Bugun...



İmamı Zaman’ın (a.f) Gaybetinin İmametle Çelişkisi

Soru: On ikinci İmam’ın gaybete çekilmesi, Şia’nın, imametle ilgili olan bütün görüşlerinin tekrar gözden geçirilmesini gerektirmez mi?!

facebook-paylas
Tarih: 19-02-2021 16:28

İmamı Zaman’ın (a.f) Gaybetinin İmametle Çelişkisi

Cevap:

Sorulan soru genel ve belli bir noktada odaklanmamıştır. İmam’ın (a.f) gaybete çekilmesinin, imamet görüşüyle hangi yönden çeliştiği açıklanmamıştır. Bu yüzden imamın görevlerinin gaybetle olan çelişkisini ve uyuşmazlığını veya uyumluluğunu konu edebilmek için, bu görevleri ayrı bir şekilde incelememiz gerekmektedir.

İmamet, nübüvvetin bir devamıdır[1] ve imam bir nebinin bütün özelliklerine sahiptir. Sadece ayetlerin vahiy edilmesi kesilmiştir. Sonuç olarak İmam (a.s) da peygamber gibi üç asıl görevi üslenmektedir:[2]

1. Hükümet kurmak ve insanları zalim sultanların elinden kurtarmak,

2. İlahi öğretileri açıklamak ve onları insanlara ulaştırmak,

3. İnsanları doğru yola hidayet etmek.

Yukarıdaki üç başlık, imamın genel görevlerini göstermektedir. Ama eğer toplumsal şartların uygun olmaması ve İslam ümmetinin gevşek olması, imamın karşılıklı ve toplumsal olan bazı görevlerini yerine getirememesine sebep olursa, eksikliğin imam tarafından olmadığı açıktır ve bu imamet felsefesiyle çelişmemektedir.

Kıyam etmek ve hükümet kurmak toplumsal bir harekettir ve uygun bir ortama ihtiyacı vardır. Eğer rehberin görevi, her şartta hatta Müslümanların maslahatına uygun olmayan durumlarda dahi kıyam ederek hükümeti ele geçirmek olduğunu söylersek, boş bir söz söylemiş oluruz. Çünkü İslam Peygamberi(s.a.a.), Medine’ye hicret etmeden önce Mekke’deyken, toplumsal şartlardan dolayı, İslam’ın zahiri yönlerini yerine getirmeye dahi muvaffak olmamıştır ki nasıl kıyam ederek hükümet kursun! Bu konu da aynı şekilde, Hz. Peygamber’in (s.a.a.) hafif veya gevşek davrandığı anlamına gelmez. Tam tersine o zamanki toplumsal ortamın İslam hükümetini kabul etmeye müsait olmadığını göstermektedir.

Bu durum, sadece Hz. Peygamber’in (s.a.a.) zamanına özel değildir. İnsanların dinden uzaklaşmaları ve onu hafife almalarının birinci İmam’ın (a.s) dışında, diğer imamların imamet dönemlerinde de olduğunu bilmekteyiz. Birinci İmam (a.s.) döneminde de, o hazretin ömrünün sonlarında, İslam hükümetini ayakta tutamamalarına sebep olmuştur ve bu durum imametin felsefesine hiç zarar vermemektedir.

Gaybet-i Kubra dönemi de, yapılan açıklamalara göre, imamın bu göreviyle herhangi bir çelişkisi yoktur. Aslında ilahi hükümleri, İslam hükümeti adı altında uygulama imkânı olduğu zaman gaybetin sona ereceği gündür. Hatta on ikinci İmam’ın (a.f) en önemli özelliğinin[3], ilahi adaleti temsil eden hükümeti yeryüzünde uygulayacağı olduğunu söylemek de mümkündür. Sonuç olarak İmam’ın (a.f) gaybete çekilmesi, İslami hükümetin kurulması yönünden, imamet felsefesiyle çeliştiği söylenemez.

İmamın ikinci görevi:

Hz. Peygamber (s.a.a.), İslam’ın ilk yıllarında, kendisinin direk olarak her yere gitmesi ve bütün kabileler ve halk tabakalarıyla görüşmesinin mümkün olmamasından dolayı, dini öğretileri açıklamak üzere Kur’an hafızları ve din konusunda bilinçli olan kimseleri değişik bölgelere göndermiştir.[4] İlahi öğretileri yaymada, bu Hz. Peygamber’in (s.a.a) güzel bir sünneti ve hatırasıdır.

On ikinci İmam (a.f) da aynı şekilde bu yöntemi gaybet-i sugra (kısa gaybet) döneminde uygulamıştır. Özel vekiller insanların dini konulardaki ilmi ihtiyaçlarını ve sorunlarını gidermişlerdir. Bu yöntem, gaybet- sugra döneminden sonra da devam etmiştir. Sadece şeklinde biraz değişiklik olmuştur; yani İmam Zaman (a.f), isim getirmeden genel olarak bazı özelliklerin taşınması şartıyla, vekilleri atamış ve insanlara da yeni gelişmeler karşısında onlara başvurmalarını emretmiştir.[5]

Ama bazen bu vekillerin de çözemeyeceği sorunların olması mümkündür. Böylesi durumlarda İmam Zaman (a.f), ya zamanın değerli kimseleriyle görüşerek ya da başka yollardan doğru yolu insanlara gösterir. Bu konu için, İslam fıkhında olan “icma’-i duhuli”[6] görüşüne veya İmam Zamanı (a.f)’ görme şerefine ulaşan kimseleri anlatan kitaplara kısaca bakmamız yeterlidir.

İmamın üçüncü görevinin de gaybetle çelişmediği hususunda, aynı şekilde önceki söylenen konular geçerlidir. Bu yüzden yeni bir açıklama yapmaya gerek yoktur.

Yukarıdaki konuların dışında, önemli iki noktanın da zikredilmesi gerekmektedir:

A) İmam (a.f), cismi olarak gaybete çekilmemiştir. Çünkü onun da diğer insanlar gibi normal bir yaşantısı vardır. Sadece ömrü, Allah’ın izniyle diğerlerine göre uzundur ve bu da akıl ve yaşama kanunlarına ters değildir. Sonuç olarak on ikinci imam’ın (a.f), unvan olarak gaybete çekildiğini söyleyebiliriz; yani İmam (a.f), zuhur zamanına kadar kendisini genel olarak dünya Müslümanlarının önderi ve imamı olarak tanıtmayacaktır.

B) İmamet felsefesi hakkında söylediklerimiz, sadece imamın görevleri ile sınırlıdır. Ama İmam’ın (a.f), imamet görevi dışında sağladığı başka faydaları da vardır ve bunlar onun sayesinde bizlere gelen ve şahit olduğumuz ilahi lütuf ve rahmetlerdir. Örnek olarak şunları söyleyebiliriz:

-Âlemin canı olması: Hz. Peygamber (s.a.a) ailesinin sözlerine göre İmam (a.f) âlemin canı[7] ve onun varlığı ve yokluğunun eksenidir. İmam (a.f) hakkında rivayetlerde şöyle gelmiştir:

“Eğer yeryüzü imamsız olursa, üzerindeki bütün insanları içine yutar.”[8]

-O yüce bereketlerin insanlara inmesi ve ilahi feyizlerin gelmesindeki vasıtadır. Bu yüzden rivayetler ve on iki imamların ziyaret namelinde şöyle gelmiştir:

“Gökyüzü sizin vesilenizle yağmur yağdırmakta ve yeryüzü sizin hatırınıza ağaçları yetiştirmekte ve ağaçlarda sizin için meyve vermektedir.”[9]

-İnsanların nefislerine etkide bulunmada[10] ve onları şeytanın karşısında sapıklığa düşmekten korumaktadır. Bunu Ramazan, Muharrem ve Sefer gibi mukaddes ve mübarek olan aylarda, dünyanın dört bir yanında görmekteyiz.

Bütün bu söylenenler gayip olan İmam’ın (a.f) faydalarından bazı seçmelerdir. Hz. Peygamber’in  (s.a.a.) buyurduğu gibi insanlar imamdan, bulutların arkasındaki güneşten faydalandıkları gibi faydalanmaktadırlar.[11]

Tabiî ki Hz. Peygamber’in (s.a.a) bu buyruğu çok ince ilmi konuları içermektedir ve daha ayrıntılı bilgi edinmek için bu konudaki daha açık kitaplara[12] müracaat edilebilir.[13]

 

 

---------------

[1]- Amuzeş-i Akaid, Muhammed Taki Misbah Yezdi, s. 306

[2]- İslam’da Şia, Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, s. 176

[3]- Delail-ul İmamet, Muhammed ibn-i Cerir Taberi

[4]- İslam Peygamberi tarihinden kısımlar, Cafer Subhani, s. 307

[5]- Vesail’üş-Şia, Şeyh Hürri Amili, c. 18, s. 101

[6]- Usul’ul Fıkıh, Şeyh Muhammed Rıza Muzaffer, s. 358

[7]- İmamların Hayatı, Mehdi Pişvai, s. 719

[8]- Usul-u Kâfi, Muhammed ibn-i Yakup Kuleyni, c. 1, s. 179

[9]- Kamil-uz-Ziyarat, İbn-i Kuvleveyh Kummi, ikinci ziyaret

[10]- Bidayet’ul Maarif’il İlahiye, Seyit Muhsin Harazi, c. 2, s. 153

[11]- Bihar’ul Envar, Muhammed Bakır Meclisi, c. 52, s. 93

[12]- Doğumdan Zuhura Kadar İmam Mehdi, Seyit Muhammed Kazım Kazvini,

[13]- Daha fazla bilgi için şu kaynaklara müracaat edilebilir: Şianın Görüşünde İmam Mehdi (a.f), s. 168; Gaybet Zamanında İmam-ı Zaman’ın Varlığının Faydaları, s. 654; İmamın Uzun Ömürlü Olmasının Faydaları, s. 221.




Bu haber 472 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SORU-CEVAP Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI