Bugun...



Sahabenin Fazilet-i Külliyesi

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 14-04-2021 16:20

Sahabenin Fazilet-i Külliyesi

Soru: Sevgili canlar ve tüm Ehl-i Beyt (a.s) dostları ve Hz. Ali r.a sevdalıları.. Risale-i Nurdan 4. Lem'a'dan Al-i Beyt hakkındaki senakarane ifadeden bahsetmiş olmanız, bizleri oldukça memnun eyledi; mamafih izah ederken yapmış olduğunuz yanlış mantık ve mukayese (eğer hadis rivayet edenlere göre sahabenin fazilet-i külliyesine değer biçilecek olsaydı, ilk dört halifenin son sıralarda olması gerekirdi veyahutta ilk başlarda olmaları mümkün olmazdı) bizleri cidden üzdü ve derin bir teessüre boğdu. 4. Lema'nın tamamını değil de bir kısmını bahsederek, yol almaya çalışmanızı da anlayabilmiş değiliz. ALLAHIN SELAMI TÜM ALİ BEYT DOSTLARININ ÜZERİNE OLSUN; ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN; SELAM VE DUA İLE.

Cevap: Muhterek kardeşim, yazınızı okuduk; belli olan siz yazıyı dikkatle okumamışsınız. Bizim maksadımız burada dördüncü Lem'a'yı falan işlemek değildi. Biz orada sadece bize söz konusu Lem'a'dan bazı pasajlar sunup bu konudaki görüş ve değerlendirmemizi isteyen bir kardeşe cevap vermişiz. Ve gördüğünüz gibi biz sadece o arkadaşın bizzat bize aktardığı pasajlar üzerinde yoğunlaşarak, bu konudaki görüşlerimizi aktarmışız.

Kaldı ki sizin aktardığınız değerlendirmeyi bizim yazımızın neresinden çıkarmışsınız, bunu anlayamadık. Bizim orada vurguladığımız husus şudur: Eğer gerçekten Lem'alardaki "Hz. Ali (k.v) Âl-i Beyt'in mümessili olması hasebiyle onda mahiyet-i Muhammed (s.a.v), Nur-u Muhammed (s.a.v) vardır; muvazeneye gelmez" tabiri doğruysa..... ki kesinlikle doğrudur, o zaman ortada bir yanlışlık var demektir. “Müvazeneye gelmez” demek, yani Hz. Ali (a.s) başkalarıyla asla kıyaslanamaz ki bu Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinde de vurgulanmıştır. Şöyle buyurmaktadır: "Kimse biz Ehl-i Beyt'le kıyaslanamaz." Bu gerçekten hareketle biz, "Keşke sadece müvazeneye getirip başkalarıyla aynı kefeye koysalardı ama maalesef bunu bile yapmamış ve Hz. Ali'yi (a.s) fazilet açısından ta dördüncü sıraya yerleştirmişlerdir" tespitinde bulunmuşuz. Bu tespitin neresi yanlış? Gerçekten Ehl-i Sünnette yaygın görüş bu değil mi? Bizim dediğimiz şudur ki, ya dördüncü Lem'a'daki söz yanlıştır ya da Ehl-i Sünnetteki yaygın görüş (Yani halifelerin sırasına göre fazilet sıralaması yapılması.) Biz illa da “en çok hadis nakleden en faziletlidir” cümlesini yazımızın neresinde kullanmışız? Biz, orada Hz. Ali'de nur-i Muhammed, mahiyeti Muhammed (s.a.a) vardır (ve hadislerin tabiriyle Hz. Resulullah'ın (s.a.a) ilim şehrinin kapısıdır), yine İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) hakkındaki "Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in nesli kıyamete kadar gidecek; onlar hakiki verese-i Nebevî'dirler" sözlerini esas alarak, aynen Nur-u Muhammed olduğunu itiraf ettikleri bu mukaddes nurdan ne kadar nur ve ne kadar feyiz alabildiler? İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin'in (a.s) Hz. Peygamber'den (s.a.a) mirâs aldıkları nelerdi acaba? Mal-mülk mü? Yoksa Hz. Peygamber'in (s.a.a) nur-i mukaddesi, ilim ve irfanı mı? Eğer ikincisi ise, o zaman ne kadar sahip çıkabildiler bu mirasa acaba? Onlar sadece sekiz-on tane mi hadis miras aldılar Hz. Peygamber'den (s.a.a)?! Zira bu kadardan fazla hadis nakletmemişlerdir kaynaklarında! Bu hesapla Ebu Hureyreleri, Abdullah b. Ömerleri ve... Peygamber vârisi olarak tanıtmak daha uygun ve daha mantıklı olmaz mı?" tespitinde bulunmuşuz? Bunun neresi yanlıştır? Peki, lütfen kendiniz bize açıklayın bu muammayı! Eğer yukarıdaki söz, yani "Hz. Hasan (a.s) ve Hz. Hüseyin (a.s)... hakiki Verese-i Nebevî'dirler" sözü doğru ise, aldıkları miras nedir? Her halde Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hadisleri değil! Zira sizin de itirafınıza göre, onlar vasıtasıyla Sünni kaynaklarda nakledilen hadis sayısı yok denecek kadar azdır ve başkaları vasıtasıyla onların yüzlerce hatta binlerce katı hadis nakledilmiştir, söz konusu kaynaklarda. Peki, başka hangi konuda Ehl-i Sünnet onların mirasından istifade etmiştir, Allah aşkına? İtikatta mı, fıkıhta mı, tefsirde mi, irfan ve tasavvufta mı? Hangisinde? Buna Ehl-i Beyt'in (a.s) diğer fertleri (örneğin Hz. Fatıma (s.a)) da dahildir. Lütfen örnekleri ve delilleriyle açıklayın, biz de bilelim. Eğer yoksa, bu iki şıktan hariç değil: Ya onlar aziz dedeleri Hz. Resulullah'tan (s.a.a) bir şey istifade etmemiş ve manevi bir miras almamışlardır (ki o zaman da Lem'a'daki sözün bir anlamı kalmaz); ya da başkaları onların mirasından istifade yerine başka birilerini onlara tercih etmişlerdir. Biz başka bir alternatif göremiyoruz... Vesselam-u aleykum.   




Bu haber 343 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SORU-CEVAP Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI