Bugun...



İmamiye'nin İddiası

Bismillahirrahmanirrahim

facebook-paylas
Tarih: 15-06-2021 15:21

İmamiye'nin İddiası

Soru: Esasen İmamiye'nin iddiası gerçeklerle uyuşmamaktadır. Çünkü bu kadar uzun süre yaşayan bir insanın yaşadığı yerden ve yaşam tarzından hiç kimsenin haberdar olamaması imkansız gibidir.

Cevap: Bu eleştiri de bir kaç yönden reddedilmiştir:

1) Şiilerden güvenilir bir grup İmam Hasan Askeri’nin (a.s) sırdaşı olup, onunla Şiilerin arasında vasıta idiler. Onlar, İmam Mehdi (a.f) ile görüşüp, ondan çeşitli hüküm ve meseleler nakletmişlerdir. Şiilerden aldıkları malları İmam’a (a.f) teslim ediyorlardı. Osman b. Said Amri ve onun oğlu Muhammed b. Osman bu güvenilir vasıtalardandır. Yine “Ben-i Said” ve “Ben-i Mehziyar” Ahvazda, “Ben-i Rukuli” Kufe’de, “Ben-i Nevbaht” Bağdat’ta ve bazıları da Kum, Kazvin vs. bölgelerdeki vasıtalardandırlar. Onların hepsi İmamiye ve Zeydiye’nin içinde meşhur olup, Ehl-i Sünnet’in çoğunluğu tarafından da tanınmaktadırlar. Onlar akıllı, emin, düşünen, bilgin, Şii ve Şii olmayanların itimat ettiği insanlardı. Hatta halifeler bile onlara saygı gösterirlerdi. Çünkü onlar toplum nezdinde fazilet ve adaletle tanınmış kimselerdi. Öyle ki halife, düşmanların onlara ettiği ithamları asla önemsemezdi.

2) Daha İmam Mehdi (a.f) dünyaya gelmeden yıllar önce Hz. Peygamber (s.a.a) ve İmamlar (a.s), onun kıyam etmeden önce biri küçük ve biri de büyük olmak üzere iki gaybetinin olacağını haber vermişlerdi. Büyük gaybeti çok uzun olacaktır. Küçük gaybette yalnız özel dostları onun haberlerini başkalarına bildireceklerdir. Büyük gaybette ise, mümin ve takvalı insanların dışında kimse onun yerini bilmeyecek ve ondan kimse haber alamayacaktır.

Bu konudaki hadisler, babası İmam Askeri (a.s) ve ceddi daha dünyaya gelmeden, Şiilerin hadis kitaplarında nakledilmiştir. İki gaybetin gerçekleşmesi, bu hadislerin ve İmamiye’nin inancının doğru olduğunu ortaya koymuştur.

3) Dini bir gereklilikten dolayı gözlere görünmeyen bir insanın, hangi delile dayanarak mutlaka yakınları veya güvendiği dostları tarafından yerinin bilinmesinin gerektiği iddia olunuyor? Birçok insan vardır ki gizlendikleri zaman kimsenin onlardan haberi olmadı. Bu gibi insanların bazılarını örnek olarak aşağıda sunuyoruz:

a) Müslüman ve Müslüman olmayan tarihçilerin hepsi ve semavi dinlerin takipçileri Hz. Musa’dan (a.s) çok daha önce gelen Hızır (a.s) adında bir peygamberin gözlerden saklandığını ve bugüne kadar da yaşadığını naklediyorlar. Kimse onun yerini keşfedememiş ve onunla irtibatı olanlardan da onun hakkında haber alamamıştır. Kur’an-ı Kerim sadece onunla, Hz. Musa (a.s) arasında geçen bir olayı kısaca aktarmıştır. Bazı tarihçiler de, onun takvalı insanlardan bazılarına tanınmayacak şekilde gözüktüğünü söylüyorlar. Halkın da bir kısmı şöyle diyor: Bazı takvalı insanlar onu görmüşler ama tanıyamamışlardır. Ondan ayrıldıktan sonra, o şahsın Hz. Hızır (a.s) olduğunu anlamışlardır.

b) Kur’an, Hz. Musa’nın (a.s) Firavun rejiminden dolayı vatanından kaçıp gizlendiğini; uzun bir süre kimsenin ondan ve yerinden haberi olmadığını; sadece peygamberliğe seçildikten sonra kavmini davet için Mısır’a geri döndüğü açıklamaktadır.

c) Kur’an-ı Kerim, “Yusuf” suresinde Hz. Yusuf’un (a.s) hikayesini ve onun kayboluşunu beyan etmektedir. Bu olay, babası Hz. Yakub’un (a.s) peygamber olduğu ve kendisine vahiy nazil olduğu zaman gerçekleşmiştir. Kur’an, Hz. Yusuf’un (a.s) kayboluşunu, baba ve kardeşlerinin hiç bir şekilde ondan haberleri olmadığını ve kaybolduğu dönemde Mısır’a padişah olduğunu açıklamaktadır. Kardeşleri defalarca onu görmüş, ondan eşya almış ve onunla sohbet etmelerine rağmen, kaybolan kardeşleri olduğunu anlayamamışlardır. Hz. Yakub (a.s) oğlu Hz. Yusuf (a.s) için yıllarca ağlamış ve bu ayrılık Hz. Yakub’un (a.s) belini bükmüş ve gözlerini kör etmişti. Ama sonunda Allah’ın iradesiyle birbirlerine kavuşmuşlardır.

d) Hz. Yunus’un (a.s) hikayesi de şaşırtıcı hikayelerden biridir. Hz. Yunus (a.s) bir müddet kavmine tebliğ etti. Kavmi onu dinlemedi ve onunla alay etti. O da onları terk etti. Onların arasından ayrıldığı süre içinde, Allah’tan başka kimse onun yerini bilemedi. Çünkü Allah onu bir balığın karnında saklamıştı. Hz. Yunus (a.s) burada uzun bir süre kaldı. Daha sonra onu balığın karnından çıkarıp, sahilde bir ağacın altına attı. Hz. Yunus (a.s) ağacı ve o yeri tanımıyordu. Görüldüğü gibi bu tür gaybetler normalin dışında olan, bir şey olmasıyla birlikte Kur’an-ı Kerim tarafından teyit edilmiş ve bütün semavi dinlerin takipçileri de bunu tarih kitaplarında nakletmişlerdir.  

e) Bundan daha şaşırtıcı şey Ashab-ı Kehf’in hikayesidir. Kur’an bu hikayeyi şöyle anlatıyor: Onlar, köpekleriyle beraber mağaraya gittiler. Köpekleri mağaranın girişinde başını ön ayaklarının üstüne koyup yattı. Onlar 309 yıl mağarada kaldılar. Normal olarak uyuyan bir insan gibi, o tarafa bu tarafa dönüyorlardı. Bu süre içinde güneşin onlara yansıması ve rüzgarın üzerlerine esmesi hiç zarar vermemiş ve salim kalmışlardı. Bedenlerinde hiç bir zayıflık ve kokuşma olmamıştı. Sonra Allah-u Teâlâ onları uyandırdı. İçlerinden birini üzerlerinde eskiden kalmış olan parayla yiyecek alması için şehre gönderdiler.

Kur’an’ın buyurduğu gibi, bu süre içinde kimsenin onlardan haberi yoktu.

Böyle bir olay normal olarak imkansız bir şeydir. Ama eğer Kur’an’da açıkça gelmeseydi, bu olayı maddecilerin inkar ettiği gibi, bizim muhaliflerimiz de mutlaka inkar ederlerdi.

f) Şaşırtıcı kıssalardan bir başkası Üzeyir’in (veya başka bir rivayete göre Urumiya’nın) hikayesidir.[1] Onun hikayesi Kur’an’da ve diğer semavi kitaplarda geçmiştir. Yahudiler ve Hristiyanlar onun peygamber olduğuna inanıyorlar. Olayın özeti şöyledir: O, bir şehirden geçiyordu ve şehrin yıkılıp, viraneye döndüğünü gördü. Kendi kendine şöyle dedi: Allah, yıllar öncesinden ölen ve hiçbir eseri kalmayan insanları nasıl diriltmektedir?

Allah onları nasıl dirilteceğini ispatlamak için, onu 100 yıl ölü bırakmıştı. Sonra diriltti. Yanında getirdiği yiyecekleri bozulmamış ve hiç bir değişiklik olmamıştı.

Allah, şöyle buyurdu: Yiyeceğine bak; hiç bozulmamış. Ölü insanların bedenlerine de bak; onun zerrelerini topraktan çıkarıyor; bir birlerine ekliyor ve onlara et giydirerek, ilk haline getiriyoruz. Üzeyir, ölülerin dirilme olayını görünce şöyle dedi: “Allah’ın gücünün her şeye yettiğini anladım.”

Daha öncede belirtildiği gibi, bu kıssa Kur’an'da anlatılmıştır. Kitap ehli de buna inanıp, onu nakletmişlerdir. Bu kıssada alışılan, normal şartlarla değerlendirilemez. Bu yüzden maddeciler onu şiddetle inkar etmişlerdir.

Bu kıssalara nazaran, İmam Mehdi’nin (a.f) gaybeti tabii şartlara daha uygundur. Bu gibi kıssalara dinler tarihiyle ilgili kitaplarda çokça rastlanmaktadır.

Yine tarih yazarları şöyle naklediyorlar: Fars padişahları ülkelerinin durumunu göz önüne alarak, uzun bir süre halklarından gizleniyor; bu gaybet süresi içinde kimse onların yerini ve durumunu bilmiyor; uzun bir süre sonra ülkelerine geri dönüyorlardı. Bu olayların benzeri Hint ve Rum padişahları tarafından da uygulanıyordu. Bunlar tarih kitaplarında nakledilmiştir. Bunların hepsi normalin dışında olan şeylerdir. Biz bu kıssaları burada aktarmayacağız. Çünkü cahil eleştiriciler, bunları sırf normalin dışında olduğu için inkar edebilirler. Bu yüzden sadece Kur’an’daki kıssaları naklettik. Bu kıssalarda kimsenin şüphesi yoktur. Çünkü Müslümanların hepsi onu Allah’tan bilmiş ve doğruluğunda da ittifak etmişlerdir.

Özellikle İmamiye’nin iddiasına göre İmam (a.f) zuhur edeceği zaman, tamamen genç, aklı kamil ve güçlü olacaktır. Bu normalin dışında olan bir şeydir.

 

 

------------------

[1]- Kur’an bu olaydan, “Yıkılan şehre uğrayan kimse” diye bahsediyor. Onun adının ne olduğuna dair ihtilaflar var. Bazıları onun “Üzeyir” ve bazıları da “Urumiya” olduğunu söylüyorlar. Her iki isim de hadislerde geçmiştir. Daha geniş bilgi için, Bakara/259 ayetin tefsirine, Biharu’l Envar, c. 5; Taberi, c. 1’de başvurunuz.




Bu haber 435 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SORU-CEVAP Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI