Ölümden sonraki yaşama olan inancın ilk etkisi, aile efradı arasında daha çok bağlılığa sebep olacak olan kalıcı hedeflere teveccüh etmeğe yöneltir. [1] Bu açıdan bu inanca sahip ailelerde, aile fertleri uzun yıllar boyunca kendilerini duygu ve yaşamdan razı olma hissi ile desteklemektedirler. Bunlar, ilahi karşılığa ve kalbi inanca inanmakta ve yaşamı sadece bu dünya ile sınırlı olarak görmemektedirler.

Mead’a olan inancı ikinci etkisi, kişinin ailedeki görevlerini yerine getirmesinin karşılığında ahirette kendisine verilecek olan nimetler ve karşılıklara inancıdır.

Allah-u Teâlâ bu konuda şöyle buyuruyor:

اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ اَنْتُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ* يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَاَكْوَابٍ وَفيهَا مَا تَشْتَهيهِ الْاَنْفُسُ وَتَلَذُّ الْاَعْيُنُ وَاَنْتُمْ فيهَا خَالِدُونَ* وَتِلْكَ الْجَنَّةُ الَّتي اُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ.

“Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz. Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır ve siz orada ebedî olarak kalacaksınız. İşte bu, yapmakta olduklarınıza karşılık size mîras verilen cennettir”. [2]     

Mead’a olan inancı üçüncü etkisi, aile azizlerinin yokluğu veya çok şiddetli ekonomik sorunlar gibi, aile üyeleri arasındaki sorunlara uygun bir şekilde karşı koymadır. Bazı sorunlar telafi edilemeyecek bir şekildedir ve fertler sadece ahiret yaşamında olan karşılıklara teveccüh ederek, kendilerini sakinleştirebilirler.  

Mead’a olan inancın dördüncü etkisi, onun dizginleyici ve önleyici rolüdür. Ailedeki birçok sorun, birbirlerinin haklarına uymamak, istekleri zorla yaptırmak ve saldırganlıkla ilgilidir. Diğerlerinin haklarına tecavüz ve sorumlulukların yerine getirilmemesinin karşılığının hatırlanması, kişileri uygun olmayan davranışlardan alıkoyar.  

İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor:

ملعونةٌ ملعونةٌ إمرأةٌ تؤذی زوجها و تغمّه، و سعیدإمرأةٌ تکرم زوجها ولا توْذیه   

Kocasına eziyet ederek sıkıntı verip rahatsız eden kadın, Allah’ın rahmetinden uzaktır ve kocasına cömertce davranarak eziyet etmeyen kadın saadete ermiştir. [3]   

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor:

من ضرب امرأة بغیر حقٍّ فأنا خصمه یوم القیامة

Eşini delilsiz olarak döven kimsenin kıyamet gününde düşmanı olacağım. [4]   

Namaz, dua ve oruç gibi ibadi amellerin ailenin güçlenmesindeki rolü, tekebbür ve gafletten uzak durmanın yanında kalplerin huzuru ve aile içerisinde sefa ve samimiyete sebep olmaktadır.

Araştırmalar göstermektedir ki Allah-u Teâlâ ile olan doğrudan irtibat ve O’na yakarış, evlilikte rızalık ve evliliğin güçlenmesinde etkili olmuştur. Örnek olarak Jerrigan ve Nack’ın yapmış oldukları araştırmaların sonucunda, evliliğin kalıcı ve sürekliliğinin en önemli etkeninin dini davranışlar olduğu görülmüştür.

--------------------

[1]- Walker Lois Hope, Din Yaşama Mana Veriyor, tercüme: E’zem Puya, Mecelle-i Negd ve Nezer, yıl: 8, sayı: 1 ve 2, s. 141.

[2]- Zuhruf, 70-72.

[3]- Biharu’l-Envar, c. 100, s. 253.

[4]- Deylemi, İrşadu’l-Kulub, c. 1, s. 175.