Bugun...



Kur'ân ve Hadis Işığında Ahir Zamana Yönelik Genel Bir Değerlendirme - 2

Allah, kendisine (dinine) yardım etmeleri durumunda kendilerine yardım edeceğini vaad etmiştir.

facebook-paylas
Tarih: 25-01-2021 12:26

Kur'ân ve Hadis Işığında Ahir Zamana Yönelik Genel Bir Değerlendirme - 2

Kendileri desteklemeseler ve onların güçlerine katkıda bulunmasalar, düşmanlarını zayıflatacağına söz vermiştir: "Eğer Ehlikitap inanmış olsaydı, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden inananlar da var; ama çokları yoldan çıkmışlardır. Size eziyetten başka bir zarar veremezler. Sizinle savaşsalar bile, size arkalarını dönüp kaçarlar, sonra onlara yardım da edilmez. Nerede bulunurlarsa, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanların ipine sığınmış olsunlar." [1] "Meğer ki Allah'ın ipine ve insanların ipine sığınmış olsunlar" ifadesinden "İnsanların onları dost edinmeleri ve sonuçta yüce Allah'ın onları insanlara egemen kılması suretiyle bu zilletten çıkmaları mümkündür" şeklinde bir çıkarsamada bulunmak uzak bir ihtimal değildir.

Sonra yüce Allah, bu durumdaki İslâm toplumuna, bir topluluk ortaya çıkaracağını vaat ediyor. Bunlar öyle bir topluluktur ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı şiddetli ve onurludurlar. Allah yolunda cihat ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Daha önce de belirttiğimiz gibi, onlara ilişkin olarak sayılan bu nitelikler, bugünkü İslâm toplumunda izine rastlanmayan niteliklerdir. Ayetin üzerinde iyice düşündüğümüz zaman, ayetin İslâm toplumunun ileride ne tür rezilliklere duçar olacağını ve hangi alçaltıcı durumlara düşeceğini ayrıntılı bir şekilde haber verdiğini görürüz.

Bu rezilliklere ilişkin olarak, ahir zamanda meydana gelecek kimi gelişmelerle ilgili Hz. Peygamber’den (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamlarından (a.s) çok sayıda hadis rivayet edilmiştir.  Bu hadislerin bir kısmı art niyetli saptırmalardan ve tahriflerden kurtulamamışsa da, bununla beraber bunlar arasında, gelişmeler ve yaşanan pratik tarafından doğrulanan haberleri içeren hadisler de vardır. Bunlar, yaklaşık olarak bin yıl önce kaleme alınmış ilk kuşak âlimlerin eserlerinde yer almaktadırlar. Bu eserlerin çoğu da gerçekten isnat edildikleri kişiler tarafından kaleme alınmış; günümüze aktarılırken herhangi bir kayba uğramamış ve birçok âlim tarafından onlardan nakledilmiştir.

Kaldı ki, bu rivayetler, o gün için henüz gerçekleşmemiş ve o sırada yaşayan insanların beklemediği, tahmin etmediği ve edemeyeceği olaylara ilişkin haberler veriyorlar. Dolayısıyla bunların doğruluğunu kabul etmek ve vahiy membaından derlendiklerini itiraf etmek bizim açımızdan kaçınılmaz olmuştur.

Örneğin Kummî, kendi tefsirinde babasından, o, Süleyman b. Müslim el-Haşşab'dan, o Abdullah b. Cerih el-Mekki'den, o Ata b. Ebi Riyah'dan, o da Abdullah b. Abbas'tan şöyle rivayet eder: Hz. Resulullah (s.a.a) ile birlikte Veda Haccını yerine getiriyorduk. O sırada Hz. Resulullah (s.a.a) Kâbe'nin kapısına tutundu ve yüzünü bize çevirerek, şöyle buyurdu: "Size kıyametin işaretlerini haber vereyim mi?" O sırada onun en yakınında Salman (r.a) bulunuyordu, dedi ki: "Evet, haber ver ya Resulullah."

Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Kıyametin işaretlerinden biri namazın ortadan kalkması, şehevî arzuların peşine düşülmesi, tutkulara yönelik eğilimlerin artması, mala büyük değer verilmesi, dinin satılarak karşılığında dünyalık şeylerin alınmasıdır. Bu şartlar ortaya çıktığında, gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla müminin yüreği ve içi, suda tuzun erimesi gibi erir."

Salman hayretle sordu: "Bu da mı olacak ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, ey Salman! Bütün bunlar olacak ve bu sırada onları zorba emirler, fasık vezirler, zalim bilginler ve hain eminler yönetecektir."

Salman sordu: "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin olsun ki, ey Salman, bütün bunlar olacak. Bu sırada münker (kötü) maruf (iyi) olacak, maruf da münker olacak, haine güvenilecek, güvenilen kimse ihanet edecek, yalan söyleyenler tasdik edilecek ve doğru söyleyenler de yalanlanacaklardır."

Salman, "Bütün bunlar olacak mı ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve bu sırada kadınlar yönetici olacak, cariyelere danışılacak, çocuklar minberlere oturacak, yalan bir beceri gibi algılanacak, zekât bir kayıp, Müslümanların beytülmalını talan etmek bir ganimet gibi görülecektir. Kişi anne ve babasına eziyet edecek, buna karşın arkadaşına iyilik edecektir. Ve kuyruklu yıldız doğacaktır."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada kadın kocasının ticaret ortağı olacak, yağmur normal mevsiminde yağmayacak, sıcak mevsimlerde yağacak, cömert insanlar olabildiğince sert ve kaba olacaklar, zor duruma düşen yoksul insan küçümsenecektir. Bu sırada çarşılar birbirlerine yakın olacaktır. Biri: 'Hiçbirşey satamadım' diyecek, bir başkası: 'Hiç kâr etmedim' diyecektir. Bundan dolayı Allah'ı suçlar gibi konuşacaklardır."

Salman, "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacaktır ve bu sırada başlarına bir kavim musallat olacaktır ki konuşacak olsalar, boyunlarını vuracaklar; susacak olsalar, her şeylerini mubah sayacaklar, mallarına el koyacak, saygınlıklarını çiğneyecekler. Kanlarını dökecek, yüreklerine korku salacaklar. O sırada müminleri korkak, ürkek, pısırık ve çekingen görürsün."

Salman, "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada bir şey doğudan ve bir şey de batıdan getirilecek ve bunlar ümmetimi etkileyip yönlendirecektir. Vay ümmetimin zayıflarına, onların elinden neler çekecekler, neler?! O zalimlerin de Allah'ın azabından dolayı vay hâllerine! Bunlar küçüklere acımayacak, büyüklere saygı göstermeyeceklerdir. Hiçbir kusuru bağışlamayacaklardır. Onlarla ilgili haberler hep çirkin ve ağza alınmayacak cinstendir. Bedenleri insan bedeni, ama kalpleri şeytan kalbi olacaktır."

Salman, "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" diye sordu. Hz. Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla ilişkiye gireceklerdir. Kızlar ailelerinin evinde kıskanılıp korunulduğu gibi erkek çocuklar da kıskanılıp korunulacaklar. Erkekler kendilerini kadınlara, kadınlar da kendilerini erkeklere benzetecekler. Kadınlar eğerlere bineceklerdir. Ümmetimden onlara Allah'ın lâneti olsun."

Salman, "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman bütün bunlar olacak ve o sırada mescitler tıpkı Kilise ve Havralar gibi yaldızlanacak. Mushaflar süslenecek, minareler uzun olacak, saflar kalabalık, ama kalpler birbirlerine karşı nefretle dolu olacak, dilleri farklı şeylerden söz edecektir."

Salman, "Bunlar da mı olacak ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada ümmetimin erkekleri altın takılarla süsleneceklerdir. İpek ve ebrişem giysiler giyinecek, kaplan derisini alış-veriş metaı hâline getireceklerdir."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada faiz çok yaygın olacak, gıybetle ve rüşvetle iş görülecektir. Dinin değeri düşecek, buna karşılık dünyanın değeri yükselecektir."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak ya Resulullah?" Buyurdu ki: Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada boşanmalar çoğalacak, Allah'ın koyduğu hiçbir sınır, hiçbir hukuk gözetilemeyecektir. Tabi, bütün bunların Allah'a bir zararı olamayacaktır."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada şarkıcı cariyeler ve çalgı aletleri ortaya çıkacak, ümmetimi, en kötü ve en şerli fertleri yöneteceklerdir."

Salman, "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada ümmetimin zenginleri gezip dolaşma amacıyla, orta hâlli olanları ticaret amacıyla, yoksulları da gösteriş ve desinler için hacca gideceklerdir. Bu sırada bazı topluluklar, Allah'tan başkası için Kur'ân öğrenecek, Kur'ân'ı bir müzik melodisi, bir çalgı gibi algılayacaklar. Diğer bazı topluluklar, Allah'tan başkası için fıkıh öğreneceklerdir. O sırada zinadan peydahlanan çocuklar çoğalacaktır. Kur'ân'ı teğanniyle okuyacaklar ve dünya için birbiriyle çekişecekler."

Salman, "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" diye sordu. Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada haramlar çiğnenecek, bol günahlar kazanılacak ve kötüler iyilere musallat olacaklardır. Yalan her tarafı kaplayacak, inatçılık insanların tipik bir davranışı hâline gelecek, yoksulluk baş alıp gidecektir. İnsanlar giysilerle birbirlerine karşı övüneceklerdir. Üzerlerine yağmur mevsimi dışında yağmur yağacaktır. Vakit geçirmek amacıyla tavla, satranç gibi oyunlar oynamayı ve müzik dinlemeyi hoş karşılayacaklardır. Marufu emretmeyi ve münkeri nehyetmeyi hoş karşılamayacaklardır. Öyle ki, o dönemde bir mümin, toplumun en zelil kimsesi hâline gelecektir. Hafızlar ve zahitler birbirlerini kınayacaklar, fakat her iki grup da göklerin melekûtunda 'pisler ve necisler' olarak anılacaklardır."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada zengin yoksul düşmekten başka bir şeyden korkmayacaktır. Öyle ki, bir dilenci, iki cuma arası el açıp dilenecek ama bu süre içinde kimse avucuna bir şey koymayacaktır."

Salman dedi ki: "Bunlar da mı olacak, ya Resulallah?" Buyurdu ki: "Evet, canımı elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki, ey Salman, bütün bunlar olacak ve o sırada 'Ruveybiza' konuşacaktır." Salman dedi ki: "Anam babam sana kurban olsun, ya Resulallah, 'Ruveybiza' nedir?" Buyurdu ki: " Halkın geneli hakkında, o güne kadar konuşmayan bir kimse konuşacaktır. Fakat ondan sonra fazla yaşamayacaklardır. Çok geçmeden yeryüzünden korkunç bir ses duyulacak. Her topluluk o sesin kendi bölgelerinden geldiğini düşünecektir. İnsanlar Allah'ın dilediği bir süre kadar bekledikten ve kafaları üzerine yere geldikten sonra yeryüzü gizlediği madenleri dışarı atacaktır. Yani, altın ve gümüşü." Hz. Peygamber (s.a.a) o sırada sütunlara eliyle işaret ederek, "Bunlar gibi." dedi, "Ama o gün ne altın, ne de gümüş fayda verecektir. İşte 'Onun belirtileri geldi.' ayetinin anlamı budur." [2]

 

 

------------------

[1]- Âl-i İmrân, 110-112

[2]- Tefsir’ul Kummî, c. 2, s. 303-307




Bu haber 1699 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI