Bugun...



Şükredenlerin Münacatı

Şükredenlerin veya Şakirlerin münacatı (Arapça: مناجات الشاکرین), İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen on beş münacattan biridir.

facebook-paylas
Tarih: 16-09-2020 10:07

Şükredenlerin Münacatı

Allah’ın nimetlerine karşı şükretmemenin nedenleri, şükretme acizliğinde bulunma ve ayrıca kulların nimetlerin kadrini bilmedikleri ve şükürde bulunmadıklarına yer verilmiştir. Yine İmam Seccad (a.s) duada, maddi ve manevi nimetleri saymaktadır.

İmam Zeynel Abidin’den (a.s) nakledilen bu dua, “es-Sahifeti’s-Saniyeti’s-Seccadiye”, “Biharu’l Envar” ve “Mefatihu’l Cinan” kitaplarında nakledilmiştir. Allame Meclisi (r.a), bu duanın Çarşamba günü okunduğunu belirtmiştir.

İçeriği ve Mesajları:

* Allah’ın nimetlerine karşı nankörlükte bulunmanın nedeni: bağışının peş-peşe aralıksız olması, ihsanının sürekli yağması ve nimetlerinin birbirini takip etmesi olarak açıklanmıştır.

* Şükrünü yerine getirmekte acizlik, nimetlerinin kadrini bilmemek ve gerekli şükürde bulunmamak.

* Ümit edenlerin Allah’ın dergâhına, Onun şefkat ve merhametine sığındıklarına değinilmiştir.

* Bazı manevi nimetlerin beyan edilmesi.

* İman nurunun, insan için elbise ve ziynet gibi olduğuna işaret edilmesi.

* Allah’ın ihsanlarının insan başındaki taca benzetilmesi.

* Allah nimetlerinin sayılamayacak kadar çok ve insanın bunu tasavvur edemeyeceği ve anlayamayacağı düzeyde olduğu.

* Her bir nimete şükrün, Allah tarafından insana verilen başka bir nimet olduğu ve onun da şükre ihtiyaç duyduğunun belirtilmesi.

Duanın Arapça Metni:

بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ

اِلهٰي اَذْهَلَني عَنْ اِقامَةِ شُكْرِكَ تَتابُعُ طَوْلِكَ، وَاَعْجَزَني عَنْ اِحْصاءِ ثَنائِكَ فَيْضُ فَضْلِكَ، وَشَغَلَني عَنْ ذِكْرِ مَحامِدِكَ تَرادُفُ عَوائِدِكَ، وَاَعْياني عَنْ نَشْرِ عَوارِفِكَ تَوالي اَياديكَ، وَهذا مَقامُ مَنِ اعْتَرَفَ بِسُبُوغِ النَّعْماءِ وَقابَلَها بِالتَّقْصيرِ، وَشَهِدَ عَلى نَفْسِهِ بِالإِهْمالِ وَالتَّضْييعِ، وَاَنْتَ الرَّؤوفُ الرَّحيمُ الْبَّرُ الْكَريمُ،الَّذي لا يُخَيِّبُ قاصِديهِ وَلا يَطْرُدُ عَنْ فِنائِهِ آمِليهِ، بِساحَتِكَ تَحُطُّ رِحالُ الرّاجينَ، وَبِعَرْصَتِكَ تَقِفُ آمالُ الْمُسْتَرْفِدينَ، فَلا تُقابِلْ آمالَنا بِالتَّخْييبِ وَالأَياسِ، وَلا تُلْبِسْنا سِرْبالَ الْقُنُوطِ وَالإِبْلاسِ

اِلهٰي تَصاغَرَ عِنْدَ تَعاظُمِ آلائِكَ شُكْري وَتَضاءَلَ في جَنْبِ اِكْرامِكَ اِيّايَ ثَنائي وَنَشْري، جَلَّلَتْني نِعَمُكَ مِنْ اَنْوارِ الإِيمانِ حُلَلاً، وَضَرَبَتْ عَلَيَّ لَطائِفُ بِرّكَ مِنَ الْعِزِّ كِلَلاً، وَقَلَّدَتْني مِنَنُكَ قَلائِدَ لا تُحَلُّ، وَطَوَّقَتْني اَطْواقاً لا تُفَلُّ فَآلاؤُكَ جَمَّةٌ ضَعُفَ لِساني عَنْ اِحْصائِها، وَنَعْماؤُكَ كَثيرَةٌ قَصُرَ فَهْمي عَنْ اِدْراكِها فَضْلاً عَنِ اسْتِقْصائِها، فَكَيْفَ لي بِتَحْصيلِ الشُّكْرِ وَشُكْري اِيّاكَ يَفْتَقِرُ اِلى شُكْرٍ

فَكُلَّما قُلْتُ لَكَ الْحَمْدُ وَجَبَ لِذلِكَ اَنْ اَقُولَ لَكَ الْحَمْدُ، اِلهٰي فَكَما غَذَّيْتَنا بِلُطْفِكَ وَرَبَّيْتَنا بِصُنْعِكَ فَتَمِّمْ عَلَيْنا سَوابِـغَ النِّعَمِ وَادْفَعْ عَنّا مَكارِهَ النِّقَمِ، وَآتِنا مِنْ حُظُوظِ الدّارَيْنِ اَرْفَعَها وَاَجَلَّها عاجِلاً وَآجِلاً، وَلَكَ الْحَمْدُ عَلى حُسْنِ بَلائِكَ وَسُبُوغِ نَعْمائِكَ حَمْداً يُوافِقُ رِضاكَ، وَيَمتَرِي الْعَظيمَ مِنْ بِرِّكَ وَنَداكَ،

يا عَظيمُ يا كَريمُ بِرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ

Duanın Türkçe Anlamı:

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

Ey Rabb'im; bağışının peş peşe aralıksız olması sana şükretmeyi unutturmuş ve kendime dalmışım, ihsanının sürekli bana yağması senalarını sayıp bitirmekten beni aciz bırakmıştır, nimetlerinin birbirini takip etmesi övgülerini anmaktan beni alıkoymuştur, kerem ve iyiliklerinin art arda oluşu bunları açıp söylemekten beni aciz etmiştir. Ben, Senin bol nimetlerine karşılık kusurlu olduğunu itiraf eden, o nimetlerde ihmalkârlık yapmasından ve onları zayi etmesinden dolayı kendisi aleyhine tanıklık eden kimsenin halindeyim.

Allah'ım; sen Rauf (şefkatli), Rahîm, İhsan sahibi ve Kerim'sin; öyle ki sana yönelenleri ye'se düşürmez ve keremine ümidi olanları nezdinden kovmazsın. Ümit edenlerin yükü senin dergâhına indirilir, yardım dileyenlerin arzuları senin kapında durur; öyleyse arzularımızı mahrumiyet ve ümitsizlikle karşılaştırma ve ümitsizlik elbisesini bize giydirme.

İlahî, senin büyük nimetlerin karşısında benim şükrüm küçük kalır, ikramın karşısında benim hamd-u senam naçiz görünür. İman nurundan olan nimetlerin beni süslemiş, izzetinden olan zarif ihsanların beni kaplamıştır, minnetlerin açılmayacak gerdanlıklar ve kırılmayacak tasmalar boynuma takmıştır. Nimetlerinin çokluğundan onları sayıp bitirmekten dilim aciz kalmış ve onları kuşatmak bir yana, idrak etmekten bile fikrim yetersiz olmuştur. O halde nasıl şükrederim? Oysaki sana şükretmek için de bir şükür gerekir, ne zaman sana hamd etsem hamdım için de tekrar sana hamd etmem gerekir.

İlahî; lütfunla rızıklandırdığın ve ihsanınla eğittiğin gibi bize bol nimetlerini tamamla, azabın çetinlik ve belalarını bizden uzaklaştır, her iki cihanın en yüce ve en büyük payından bu dünyada ve ahirette bize nasip eyle.

Güzel imtihanlarına ve bol nimetlerine karşılık, rızama uygun, bol bağış ve ihsanına sebep olacak bir şekilde sana hamdediyorum; ey azamet ve kerem sahibi, rahmetin hürmetine duamı kabul eyle, ey merhametlilerin en merhametlisi!




Bu haber 381 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MANEVİYAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI