Bugun...



İmam Seccad (a.s) ve Dua - 2

İmam Seccad (a.s) ve Dua - 2

facebook-paylas
Tarih: 07-06-2021 11:57

İmam Seccad (a.s) ve Dua - 2

"Allah'ım! Sen her zamanda bir imamı kulların için bayrak ve yeryüzünde hidayet meşalesi karar kıldın. Kendin ile onun arasında doğrudan bir bağlantı kurduktan, onu senin razılığına ermek için vesile kıldıktan, onun emrine uymayı farz ve ona uymamaktan sakındırdıktan, onun emirlerine göre amel etmeye emir verdikten ve nehyine mürtekip olmayı yasakladıktan sonra, kendi dinini teyit buyurdun. O, öyle bir İmam'dır ki, kullarından hiçbirinin ondan öne geçmesine ve ondan ayrılmasına izin vermedin. Bir İmam ki, onu sana yönelenlere emniyet kanalı ve senin inayet ve hidayetine sarılanlara sağlam bir iman, bütün alemlerin iftiharı ve müminlerin sığınağı karar kıldın...

Allah'ım! Kendi kitap, kanun ve şeriatını ve Peygamberinin sünnetini onun vesilesiyle yücelt; ayakta tut ve dininin zalimler tarafından uçuruma sürüklenen öğreti ve maariflerini onların vesilesiyle dirilt. Zalimler tarafından senin yolunda çıkarılan inhiraf ve sapmaları onların eliyle kendi dininin eteğinden kazı ve yolundaki tehlikeleri onun vesilesiyle ortadan kaldır. Bizleri ona itaat eden ve onun rızasını kazanan kimselerden kıl."[1]

Yukarıdaki cümlelerden İmam'ın (a.s) Şii mefhumundaki itikadî imamet ilkesini İslam'ın itikadî konularının en önemlisi olarak yaymada, yılmadan telaş ettiği iyice anlaşılıyor. Ehl-i Beyt (a.s) hakkındaki bu methlere benzer övgüler “Nehc-ül Belağa” kitabında bol bir miktarda göze çarpmaktadır.

Masum İmamların (a.s) genelde en önemli görevlerinden birinin kendilerini Allah tarafından tayin edilen imam olarak halka tanıtmaları olduğuna burada değinmeliyiz. Aynen Emir-ül Müminin'in (a.s) Kûfe mescidinde değinildiği üzere, Ehl-i Beyt kalıbındaki "Gadir hadisini" izhar etmekte onların makamını iyice açıklamış olduğu gibi. Buna ilaveten Ehl-i Beyt'in (a.s) zulme uğrayıp, halkın arasında münzevi olması Şamlıların Seffah'ın karşısında “Hz. Resulullah'ın (s.a.a) Ben-î Ümeyye'den başka bir Ehl-i Beyt'i yoktur” dedikleri gibi bu durum İslam ülkesinin diğer mıntıkalarında da çıkmasın diye Hz. Resulullah'ın (s.a.a) gerçek Ehl-i Beyt'inin (a.s) tanıtılması gerekiyordu.

İmam Seccad (a.s) Şam'a götürüldüğü zaman (meşhur olduğu gibi) hem hutbede ve hem de muhtelif şahıslarla konuşmalarında Ehl-i Beyt'i (a.s) tanıtmak için bir takım sözleri dile getirdi. Bu hadisi rivayet eden İbn-i A'sem şöyle naklediyor:[2]

Hz. Resulullah'ın (s.a.a) hanedanını "Tuma" adındaki bir kapıdan Şam'a getirip, diğer esirlerin bekletildikleri mescidin kapısının eşiğinde onları beklettiler. Bu sırada yaşlı biri onlara yaklaşıp şöyle dedi:

"Allah'a şükürler olsun ki sizi öldürdü ve halkı sizin ihtişamınızdan kurtardı ve Emirü’l Müminin'i size musallat etti."

İmam Seccad (a.s) ona şöyle dedi: Ey ihtiyar! Hiç Kur'an okudun mu?

O, “Evet, okudum” dedi.

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Ben yakınlarımın hakkında iyilik etmekten başka bir mükafat istemiyorum" ayetini okudun mu?

O, “Evet, okudum” dedi.

İmam (a.s) “Ey yaşlı! O yakınlar biziz” buyurdu.

İmam (a.s) şöyle buyurdu: Ben-i İsrail suresindeki "Yakınlarının hakkını ver" ayetini hiç okudun mu?

0, “Evet, okudum” dedi.

İmam (a.s) “Yakınlar biziz” buyurdu.

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Bilin ki bir şeyden ganimet aldığınızda, faydalandığınızda onun beşte biri Allah ve Resulü ve yakınlarınındır" ayetini okumuş muydun?

O, “Evet, okudum” dedi.

İmam (a.s) “Ey ihtiyar! O yakınlar biziz” buyurdu.

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Allah, siz Ehl-i Beyt'ten pislikleri giderip, sizi tertemiz kılmak ister" ayetini okudun mu?

O, “Evet, okudum” dedi.

İmam (a.s) “Ey ihtiyar! Allah'ın tathir ayetini sadece bizlere mahsus kıldığı Ehl-i Beyt'iz biz” buyurdu.

Yaşlı adam tam bu sırada biraz susup pişman oldu ve şöyle dedi: Allah'ım! Ben ona söylediklerimden ve bunlara karşı düşmanlık beslediğimden dolayı sana sığınıyorum. Allah'ım! Ben Muhammed (s.a.a) ve Âl-i Muhammed'in düşmanlarından nefret ediyorum; onlardan uzağım.

İmam Seccad (a.s.) siyasi konuların yanı sıra bu dualar kalıbında "tevhid" ve benzeri konular hakkındaki doğru İslamî akideleri açıklıyordu. Bir zaman bazılarının Allah'ı mahluklara benzettiğini duyunca, öfkeli bir halde Hz. Peygamber'in (s.a.a) kabrinin yanına gelip, bir dua biçiminde gerçek tevhid anlayışını dile getirerek, teşbihe inanmanın yanlış olduğunu belirtti.[3]

Ben-î Ümeyye'nin yozlaştırdığı, aziz İslam'ı alaya aldığı ve iğrenç, çirkin hedeflerine ulaşmak için İslam'ı alet olarak kullandığı bir toplumda İmam Seccad'ın (a.s) bu duaları terennüm etmesi, uzun uzadıya ağlayıp inlemeleri, o zamanın aldatılmış ve uykuya dalmış halkı için eğitici ve sarsıcı bir ders sayılıyordu.

İmam (a.s) Kerbela faciasını da anarak, uzunca ve hazin bir şekilde ağlıyor ve şöyle buyuruyordu: Yakub, Yusuf'un -muhakkak öldüğünü bilmediği halde onun uğrunda- öyle ağladı ki gözlerinin karası gitti ama ben Resulullah (s.a.a) hanedanının en iyi şahıslarından on altısının nasıl kanlarıyla yoğrulduğunu kendi gözlerimle gördüğüm halde, nasıl ağlamayayım. Böylece İmam'ın (a.s) hazin ağlayışları büyük bir ölçüde halkı kanlı Kerbela vakıasına, onun üzerinde titizlik göstermeye ve hedeflerinin kökenini araştırıp bulmaya yönlendiriyordu.[4]

 

 

-----------------

[1]- Sahife-i Seccadiye, Dua: 47.

[2]- İbn-i A'sem, c. 5, s. 242-243.

[3]- Keşf-ül Ğumme (İrbili), c. 2, s. 89, Tebriz baskısı.

[4]- Bkz: Taberi, c. 5, s. 196-212-213. Beyrut, İzzüddin basımı.




Bu haber 550 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER NURANİ SÖZLER Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
HAVA DURUMU
İLAN PANOSU

Web sitemize nasıl ulaştınız?


NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI