olarak seçildi.

Hazreç kabilesinin bir kolu olan Ben-i Eslem kabilesinden birçok kimse Medine’ye gelmişlerdi ki hepsi Ebubekir b. Ebi Kahafe’ye biat ettiler. Ben-i Eslem kabilesinin Ensar ile çok eski ve çok derin düşmanlıkları vardı. Bu yüzden Ensar’ın karşısında Muhacirlerden olan Ebubekir b. Ebi Kahafe’ye biat etmişlerdi.

Kısacası bu seçimde, kabile ve grupların kendi menfaatleri ve önceden aralarında olan düşmanlıklar etkili olmuştu. 

Bazen gruplar ve şahıslar arsındaki bazı husumetler ve düşmanlıklar doğruyu seçmede veya adaleti uygulamada yanlış yaptırır insana. Öncelikle bu toplantının kendisi oldukça yanlış ve olmaması gereken bir toplantıydı. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.a) daha yeni vefat etmişti ve başta İmam Ali (a.s) olmak üzere sahabenin ileri gelenleri burada yoktu. Bütün bunların hepsi bir tarafa Halifelik konusunun bu şekilde şahıslar tarafından değil de İlahi bir şekilde belirlenmesi gerekiyordu ki daha önceden Peygamber Efendimiz’in bildirmesiyle belirlenmişti. Yani o sırada Hak Halife Ebu Talip oğlu İmam Ali (a.s) idi. İmam Ali’ye rağmen böylesi bir toplantının yapılması tarihe “Sakife Toplantısı” diye damgasını vurdu. İllegal bir toplantıydı. Bu toplantı yapılmamalıydı. Belki basit bir toplantı olarak görülebilir; ama daha sonra yaşanacak birçok haksızlıklar ve zulümlerin temelini oluşturdu bu toplantı. Belki bu toplantıya katılanlar ne yaptıklarının farkında dahi değillerdi. Kerbela’da İmam Hüseyin’in altı aylık yavrusu Ali Asgar’in boğazına atılan okun bu toplantıdan atıldığını dahi anlamamışlardı. Masumca İslam ümmeti başıboş kalmasın diye Allah rızası için bir girişimde bulunduklarını zannediyordu belki de bazıları. Ama bu toplantının nelere sebep olduğunu tarih sayfaları gösterecekti. İslam Ümmeti başıboş kalmasın diye yapılan bir toplantı, tam tersine İslam Ümmetini karmaşıklığa ve iç savaşlara sürüklemişti. İslam ümmeti öyle bir hale gelmişti ki bu toplantıdan 50 yıl sonra bu dinin peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a) biricik torunu İmam Hüseyin Kerbela’da hunharca şehit edildi. Sakife Toplantısında olanlar, Kerbela’da İmam Hüseyin’in kanını dökenlerle o günahta ortak olduklarının farkında dahi değillerdi; ama ortak oldular.

Evet, hata ve günah iki kısımdır: Birincisi insanın şahsi günahları ve hataları; Allah ile kendi arasında olan günahlar. İkincisi ise toplumsal günahlar ve hatalardır. Toplumsal günahlar ve hatalar, toplumlara ve tarihe damgasını vurur. Toplumsal hatalar, ümmetlerin ve toplumların dağılmasına neden olur. Dine veya masum insanlara zulmedilmesine neden olur. Bu yüzden toplumsal hataların ve günahların vebali çok büyüktür.

Dikkat edelim tarih tekerrürden ibarettir. Tarihte yaşanan her olayı farklı şekillerde bizler de yaşamaktayız. Bu gibi Sakife Toplantıları her zamanda, her yerde ve her şehirde olabilir. Önemli olan böylesi toplantılar olduğunda bizlerin nerede durduğudur. Halep ordaysa arşın buradadır. Duruşumuzu anlamak için illaki 1400 yıl geriye gitmeye gerek yoktur…

Allah’ım! Bizleri şahsi günah ve hatalardan koru. Allah’ım! Bizleri özellikle toplumsal hatalardan ve günahlardan koru ki tarih var oldukça devam eden bir vebalin altına girmeyelim...



Bu yazı 2020 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI