Bugun...



Kur’an’da İmam Mehdi (a.f)

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Güncelleme: 06-05-2022 16:37:45 Tarih: 29-04-2022 15:32

Kur’an’da İmam Mehdi (a.f)

Kur’an-ı Kerim’de gelmiştir ki Şeytan, Allah-u Teâlâ’dan kıyamet gününe kadar kendisine mühlet vermesini istiyor. Ama Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

اِلى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ

Bilinen vaktin gelip çatacağı güne dek” Burada maksat, hangi gün ve vakittir?

Şeytan’ın Allah-u Teâlâ ile konuşması ve O’ndan kıyamet gününe kadar mühlet istemesi Hicr suresi 37, 38 ve Sad suresi 80, 81. ayetlerdedir. Şeytan’ın Allah-u Teâlâ’dan mühlet istemesi ve Allah-u Teâlâ’nın cevap vermesi şöyle matrah edilmiştir:

   قَالَ رَبِّ فَاَنْظِرْنى اِلى يَوْمِ يُبْعَثُونَ* قَالَ فَاِنَّكَ مِنَ الْمُنْظَرينَ * اِلى يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ

İblis, “Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver” dedi. Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” [1] Sad, 79, 80, 81.

Ayetin siyakına dikkat edildiğinde “Bilinen vakitten” maksat, kıyamet gününden başka bir vakittir. Çünkü Allah-u Teâlâ, Şeytan’ın isteğine verdiği cevapta anlatmak istiyor ki onun asıl isteği kabul edilmiş ve Allah-u Teâlâ, Şeytan’a izin ve mühlet vermiştir.

فَاِنَّكَ مِنَ الْمُنْظَرينَ

 “Sen, mühlet verilenlerdensin”. Ama Şeytan’ın istemiş olduğu mühletin miktarı kabul edilmemiştir. Zira Şeytan, istemiş olduğu mühleti kıyamet gününün gelmesine kadar dile getirmiştir.

اِلى يَوْمِ يُبْعَثُونَ

“İnsanların diriltilecekleri güne kadar”. Ama Allah-u Teâlâ, bu mühleti, ilahi ilimde belirli ve muayyen olan “Bilinen vakte” bağlı kılmıştır. Bu, “Bilinen vakit” kesinlikle kıyamet gününden başka bir zamandır.

Ama bu “Bilinen vakit”in hangi dönem ve zaman olduğu konusunda bu ayetin zeylinde gelmiş olan rivayetlerin verdiği cevapta ondan maksadın İmam-ı Zaman’ın (a.f) zuhur dönemi olarak beyan edilmiştir.

İshak b. Ammar şöyle diyor: İmam Sadık’tan (a.s) bu ayet hakkında, Allah-u Teâlâ’nın Şeytan’a verdiği mühletin süresini sordum. İmam (a.s) şöyle buyurdu:

الوقت المعلوم يوم قيام القائم (علیه السلام) فاذا بعثه الله كان في مسجد الكوفه و جاء ابليس حتي يجثو علي ركبتيه فيقول: «يا ويلاه من هذا اليوم» فيأخذ بناصيته فيضرب عنقه. فذلك يوم الوقت المعلوم منتهي اجله؛

Allah-u Teâlâ’nın Şeytan’a verdiği “Bilinen vakit”ten maksat, Kaim’in kıyam ettiği zamandır. Allah-u Teâlâ, onun (Hz. Mehdi) zuhuruna izin verdiği zaman, o hazret Kufe camisinde yerleşerek, hükumetinin merkezini orası karar verecektir ve Şeytan teslim olmuş ve tutuklanmış bir halde getirilecektir. O lahzalarda Şeytan o günün şiddetli korkusundan dolayı feryat edecektir. O zaman Hz. Mehdi (a.f) onun alnından tutarak, boynunu vuracaktır. Bugün Allah-u Teâlâ’nın karar vermiş olduğu “Bilinen gün”dür. [2]

Merhum Allame Tabatabai de bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: Allah-u Teâlâ’nın son mühlet olarak Şeytan’a verdiği “Bilinen vakit”ten maksat, o gündür ki Allah-u Teâlâ, insanlık âlemini Hz. Mehdi’nin (a.f) kutlu devletinin kurulmasıyla tam olarak ıslah edecek ve bütün kötülüklerin kökünü kurutacaktır. Öyle ki Allah-u Teâlâ’dan başka kimseye tapılmayacaktır. [3]

İmam Sadık’ın (a.s) rivayetinde o hazretin Şeytanı öldürmesinden maksadın Şeytan’ın kandırmalarının sınırlanması ve etkisiz olması ihtimali olabilir ve o hazret bu mecaz manayı kastedebilir. Ama ibaretin zahiri, o hazretin Şeytan’ı öldürmesine delalet etmektedir. İster maksadın Şeytan’ın öldürülmesi veya ister onun iş göremez hale getirilmesi olsun, her durumda şurası açıktır ki Mehdevi hükümette ilahi dinin mutlak olarak hâkimiyeti asrında saf olan tevhidi ve her türlü günah ve şirkten uzak olan bir toplum kurulacaktır.

يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بي‌ شَيْئاً

Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar.” [4]

Böyle bir dönemde masumun (a.s) rehberliğiyle halkın akılları en üst düzeye gelişerek artar; toplum ahlak ve ilahi terbiye ile kaplanır. Artık Şeytan’ın aldatmacaları ve oyunları kalmayacaktır. Onun ölümünden veya mühletinin sonundan hangi açıklama yapılırsa yapılsın sonuç birdir ve Şeytan, halkı kandırma görevinin sonuna ulaşacaktır.

Şu noktanın hatırlatılması gerekir ki Şeytan’ın öldürülmesi veya etkisiz hale getirilmesi, insanların göreviyle uyumsuz değildir. Zira günah isteği sadece Şeytan’ın vesveseleriyle değildir. Aksine insanın günahtan etkilenme sebeplerinden ve sürekli olarak var olan nefsi vesveseler, içgüdüsel sebepler ve dış etkilerdendir. Günah işleme yolu da aynı şekilde açıktır. Şu farkla ki o toplumun insanları Hz. Mehdi’nin (a.f) hükümetinde nasipleri olan fevkalade olan akli gelişimleri ve eşsiz olan terbiyeleriyle bilinçli ve iradeleriyle günah ve kirliliklerden uzak kalarak, ilahi kulluk ve itaat yolunu seçmişlerdir. Bu durumda o dönemin insanlarının tabiatı değişmeyecek, aksine yüksek derecede olan basiret ve imanları mümkün olan en az derecede günah etmelerine sebep olacaktır.

 

---------------

[1] Sad, 79, 80, 81.

[2]- Biharu’l-Envar, c.52, s.376.

[3]-Tefsirü’l-Mizan, c.12, s.159.

[4]-Nur, 55.




Bu haber 1060 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER MEHDEVİYET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI