Cevap: Muhterem kardeşim, asıl olan insanın Allah korusun riyakâr olmamasıdır. Yani gerçekte ve batında sahip olmadığı bir yeteneği, iyiliği ve durumu zahirde öyleymiş gibi göstermemelidir. Ama bazen insan riyaya düşmemek için batında sahip olduğu bir güzelliği gizleyebilir. Hatta bunu yapması her zaman tercihli olabilir. Çünkü insanın her an ayağı kayabilir ve nefsin ve şeytanın vesveseleriyle kendini kaybedip riyaya düşebilir ve iyiliğini heba edebilir. Tabi bir insan yüzde yüz kendinden emin olursa açığa vurabilir. Ama dediğim gibi her zaman insan tehlike tehlikeyle karşılaşabilir. Kısacası zahirin batın ile ters düşmemesi gerekir. Ama insanın batında sahip olduğu her güzelliği açığa vurma zorunluluğu yoktur. Elbette eğer insan bazı iyi yönlerini gizlerse, insanlar tarafından kötülükle itham edilme gibi bir durumla karşılaşırsa, o zaman bu ithamı bertaraf edecek kadar açığa vurması gerekli olabilir. Mesela eğer insanlar birisini bi-namaz olarak zannederse, bazen açıkta namaz kılması gerekir.

Son bir nokta da şu ki, bazen insanın takiyye gereği gerçekte inandığı veya amel ettiği şeyi saklama zorunluluğu da olabilir. Bütün bunları dikkate aldığımızda herhalde sorunuzun cevabı büyük ölçüde ortaya çıkmış olur. Allah'a emanet olun.