Resul-ü Ekrem (s.a.s): "Bir kişi kendi kalbinin katılığı ve taşlaşmasından şikayet edince, Allah Resulü ona şöyle buyurdu: "Kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakir doyur ve öksüzün başına elini çek (onlara şefkat göster)."

İmam Bakır (a.s) şöyle buyurdu: "Gizli yerlerde (başkalarının görmediği yerlerde) çok zikrederek  kalbini yumuşatmaya çalış."

Hz Emir’ül Müminin Ali (a.s): "Mercimek kalbi yumuşatır ve göz yaşını çoğaltır."

Bir başka hadiste şöyle geçmektedir: "Kim kalbinin yumuşamasını istiyorsa, inciri çok yesin."

Resul-i Ekrem (s.a.s): "Az gülmek ve az yemekle kalbinizi diriltin ve onu açlıkla temizleyin ki saflaşsın  ve yumuşasın."

Resul-i Ekrem (s.a.s): "Gençler hakkında size iyiliği tavsiye ediyorum; zira onların kalpleri daha ince ve daha yumuşaktır. Allah beni (insanlar için) korkutucu ve müjdeleyici olarak gönderdiğinde, gençler benim davetimi kabul edip  benimle ahitleştiler, fakat yaşlılar bana muhalefet etmeye başladılar..."

Emir’ül Müminin Hz. Ali (a.s): "Kalbini öğüt ile ihya et (dirilt)."

Yine Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Fazilet sahibi insanlarla ilişkide olmak, oturup kalkmak kalplere hayat verir."

Hz. Resul-ü Ekrem (s.a.s), Kudsi bir hadiste Hak Teala'dan şöyle nakletmektedir: "Kullarım arasında geçen ilimi müzakere ve bahisler, eğer benim rızam için ve benim emrimi esas alarak yapılırsa, kalpleri diriltir."

Hz. Lokman kendi oğluna: "Evladım, alimlerle otur kalk ve onlarla diz dize otur ve ilim ve hikmetlerinden yararlan; zira Allah yeryüzünü gökyüzü yağmuruyla  dirilttiği gibi kalpleri  de hikmet nuruyla diriltir."

İmam Hasan (a.s) Şöyle buyurmuştur: "Düşünme ve tefekkürü terk etmeyin; zira tefekkür basiretli kalbin hayatı ve hikmet kapılarının anahtarıdır."